Gündönümü
"-Hayır memur bey tanımıyorum dedim ya, onu kasabada çok nadir görüyordum ve isminin M. olduğunu da sizden öğrendim. Kesinlikle ne tanışmışlığım, ne de azcık olsun bir konuşmuşluğum vardır. Sadece göz aşinalığı derler ya, göz aşinalığı dışında bir yakınlık yoktu. Çok mu güzeldi? Hayır. Ama bir kere baktınız mı unutamayacağınız bir görünüşü vardı. Daha çok bir şeylerin en saf halini anımsatıyordu. Birkaç kez H. amcanın dükkanında karşılaştığımdan biliyorum. Onunla şimdiye kadar tek kelime etmedik. Aslında şimdi düşünüyorum da onun kimseyle tek kelime ettiğini görmedim. İsterseniz H. amcayla bir konuşun belki onun bildiği yada duyduğu birşeyler vardır. Bu kasabada herşeyden haberi olan biri varsa o da H. amcadır. 21 Aralık tarihinde gerçekleşen olay konusunda da (tabi eğer gerçekten bir şey olduysa) yerel gazeteler ve sizden aldığım yarım yamalak bilgiler dışında herhangi bir malumatım yok. Şimdi tabi siz şunu merak ediyorsunuz; o gün P.gölü civarında ne arıyordum. Gezintiye çıktığımı söylesem bu size çok mantıksız gelecek çünkü o gün çok kuvvetli bir tipi olduğunu söylüyorsunuz. Ama eğer gerçekten delirmemişsem yada rüya görmemişsem bahsi geçen gün(21 Aralık) öğleden sonra hava günlük güneşlikti ve üzerimdeki spor montumu çıkarmamı gerektirecek kadar ısınmıştı.
O sabah, her haftasonu yaptığım gibi saat 10 civarı uyandım. Kesin bir saat vermiyorum çünkü haftasonları saat kurmam, ancak evdeki saatlerden birini 10 gibi gördüğümü anımsıyorum. Uyandıktan sonra sabah sporumu yapmak için kıyafetlerimi değiştirip dışarı çıktım. Hava soğuktu ve etrafta kar vardı ama bahsettiğiniz tipiden eser yoktu. Yaklaşık bir saat koştum ve birşeyler atıştırmak için H. amcanın yerine geldim. O da oradaydı. Konuştuğunu duymadım, sadece parmağıyla vişneli turtaları işaret ediyordu. H. amca da tezgahın diğer tarafından kızın hangisini işaret ettiğini kestirmeye çalışıyordu. Ben masaya oturmuş onları izlerken bir yandan da sobanın yanında ısınmaya çalışıyordum. Içeri girdiğimde ikisi de bana bakmamıştı. Ama şimdi kız sanki bana bakıyordu. Sanki diyorum çünkü benden çok benim içimdeki birşeyi görmeye çalışır gibi insanı delip geçen bir bakışı vardı. O sırada farkında olmadan üşümüş olan elimi sobaya çok yaklaştırmışım. Elimin acısıyla yerimden fırladım ve ayağımı sobanın yanında odunların konulduğu teneke kovaya çarptım. Kendi kendime söylenirken, tekrar kızın olduğu tarafa baktım ve artık orada olmadığını gördüm. O anda elimin acısından kızın çıktığını farketmedim diye düşündüm. Pencereden dışarı göz gezdirdim ortalıkta kimse gözükmüyordu.
"-Bu kız dilsiz galiba" dedi H. amca, elinde bir torba buzla yanımda dikiliyordu.
-Hıı dedim.
"-İstediği şeyi sadece işaret ediyor, konuştuğunu duymadım. Gözlerim zaten iyi görmüyor bir de bunun ne istediğini anlamaya çalışıyorum", dedi.
-Hep burda görüyorum, ne alıyor, diye sordum.
"-Vişneli turta tabii ki, bizim hanımın turtalarının ünü birgün bu kasabayı aşacak görürsün. O vişneleri taa yazın Y. korusundaki yabani vişne ağaçlarından topladı. Hani şu gölün kuzeyine düşen tarafta. Onları buzlukta saklıyor ve bu kasabanın bu turtalara ihtiyacı var diyor. Aslına bakarsan kasabadan çok bu turtalara bizim ihtiyacımız var. Çünkü tek satabildiğimiz şey turta. Kırk yılda bir birinin yolu düşecek de birşeyler yiyip içecek. Zaten bu aylarda kimse cesaret edip bu taraflara seyahat etmiyor. Ne dersin bu sene de yollar kapanır mı? Aslında yolların açık yada kapalı olması çok birşey farketmiyor. Yiyecek desen zaten herkes kendi stoğunu yapıyor.<> Bu arada Sen nereye bakıyorsun öyle?".
Konu başladığımız noktadan alakasız yerlere gelmişti. H. amca bir konuya girdimi artık kaçışınız olmaz. Dinlemiyormuş gibi yapmanın da bir faydası yoktur. Saatlerce birşeyler anlatabilir. -Hiçbiryere, dedim ben de. Aslında dışarıda kızı arıyordum, bu kadar çabuk kaçarcasına nereye gitmiş olabilirdi acaba? Neyse dedim, oturdum, bol baharatlı bir omlet, yanında da koca bir bardak çay istedim. Karnımı güzelce doyurup, gazete okumaya başladım. Pencereden gelen güneş ışığı ve sobanın sıcaklığı uykumu getirmeye başlamıştı. Artık gazetenin sadece büyük fontlu başlıklarına ve resimlerine bakıyordum. Gazetede bu sene kış koşullarının zor geçeceğini söyleyen haberler, ormanda kaçak odun keserken yakalanmış iki köylünün resimleri, benden iki blok ötede oturan Z. hanımın köpeğinin kayıp ilanı(o köpeği hiç sevmezdim, o da beni) ve kasabanın biraz dışında bulunan terkedilmiş bir araba haberi. Tabi bunlar pek fazla olayın olmadığı bu yerde gazetenin ön sayfalarını süslüyorlardı. O an için bana bu haberlerde bi gariplik varmış gibi gelmedi. Hepsi birbirinden bağımsız olaylar gibi gözüküyordu. Doğal olarak önemsemedim ve hesabı ödemek için kalktım, H. amcanın yeni bir konu hakkında konuşmaya başladığını farkedip ben de tıpkı o kız gibi kaçarcasına çıktım... ==>
YORUMLAR
Arka sıraların insanı olmalısın. Hiç bir zaman derslerinde yeterince başarı gösteremeyen ama o gizemli tavrıyla herkesin ilgisini çeken. Çoğunluğun yıkıldığı olaylara serin kanlılıkla el atan hatta el atmaya tenezzül bile etmeyen bir gözlemci. Hikaye anlatımın bana bunu hissettirdi ikinci hikayeni de okurken merak konusunda ki odağı toparlayabilmen dikkatimi çekmeye devam ediyor bakalım neler olacak..
Sakin ama gizemli bir kasabada bir yabancının ismi M olan bir kızla yollarının kesiştiği ama içinden nasıl bir hikayenin çıkacağına dair soru işaretleriyle okuyucuyu merakta bırakan, gerilimi dozunda bir öyküye giriş yapmışıs bu ilk bölümle.
Kasabadaki insanların ve yerlerin isimlerinin sadece ilk harflerinin verilmeside hikayenin bütününde yoğun bir şekilde hissettiğimiz gizemle örtüşüyor bilinmeyen isimler,yerler.
İlginç bir hikaye,anlatım keyifli ve gizemli ikinci bölümde tünelin ucundaki ışığı ne kadar göstermiş yazar görelim diyorum...
Sevgili Fatih.
Kaleminden ilginç bir hikaye okudum. Sanki içinde '' Da Vincinin şifreleri '' gibi bir takım sırlar varmış gibi..Mesela Neden Kızın adı Melahat değil de M, Amca Hüseyin değil de H ve Gölün adı mesela Peri gölü değil de P, Y korusu, Z Teyze?
21 Aralık? Senenin en uzun gecesi?
Ve öykünün sonu: Eeeee sonra ne oldu?
Velhasılı kelam devamını bekliyorum ama sanırım yok..Olsaydı başına bölüm 1 derdin.
Sanırım devamını bize tamamlatmak istiyorsun.
Güzeldi, ilginçti, gizemliydi.
Selam ve sevgilerimle.