- 647 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Acılarla Yaşam Mücadelesi
Bir gün uyarsa yeniden uğra buraya. Benliğimin binlerce olayla sorguladığı yaşadıklarımın sınırlarındaki çelişkilerle dolu yaşamıma. Sana dertlerimi vereyim.Yeniden güldür yüzümü sonra saatlerce ağlat beni. Ya da önce ağlat sonra güldür beni. Önce acılarını anlat sonra askerlik hatıralarını… Anlat kanserli bir babanın ölüm döşeğinde çektiği ızdırabı. Oğlunun hikayesini anlat bana, eşini… Hayatın gerçeğini göster bana. Al kalbimdeki ihanet çemberini.Yerine başka acıların gözyaşlarını koy. Kanserin yavaş yavaş her geçen günde her geçen haftada sevdiğinin gözlerinin önünde eriyişini anlat bana. Hıçkırıklarını anlat. Duvarlarla saatlerce konuşmanı anlat bana. Bana hayatı anlat. Bu kadar acıdan sonra bir ihanetse bana acı veren sen bana gerçek acıları anlat. Nasıl ayakta kaldığını anlat asker olarak nöbet yerinde. Eve dönüşlerini anlat izin günlerinde. Evde kimsenin olmayışını anlat. Her dönüşünde hastanede babanla olan anneni anlat. Üşürken nasıl onu sardığını çarşaflara. Her izin gününü kanserli hastaların yattığı hastanede geçirdiğin ızdırap dolu günlerini anlat bana. Babanı gördükçe yatırken bacakları perişan, gözlerini gözlerine odaklamaya çalışırken, gözyaşlarını tutamayışını anlat bana. Bir deri bir kemik kalışını anlat. Odadan nasıl koşarak çıktığını, onun seni ağlarken görmemesi için kendi içinde verdiğin savaşı anlat bana. Saçları döküldüğü için birinin kendisini görmesinden çekindiği anları anlat. Artık fonksiyonları yavaş yavaş yok olurken dilinin çarparak seni gördüğü o anlarda seninle konuşmak isteyişini anlat. Senin onu dinlerken, anlamaya çalışırken verdiğin mücadeleyi anlat. Acı haberin bölüğe geldiği günde o kırmızı çiçekli ağacın altında yaşadığın ızdırabı anlat bana. Seni oradan başka bir bölüğe göndermeleri için yaptığın yakarışlarını anlat. Seni seven insanların kal diyerek sana verdikleri desteği anlat. Bana sen de atlatacaksın. Bu günler geçecek, duvarlarla konuşacak, hıçkırıklarına boğulacak ama yine yaşayacaksın de...
Hadi söyle!
Mezarı başına gidip de toprak atma anı gelince kaçışını anlat. Yapamayışını. Bazılarının ayıpladığını ama bana nasıl babamın mezarına kürekle toprak atacaktım diyerek isyan edişini anlat. Bana hayatın gerçeğini anlat yeniden. Annem de ölürse nasıl dayanacağım diye haykırdığın zamanları anlat. Acılarıma başka acılar ekle! Dertlerime başka dertler...
Al alabilirsen yaşadığım ihanetin izlerini benliğimden. Bana güven ver! Sadece güven ver... Bu kadar acılara rağmen ayaktasın. Mücadele ediyorsun. İş arıyor, hayatta kalma mücadelesi veriyorsun. Ama anlayabilir misin benim senin bu acını anladığım kadar bir ihanetin de beni nasıl acıttığını?
İhanetin ardından benliğine kazınan duygulardan bahsedeyim sana; başlarsın şüphe etmeye en ufacık ilgiden. Hayret edersin çalan telefonuna. Biri kart atar dünyanın en mutlu insanı olursun, şaşırırsın neden diye! Bir mesaj alırsın için titrer. Öyle parçalanmışsındır ki birer birer en küçüçük ilgi, birazcık güven, o hisli duygular hayret ettirir seni. Bir umut doğar yeniden eskisi gibi. Nedir bu umudun adı dersin?
Güvenme arzusu. Güvenmek istersin insanlara. Ama uzun sürmez. Düşün ne mantık, ne umut ne de yazılanlarla çizilenlerle eskisi gibi başlayamıyorsun yeniden. Hep yeniden eskisi gibi oluyor her şey… Güvenle çıksan da yola yeniden eskisi gibi kalıyor herşey. Kalıyorum yeniden eskisi gibi yarı yolda. Bin adım gidiyorum bir adımda çıkıyor karşıma.
Güvenmek istiyorum. Şüphe etmemek ben gibi inanmak.
Bir sevgili değil güvenecek bir değer arıyor kalbim.
İnsan diyorum yeniden eskisi gibi…
Sadece İnsan!
“Binlerce farklı yaşam var böyle bir yaşam hikayesi de yaşanmıştır. Her olasılığı yaşıyorum. Bildiğim bir tek şey var bu da bir acı. Bazıları çevresindekilerinin ölümünü yaşar ve benliğinde acı hisseder. Bazıları gözünün önünde duygularının parçalanışıyla acı çeker. Sonuçta hepsi acı veriyor. Hepsi de geceleri yatırken uykusuz bırakıyor, hıçkırıklara boğuyor. Duvarlarla konuşturuyor. Bir teselli arıyor ve yaşam devam ediyor.”
Hayat Bu!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.