AŞK DEDİĞİN...
AŞK DEDİĞİN…
Siz bakmayın günümüzde; “aşk bir sudur…" ya da "aşk bir kösele...” diye başlayan ve argo kelimelerle biten laubali aşk tanımlamalarına. Hoş, geçmişte lalezarlarda yaşanan aşklar, şimdi sanal alemde google’dan aranıyorsa, bundan fazlası da beklenemez ya! Ancak her devirde her yüreğin muhtaç olduğu, ve en güzel ve süslü tanımlamaları hak eden, yeryüzünün en ulvi duygusudur aşk. Her insan ahir ömründe mutlaka aşık olmalı, olmalı ki bu duygunun ne kadar ulvi olduğunu anlayabilmelidir. Hiç aşık olmayan adam, yarım adamdır aslında. Sizce de öyleyse eğer, işte size aşka dair güzel tanımlamalar...
Bazen kalmaktır aşk, bazen gitmektir. Bazen ise kalakalmaktır. Okuryazar değilken şair olmak, âlim iken cahil olmaktır aşk. Sevgilinin ruhunda kendini bulmak, hiç tereddüt etmeden İsmail olmak, Yusuf olmaktır aşk. Aklı bir karış havadayken duyguları karaya vurmaktır, denizin üstünde yürümek, karada bunalıp boğulmaktır aşk. Düz yolda tökezlemek, yokuş yukarı inmek, yokuş aşağı çıkmaktır aşk. Temmuzda tir tir titremek, şubatta alev alev yanmaktır aşk. Bazen eriyip bitmek, bazen yok olmaktır aşk.
Bazen gül bahçesidir, bazen Cennet kokusu. Bazen baldıran zehiridir, bazen abu hayat şurubu. Bazen hayat bulmak, bazen can çekişmektir. Bazen sevap işleyip bazen tövbe bozmaktır. Küçük hataları hiç görmeyip, büyük hatalara gülüp geçmektir. Şubatta temmuzu yaşamaktır. Yanındayken özlemektir. Kalem olmadan yazmak, silgi kullanmadan silmektir. Gözü açık iken önünü görememek, gözü kapalı iken uzakları görmektir. Gülü dikeni ile avuçlamak, kor ateşte yalınayak yürümektir. Verilene razı olmak, karşılıksız vermektir. Gündüz karanlıklarda dolaşmak, gece güneşi seyretmektir.
Sağanak yağmuru hissetmemek, güneşli havada ıslanmaktır aşk. Gönderilmeyen mektupları ulaştırmak, etrafa sevgi bulaştırmaktır aşk. Her dertten zevk almak, acıya tiryaki olmaktır aşk. Kalbi pır pır etmek, ayağı yerden kesilmektir aşk. Olmayan dertlere kafayı takmak, dönüp dönüp geriye bakmaktır aşk. Kayıtsız şartsız teslim olmak, ölürcesine sevmek ve sonunda kavuşamamaktır aşk. Yaralı bir yüreğe, gözyaşı ile derman olmaktır aşk. Ne olursa olsun, nasıl olursa olsun, ne zaman olursa olsun. Eninde sonunda, aklında ya da kalbinde, bir kerecikte olsa, aşkı yaşamaktır aşk. Bazen salıncakta, bazen ise darağacında sallanmaktır aşk…
Bir Şiir
AŞK BİR MUAMMA
Aşk denilen muamma yediveren sarmaşık
Bir çetrefil bir girdap kör karanlık bir kuyu
Labirent var ya hani ondan daha karmaşık
Nice hülyalı göze haram eder uykuyu
Hayatın alt-üst olur saatler durur sanki
Sevilmek bir nebze de sevmek öyle yaman ki
Aklın da iki karış havadadır inan ki
Ancak sevip tadarsın böyle güzel duyguyu
Çirkin güzel görünür sevdalının gözüne
Ömür feda edilir maşuğun bir sözüne
Ayrılık endişesi benzer meşe közüne
Aynı anda yaşarsın sevinç ile korkuyu
Gün gelir pencerede yollarını gözletir
Gün gelir ayağını düz yolda tökezletir
Tuhaf bir duygu ile yanındayken özletir
Başka nasıl tadarsın böylesi bir coşkuyu
Hiç bir engel tanımaz her zorluğu aşarsın
Ne çileler çekersin ne acılar yaşarsın
Nasıl dayandığına kendin bile şaşarsın
Gözün görmez üstüne salsalar da orduyu
Tutulmaya gör hele böyledir onun huyu
Kıyısından geçenin değişir huyu suyu
Açamazsan kalp denen o sihirli kutuyu
Yürek virane olur felce uğrar beş duyu
Kemal Oğuz
Bir Fıkra
Delikanlı, aşık olduğu kıza şöyle bir mesaj atmış; Sabahları kahvaltı yapamıyorum, çünkü seni düşünüyorum. Öğlenleri yemek yiyemiyorum, çünkü seni düşünüyorum. Akşamları yemek yiyemiyorum çünkü seni düşünüyorum. Geceleri uyuyamıyorum çünkü açım.
Bir Atasözü
Aşığa Bağdat sorulmaz.
Bir Söz
Bedava peynir sadece fare kapanında olur…
Duvar Yazısı
Dikkat! Aşkın gözü kördür, burası ise duvardır...
Askerlik Anıları
Hurda haline gelmiş eski bir aracın şoförüydü Süleyman. Aracı hep arıza yapıyor, komutanı da hep ona kızıyordu. Azar işitmekten bunalan Süleyman için, korkulu an yine gelmiş, aracı yine arıza yapmıştı. Komutanı bu kez dozu artırdı:
-Oğlum bu ne yaa. Arabanın her tarafı ötüyor. Neden bakmıyorsun arabana. Artık yeter, seni mahkemeye vereceğim.
Asker mahcup. Çünkü verecek cevabı yok. Mahkemeye gitmek büyük dert. Komutana yalvaran gözlerle baktı:
-Komutanım, size söz. Aracıma çok iyi bakacağım. Terhisime az kaldı, Mahkemeye vermeyin.
-Hayır. Artık yeter. Bir arabanın her tarafı öter mi arkadaş. Söyle bana, “Arabanın şurası ötmüyor” de, kabul. Var mı ötmeyen bir yeri?
Asker içtenlikle ve samimi bir cevap verdi:
-Var komutanım. Kornası ötmüyor…
K.Oğuz “Asker Gülmez Güldürür” Sayfa:33
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.