Erzurum Fuarı’nı Geri Verin!
23 Temmuz Erzurum Doğu Fuarı 1969 yılında kuruldu. İzmir Fuarı’nın doğudaki bir versiyonuydu burası. Adını Erzurum Kongresi’nin yapıldığı tarihten (23 Temmuz 1919) alan Erzurum’un en büyük kültür, eğlence organizasyonuydu Doğu Fuarı.
70’li yıllarda çocukluk döneminin yaşayan ben ve yaşıtlarım için Doğu Fuarı en renkli, en eğlenceli mekanlardan biriydi. O yıllarda Haziran ayında okullar tatil olduktan sonra Temmuz ayı bizim için en önemli aydı. O zamanlar şehir dışına tatile çıkmak diye bir mefhum yoktu. İmkanlar kısıtlıydı. Bu nedenle biz çocuklar ve ailelerimiz Temmuz ayını dört gözle beklerdik. Temmuz ayı fuar ayıydı. Tatil bizim için fuar demekti.
Fuar Erzurum’un Kuzey tarafında geniş bir alana kurulmuştu. Giriş tarafında upuzun bir havuz bulunurdu. Bu havuzun sağında ve solunda yollar ve bu yolların yanında da devlet dairelerinin standları (pavyonları) bulunurdu.
En sevdiğim stantlardan biri babamın işyeri olan İller Bankası’ydı. Mekanın içindeki salonda camdan, büyük bir bir camekan vardı. Camekanın içine kocaman bir musluk yerleştirilmişti. Musluktan su akıyordu fakat ilginç olan musluğun borusu yoktu. Musluğun içine ince bir boru yerleştirildiğini ve motorla buraya su basıldığını babamdan öğrenmiştim.
Standın bahçesinde Tortum Santrali’nin betondan maketi vardı. Burasını babam yaptırmıştı. İstanbul’daki Miniatürk gibi dağlar, yollar, ağaçlar, evler birebir küçültülmüştü. Çok güzel bir görüntüydü.
İller Bankası’na yakın bir yerde işletmesini dayımın yaptığı Göl Gazinosu vardı. Bitişiğinde de büyük bir gölü andıran havuz bulunurdu. İskelesinde sandallar olurdu. Deniz özlemini burada giderirdi gençler, aileler. Fuarda Tekel İdaresi, Paşabahçe, PTT, Halıcılık Enstitüsü de ilgi gören stantlardandı. Fuar alanı içindeki küçük tren de çok rağbet görürdü. Çuf çuf sesleri eşliğinde fuarın etrafını tur atardı.
Biz çocuklar için fuarın en eğlenceli mekanı lunaparktı. Neler yoktu ki burada. Dönme dolap, atış poligonu, çarpışan otolar, halkacılar, sihirbazlar vs.vs. Ben en çok tüfek atış poligonunu severdim. Oldukça ağır olan makinayı kaldırmak, omuza yerleştirmek, gez-göz-arpacık ayarı yapmak, titretmeden tetiği çekmek en zevkli ritüeldi benim için.
Lunaparktaki eğlenceli yerlerden biri de motorsiklet kulesiydi. Silindir şeklindeki ahşap kule etrafına seyirci koltukları yerleştirilmişti. Ortada iki motorsikletli büyük gürültü içinde döne döne bu kulenin en üstüne tırmanıyorlardı ve birbirlerine çarpmıyorlardı. Heyecan zirvedeydi biz çocuklarda.
Fuarın yeşil alanları ailelerin piknik yeriydi. Yaz akşamları Erzurum halkı sıcak havada evden getirdikleri su böreklerini, yaprak dolmalarını, ecem ekmeklerini afiyetle yerler, üzerine de limonlu çaylarını içerlerdi.
Zamanla fuara ilgi azaldı, çekiciliğini kaybetti. Televizyonun, atarinin, videonun yaygınlaşması da bu ilginin azalmasına neden oldu. Fuar içindeki standlara ve fuar çevresindeki yeşil alanlara bakım yapılmadı ve nihayetinde fuarın kapısına kilit vuruldu. Fuar daha sonra “Serbest Bölge” ye dönüştürüldü. Bu yatırım da ilgi görmedi ve Serbest Bölge de kapısına kilit vurdu. En son kapısına “Olimpiyat Parkı” tabelası asıldı ama içerde ne tür faaliyet yapıldığını hiçbir Erzurum’lu anlayamadı. Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin fuarın eski haline getirileceği yönünde beyanatları gazetelerde yayınlandı. Bir Erzurum’lu olarak yetkililere sesleniyorum: “ Erzurum Fuarı’nı geri verin!”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.