15
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2546
Okunma
Edebiyat Defteri Sitemizde şiirler bölümünde ’Şiirim Hikayesi ’ Diye bir bölüm var da yazılar için öyle bir bölüm yok.
Varsın olmasın...Ben ilk kez böyle bir bölüm yapıyorum ve yazımın hikayesini yayınlıyorum önce.
YAZININ HİKAYESİ:
يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُم بِاللَّهِ الْغَرُورُ
Ey insanlar! Muhakkak ki Allah’ın vaadi haktır. Öyleyse dünya hayatı sizi sakın aldatmasın. Aldatıcılar da sizi Allah ile aldatmasınlar.
Fatır Suresi 5. Ayet
---------------------------------------------------------------------------------
Muhterem Beyefendi
Oldukça uzun zaman oldu size mektup yazmayalı. Sizi çok ihmal ettiğimin farkındayım lakin ne zaman size mektup yazmaya kalksam bizim mahallenin köpekleri paçalarıma yapışıyor. Bir kısmı soldan, bir kısmı sağdan çekiştirip duruyorlar. Bir türlü size dönme fırsatım olmuyor. Şu mektubu yazarken bile hâla bana hırlayıp havlamaktalar ama artık çok da aldırmıyorum. Alıştım herhalde...
Neyse...Nerede kalmıştık en son olarak? Dur bakayım, hatırladım. Bize ’ O tencere tava çalanları dava edin, mahkemeye verin ’ Demiştiniz. Ben de ’Bir oğlum var..İşi esnasında ayak baş parmağı kırıldı. ’On gün iş göremez’ raporu aldı ama onu o haliyle çalıştırdılar. Daha sonra da işinde yeterli performansı gösteremediği gerekçesiyle işten attılar. O da dava açtı ama davası hâla sürüyor...Alabileceği tazminat parası kadarını zaten avukata verdik... Şimdi çoğu hakim ve avukat olan ya da ülkenin en güçlü avukatlarını tutabilecek paraya sahip olan komşularımızı nasıl dava edebilirim? Bu nasıl bir akıldır, dahası bu nasıl bir körlüktür ki insan yönettiği ülkenin hukuk sisteminden habersiz olur?’ Demiştim o en son mektubumda.
Bizim dava hâla sürüyor Muhterem Beyefendi. Kendi kendime ’ İyi ki de senin aklına uyup tencere tava çalan para babası komşularımı dava etmemişim..Bir de o davaya bulaşsaydım ömrüm mahkemelerde geçecek; tazminat alayım derken bir de altından kalkamayacağım mahkeme ve avukat masrafları sırtıma yüklenecekti ’ Diyorum.
Ana menüye...Pardon, ana konuya dönelim.
Muhterem Beyefendi.
Ana konumuz nedir biliyor musun? Senin yanılgıların.
Önce Beşarla kolkola gördük seni...’Onun adı Beşar, alır seni boşar ’ Dedik o günlerde...Kimimiz de ’ Aman ne kadar şık ve zarif bir karısı var adamın..İşte tam bir Avrupalı... First Lady dediğin işte böyle olur..Bir şu kadındaki modernliğe, zarafete ve çağdaşlığa bak bir de bizim First Ladylere...Bizimkiler resemen öcü gibi ’ dedik.
Çok geçmedi...Beşar oldu kaşar. Yani düşman...’Neden o gün öyleydi de bu gün böyle oldu ?’ Diye sorduk...’YANILMIŞIM ’ Dedin.
Neyse..’ İnsan beşer, beşer şaşar..Beşar şaşar. Olur böyle işler. ’ dedik.
Ülkede Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat, Davul Tozu, Minare Gölgesi vs. adlar verilen bir sürü dava ve bu davalardan dolayı hapse atılan pek çok insan oldu. Sen önce ’ Çok büyük bir suç organizasyonu kurmuşlar. Her şeyi açıklamak elbette mümkün değil ama hepsinin de suçları çok ağır ’ Dedin...Sonra başladı hapisten çıkmalar, önce Haberal çıktı içeriden...Yahu nasıl olur hani bu adam Türkiye’nin hatta dünyanın en önde giden organ mafyasının başındaki kişiydi?’ Demeye kalmadı Balbay da çıktı içeriden...’Yahu ne oluyor?’ Demeye kalmadı pkk nın dağ kadrosu da dışarı çıktı ve hepsi de ’ Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı kalacaklarına yemin ederek milletvekili oldular. Sana baktık...Yine ’ YANILMIŞIM ’ Dedin özetle.
Sonra bir fırtına koptu ki düşman başına...Tutturdun ’ Dersaneleri kaldıracağım’ Diye...’ Yahu şimdiye kadar niçin kaldırmadın da açılım sayesinde Kürt oylarının sana akacağını zannettiğin , Barzani ile dirsek teması kurduğun şu anda böyle bir girişimde bulundun? Madem ki dersaneler bu kadar zararlıydı da niçin yaklaşık on iki senedir kapatmadın?’ Dedik sen yine aynı cevabı verdin: ’ YANILMIŞIM ’
Sonra Pensilvanya Gülü başladı kutu kutu pense oynamaya... Bu oyun bir çocuk oyunu olduğı için o da çocuklarla oynuyor ama bu çocuklar özellikleri, ayrıcalıkları olan çocuklar. Hatta senin çocuk da var içlerinde. Lakin kutuların içinden pense değil de milyonlarca dolarlar çıkıyor. Hani sihirbazların şapkadan tavşan, güvercin çıkarmasına alışmıştık ama ayakkabı kutusundan milyon dolarlar çıkarmak..İşte bu tür bir hokus pokusa ilk defa şahit oluyorduk.
Yok dedik...Çevresini sarmış bir sürü yiyici ... Bizim beyefendi yapmaz öyle şeyler. Çocukları da yapmaz...Biz sana olan sadakatimizi arz ettikçe adımız ’ Hırsızsever’e çıktı. Ama işin daha da kötüsü bu güne kadar akıttığı göz yaşlarıyla kararmış gönüllerimizdeki pasları yıkayıp bizi pir-ü pak eyleyen(!) Pensilvanya Gülünün, evet yurt dışında açtığı okullarıyla ülke tanıtımı yapan, dersanelerinde ve yurtlarında ehl-i iman bir nesil yetiştirdiğine inandığımız bu zât-ı muhteremin Sahte Peygamber olduğunu da öğrenmiş olduk senin sayende...Sorduk yine: ’ Peki bunca senedir ( Ki bunca sene derken sadece iktidar dönemin olan bu on iki seneyi kastetmiyorum, çoook daha eskilere dayanıyor birliktelik.) bu vatandaşın ’Sahte peygamber olduğunu görmediniz de şimdi mi aklınız başınıza geldi? Cevap yine aynı oldu: ’YANILMIŞIM’
Ergenekon davasından tutuklu olanlar için ’ Ben ’Ergenekonun savcısıyım ’ Derken şimdi ’Tekrardan yargılanmaları gerekir.’ diyorsunuz...Soruyoruz: ’Neden?’ Cevap ’YANILMIŞIM ’
’Paralel Devlet ’ diyorsunuz. ’Yahu yeni mi farkına vardın, sen bu devletin başısın, nasıl göremedin bunları?’ Diye soruyoruz cevap: ’ YANILMIŞIM’
Hanefi Avcı ’ Haliçteki Simonlar ’ Kitabını yazdığında adamı içeri alıyoruz ve ’ Namussuz herif...Emniyet Genel Müdürü yapılmadı diye onu bunu karalıyor. İçeride yatsın da aklı başına gelsin ’ Diyoruz o günlerde..Bu gün ise ’ Haliçteki Simonlar ’ Pensilvanya Gülüne karşı referans kitap oluyor...Neden? Çünkü siz her zaman olduğu gibi ’ YANILMIŞSINIZ’
Pensilvanya Gülünün dinler arası diyaloğu bir alevi dedesi olan İzzettin Doğan tarafından bile ayakta alkışlanırken şimdi aynı diyaloglar Hristiyan misyonerlik faaliyetleri olarak anılıyor. ’Yahu senelerdir bu işlerin içindesiniz nasıl farkına varmazsınız? Diye soruyoruz? Cevap: ’YANILMIŞIM’
Siz ayrıca yüzlerce hakim ve emniyet görevlisi hakkında da ’ YANILMIŞSINIZ ’
Bir o kadar iş adamı hakkında da ’ YANILMIŞSINIZ’
Bir sürü gazete hakkında da ’ YANILMIŞSINIZ ’
Eviniz dinlenmiş...Kendi mahreminizin güvenliği konusunda bile ’YANILMIŞSINIZ’
Traji komik ama seneledir ’ Helal gıda ’ diye çoluk çocuğumuza yedirdiğimiz ’ Ülker ’ Ürünleri hakkında dahi ’ YANILMIŞSINIZ ’
Siz yanıladurun bizim artık insan içine çıkacak yüzümüz kalmadı. Bu güne kadar size karşı yaptıkları her türlü muhalefeti cansiperane bir şekilde def ettiğimiz -yazının en başında belirttiğim- o itler karşısında artık tüm koruma kalkanlarımız yere düştü. Resmen ağzımıza ettiler.Dinimize , imanımıza , Allahımıza, Peygamberimize, Kitabımıza, sövüyorlar gıkımız bile çıkamıyor sizin yüzünüzden. Ölmüş analarımıza fahişe diyorlar, helallerimiz karılarımıza orospu diyorlar sesimizi çıkaramıyoruz...’ İşte sizin dininiz, işte sizin imanınız...’Sizin Allah’ınız bile para, menfaat için satamayacağınız şey yok.’ diyor ciğeri beş para etmezler ama ağzımızı açıp tek söz söyleyemiyoruz sizlerin yaşattığı bu utanç yüzünden. ’ Türk-İslam dünyasında sebep olduğunuz bu durumun vebalini ne siz ödeyebilirsiniz, ne Pensilvanya Gülü ne de sizlere bu güne kadar gönül vermiş olan bizler... Mehmet Akif’in bir şiirinde de dediği gibi bu yüce din sizin yüzünüzden maskaraya döndü.
’Yolsuzluk yapan kendi öz oğlum olsa bile onu evlatlıktan redderim’ diyorsunuz şimdi...Soruyoruz: ’ Madem ki hak ve adalet için kendi öz oğlunuzu bile reddedecek kadar yiğitsiniz senelerdir bu memlekette - sizin tabirinizle- paralel bir devlet oluşturmuş olan bu kerameti kendinden menkul şeyhi neden şeyhlikten silmediniz? Hak ve hakikat uğruna, hep referansınız olduğunu söylediğiniz İslam adına neden şeriatın keskin kılıcıyla kesip atmadınız bu çıbanı? Ama yapamazdınız. Siz ’YANILDIĞINIZI ’ Daha yeni anladınız(!) Bu arada slamın ve imanın hizmetinde olduğunu her fırsatta dile getiren Pensilvanya Gülü de ’YANILMIŞ’ Sizin hakkınızda nasıl omuşsa...Bu güne kadar oğullarınızın, uşaklarınızın yaptığı yolsuzlukları görememiş de dersanelerine dokunulduğunda gözleri açılmış garibimin.(!) Bu nasıl bir müslümanlıktır, bu nasıl bir islamın hizmetinde olmaktır ki biriniz devlet kadrolarında paralel bir yapılanma oluşurken, diğeriniz de bunca yolsuzluk yapılırken gözlerinizi kapatmışsınız?Dine karşı zaten ilgisi olmayanların, İslam karşıtlarının, din düşmanlarının eline nasıl bir malzeme verdiğinizin farkında mısınız?
Son olarak sizden tek tek kopan milletvekillerine ’ Tuzluk ’ Dediniz...Ah bir de konuşurken asabiyetinize hakim olabilseniz...Siz ’ Partimizin içinde meğer tuzluklar varmış’ Deyince muhalifleriniz ne dedi biliyor musunuz?: ’ Bu kadar çok hıyarın olduğu yerde bir kaç tane tuzluğun olmasından daha doğal ne olabilir ki?’ Ele güne rezil ettiniz hem kendinizi hem de size gönül vermiş olan bizleri....Bu arada biz yine sorduk: ’ Yahu bu güne kadar bu adamların tuzluk olduğunu anlamadınız da şimdi mi anladınız?’ Cevap malumdu tabii ki? ’YANILMIŞIM ’
Muhterem Beyefendi.
Ne kadar çok ’ YANILMIŞIM ’ Oldu farkında mısınız? Bu kadar çok yanılan bir lidere ve onun partisine oy vermemizi istiyorsunuz şimdi. Muhalifleriniz ise ’ Oyunu ona değil de kime verirsen ver ’ Diyor...Yani pkk nın siyasi kanadı HEP e de versem oyumu razılar...
Yeni nesil oyunu neye ve hangi kriterlere göre verir bilemiyorum ama seçim AKP, CHP, MHP ve HDP ( BDP , HDP olarak giriyor seçimlere malum) arasında olacağına göre ve ben bunlardan ilk üçünü daha önceleri deneyip test ettiğime göre bu sefer ’ Ya HEP,( HDP) ya hiç ’ Mi desem acaba? Madem elbirliği ile ülkenin içine ediyoruz ’HEP ’ olsun, tam olsun bari...Ne olacaksa olsun...Nereden inceldiyse oradan kopsun. Adamlar/Kadınlar hiç olmazsa bu güne kadar hiç bir konuda yanılmadılar. Bu güne kadar ’ Şu şöyle olacak ’ Deyip de oldurmakları hiç bir şey yok...’ YANILMIYOR, YANILTMIYORLAR’ Hiç olmazsa...