19
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
2192
Okunma
Yağmurun ıslattığı topraklar çoktan çamura dönüşmüştü bile .Yamalı asfalt yol da nasibini almış çukurlarına sular birikmişti. Bulutlar yavaş yavaş dağılırken güneş yüzünü göstermiş .ve çocuklar evden sokağa çıkmanın sevinciyle çığlıklar atarak oynuyorlardı.
Küçük Ali paçaları çamurlanmış halde elindeki sopayla suların içinde öyle mutluydu ki. Yanına gelen Ahmet ona baktı ...baktı..
" Ne yapıyorsun ?"
Ali başını kaldırmadan ciddi bir iş le uğraşıyor gibi..
" Hiççç ...gemimi yüzdürüyorum."
" Ben de yüzdüreyim mi ? "
"Çıkkk...vermem benim."
Ahmet sopaya hamle yaparak Ali’nin elinden almaya çalıştı.
" Bırakkkk ! Benim ooooo ."
Sopa paylaşılmayan bir oyuncaktı sanki.
Ali ağlamamak için dudaklarını ısırıyordu.
"Seni babama söylersem görürsün."
Ahmet omuzunu silkti.
" Hıhhh ...söyle benim babam senin babanı döver."
" Ama...ama... benim babamın tabancası var takkk diye vurur ."
" Vuramaz bi kerem... benim babamın da bombası var."
Ahmet Ali’yi iterek düşürdü.O canı acıyarak çamurlara iyice bulanmış vaziyette ağlamaya başladı.
" Anneeeeeeeeeeeeeeee."
Eve doğru koşarak kapıya hızlı hızlı vururken bir yandan da içini çekip çekip duruyordu.
Kadın telaşla dışarıya koştu.
" Ne oldu ; ne bu halin ?"
" Annee...annee.. Ahmet beni dövdü."
" Niyee?"
Oğlan hem yutkunuyor hem de ağlamaktan zor cevap veriyordu.
" Elimdeki sopayı almak istedi ...sonra... sonra.. beni... çamura itti."
Kadin içeri girip üstüne bir hırka aldıktan sonra aceleyle terliklerini de giyerek oğlunun elinden tutup hırsla Ahmet’in annesine gitti.
"Komşuuu ...huuu komşuuuu !"
Halime Hanım iri yarı oldukça kilolu haliyle minyon tipli Fatma hanıma tepeden bakıyordu adeta.
" Hayır ola ?"
" Daha ne olsun senin bu haylaz oğlun yok mu bak ne hale getirmiş çocuğumu."
"Şikayete mi geldin terbiyesiz."
" Evet asıl terbiyesiz sensin sözlerine dikkat et."
Halime Hanım elini beline koyup kafasını salladı.
" Beni kızdırma bak fena olur sonra."
Küçük Ali olanlardan korkmuş bir annesine bir de öbür kadına bakıyordu.
Fatma hanım iyice sinirlenmiş; artık iş çığırından çıkmıştı.
" De bakalım ne yapacaksın hadi de bakalım ."
Kavgayı duyan komşular yanlarına gelmeye başladı.
İki kadın birbirlerine girmiş; Halime hanım onun saçından tuttuğu gibi yere yatırmış öbürü ise can havliyle tokat atmıştı:İşin kötüsü kimse ayıramıyordu .
Ali koşarak oradan ayrılmış ;Ahmet ise korkudan köşeye sinmişti.
" Niye bağırıyorlar ?"
" Bilmem ki .."
" Ben de ."
"Oynayalım mı ?"
" Tamam." Ahmet minicik çamurlu ellerini cebine sokarak birkaç misket çıkarıp uzattı ."
" Al .."
Ali de sopasını uzattı.
Bu da senin olsun.
İkisi de sarmaş dolaş hiç bir şey olmamışcasına misket oynamaya başladılar.
Uzaktan hala iki kadının kavgası duyuluyordu....
SEVGİLERİMLE
NEŞE KIZILYAR
YAZIMI GÜNÜN SEÇKİSİNE TAŞIYAN SEVGİLİ SEÇİÇİ KURULA VE EDEBİYAT DEFTERİNDEKİ TÜM CAN DOSTLARIMA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM SEVGİLERİMLE