DEĞNEK
Sen gelmeden ve girmeden, koğuk bulmuş kırlangıç gibi dallarımda, ben bu kadar yoksun bu kadar fakir miydim?
Bembeyaz bir kefen sanki üzerimdeki entari. Saçlarım rüzgâra teslim olmuş. Bir yanımda dalgaların sahili okşayan sesi öbür yanımda ağaçların yapraklarına masalını fısıldayan ıslıklı rüzgârı. Sahil boyu sürükleniyor ruhum. Ayaklarım çıplak.
Akşamın kızılı sevdanın saçlarını saklıyor usul usul. Denizine uzakken ormanın eteklerine bırakıyor gün. Kâküllerim düşüyor yüzüme. Avuçlarım olmayan bulutların ağlayışıyla ıslanıyor.
Uzaktan bir sarhoş görünüyor kimsesiz kumsalın masalında. Kirpikleri uyuyor. Mil çekilmiş gözlerine sanki görmüyor. Kendi leyla’sının gazabıyla susmuş gören gözleri. Düşe kalka ağır aksak yürüyor bildiği yoldan. Bir yanda ormanın kokusu öbür yanda denizin iyotu. Elleri kalbine lisan olmuş arıyor durmadan. Yanacak tek bir yelkenlisi kalmamış derin sularda.
Yalnızlığını bozmuş yürüyüp gelişi. Kasten batmış görünmez bir midye ayağına. Kanını basmış kumlar bağrına. Çömelmiş kalmış olduğu yere. Çaresiz acıyla.
Usulca doğrulmuşum yerimden, eteklerim sürünmüş yeniden sıcak kumsala. Omuzlarından tutup uzatmışım başını ormanın gölgesine. Sol yanımdan yırtmışım kefenimi. Kanını temizleyip sarmışım usulca. Dokunmadan bırakıp yürümüşüm körün görmediği bir adımlık uzağa. Seslenmiş ardımdan kimsin diye. Lal oluşuma yeminimi bozmamışım. Sessizliğime ve terk edilişine sitemle fizana uğurlamış aklına düşen gerçeğimi. Sende gittin diye esip gürlemiş.
Kimi fırtınasına perde kimi güneşine perdedar olmuşum günlerce. Konuşmadan, varken hiç var olmadan. Ay zamanı hilal uykusunda gezerken uyanmışım yerimden sıçrayıp öpmüşüm yarasından. İlacı olmuş sevgim, beklemişim kabuk bağlayacağı günü usulca, usluca. Yanına bir değnek bırakmışım, kıymığını tırnağımın dibine sakladığım. Oğmuşum sağlam değneği kumla pürüzü kalmayana kadar, pırıl pırıl. Geldiği günün, gideceği güne gebe olduğunu bilerek.
Bir seher… Her zamankinden daha serin olmuş gecenin terk edişi. Sol kolum üşümüş önce sonra sol yanımda eskiden bildiğim yeni bir boşluk. Elimi uzatmışım baş yastığım kara taşıma. Saçlarımda kumsalın hatırası taneler. Gözlerimde bir körlük. Yanıma yürüyenim kayıp. Yanında bilerek unuttuğum değneğine yaslanıp yürümüş bir ara. Kumlarda hala değneğini takip eden ayak izleri. Biraz da parmaklarımın kokusu sinmiş, kurumuş kan. Aklının yoluna düşmüş kalbinin oyunlarında. İyi olan yaraları ve batmadan değneğin acıtan ilk zaman ki huyları, yürüyüp gitmiş sol yanımdan. Gören canıma, kör halini bırakıp gitmiş seherin soğuğunda.
Bağdaş kurmuşum yeniden ormanın eteğinde. Avuçlarıma düşmüş bulutsuz göğün yağmurları. Kâküllerime karışmış eski bildik yalnızlığım.
Bir yanı eksik kalmış kefenimin. Bir yanım yürüyüp gidene hatıra kalmış.
YORUMLAR
yazılarınızı zaman buldukça okuyorum...
kendinize güvendiğinize dair kanaatler oluşuyor kafamda..
kaleminize güveniyor ve içinizden gelenleri yazıyorsunuz gibi geldi bana..mesela şu "koğuk" o kadar yakışıklı olmuş ki cümlede..
fazla edebiyat içsel zenginliği katlediyor anladığım kadarıyla..
aslında daha çok yorum yapacaktım ya..
Bağdaş kurmuşum yeniden ormanın eteğinde. Avuçlarıma düşmüş bulutsuz göğün yağmurları. Kâküllerime karışmış eski bildik yalnızlığım.
Bir yanı eksik kalmış kefenimin. Bir yanım yürüyüp gidene hatıra kalmış.
***************************************************************
YALNIZLIK VE HÜZÜN yalnız geldik yalnız gideriz...
çok güzeldi ellerine sağlık..
Bir seher… Her zamankinden daha serin olmuş gecenin terk edişi. Sol kolum üşümüş önce sonra sol yanımda eskiden bildiğim yeni bir boşluk. Elimi uzatmışım baş yastığım kara taşıma. Saçlarımda kumsalın hatırası taneler. Gözlerimde bir körlük. Yanıma yürüyenim kayıp. Yanında bilerek unuttuğum değneğine yaslanıp yürümüş bir ara. Kumlarda hala değneğini takip eden ayak izleri. Biraz da parmaklarımın kokusu sinmiş, kurumuş kan. Aklının yoluna düşmüş kalbinin oyunlarında. İyi olan yaraları ve batmadan değneğin acıtan ilk zaman ki huyları, yürüyüp gitmiş sol yanımdan. Gören canıma, kör halini bırakıp gitmiş seherin soğuğunda.
edebiyat okudum sayfandan...