MUSA’YI BEKLERKEN-7
Hiçbir şeyden anladığın veya anlamadığın yok! Anlamlandırdığın da yok! Konuşuyorsun sen, sadece! İki kere iki dört ediyorsa bu matematikçilerin sorunu, senin ya da benim değil. Ben bir şey bilmek istemiyorum artık. Kutsal olanla kutsal olan ilgilensin! Ben kutsal da değilim uysal da… Anladın mı anlamsız ‘’anlamla’’ ilgilenen arkadaşım. Sevgililer gününde sevgisiz olmam da beni ilgilendirir. İnimden dışarı da çıkmak istemiyorum.
Kuşların baharda tekrar şevkle ötüşmeye başlaması bırak da sadece sevgilileri ilgilendiren bir konu olsun! Bize şey kalır, kargaların ‘’gag’’ları filan… Bırak birbirlerini yesinler. Yesinler o edebi dilini! Çık şu dala bak! Her neyse artık, çık veya bak.
Okumak istemiyorum artık, boş ver! Okumak istemiyorum seni veya dünyayı. Önce kendimi okumalıydım. Beni görünce neden aklına Musa geliyor ki? Musa’nın banyoda soyunup soğuk suyun altına uzanması ve bayılmadan önce hayâ yerlerine tuhaf tuhaf bakması ile benim ne alakam var? Hiç alakası yok, yazar bazen bilerek kendi dünya görüşüne aykırı olan eylemleri kahramana yaptırır.
Öyle yorumlaman manidar! Sevgiler gününde sevgisiz olmak da ayrıcalık. Bizim sorunumuz fazla iyi olmamız. Hı, hı! Kızlar erkeklerin bile gıpta ile baktıkları erkekleri sevmezler! Kızlar tatlıcı Mehmet Usta’yı veya Zurnacı Cevdet’i sever. Evet, evet! Artık ötesine geçtik, çok ötesine böyle dünyaların. Evlenmemiz lazım, eğlenmemiz lazım. Ne evlendik ne eğlendik! En kötüsü de bu olsa gerek! Unut bunları… Bize göre değil… Yalan, o kız arkadaşım filan değil, başka bir şey… Sevgilim dediğime bakma! Bakma bana. Klasik erkek tavırları, evet!
Bize göre olan ne var ki? Bizim sevgilimiz Albert Camus, Elif Şafak, Descartes, Bergman filan. Hayır, biz öyle şeylerden anlamayız. Bizler sevgilimize sevgililer gününde fantazi iç çamaşırları alacak kadar uçmadık, uçucu mekânlarda bulunmuş olsak da. Evet, berbat bir şey… Karşılıksız sevdiğimiz bir kıza erkek arkadaşının fantazi iç çamaşırı aldığını düşünmek berbat bir şey. Çok berbat! Evet, evet unutalım öyle düşünceleri… Karşılıksız sevdiğimiz kızın erkek arkadaşı keyifle bize sevgililer gününe özel aldığı fantezi iç çamaşırlarını göstermedi hiç…
İç çamaşırı satan dükkânlara kinle de bakmadık hiç bu sebepten… Ee, anlat bakalım ne yapalım da köşeyi dönelim? Hayvancılık mı? Güzel fikir, ama nasıl? Hemen girişelim mi diyorsun! Evet, üç yıl önce de aynı şeyleri konuşuyorduk. Lanet bir dünya, lanet bir bakış açısı. Hiçbir şey ‘geç kaldık’ dediğimizde geç kalmamıştır sanki… Öyle değil mi? O zaman biraz daha bekleriz, o zaman tekrar bu cümleyi tekrar ederiz.
Hiçbir şey ‘geç kaldık her şey için’ dediğimiz anda geç kalmamıştır. Biraz daha oyalanalım bu cümle ile.
Üç beş yıl daha filan…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.