- 1203 Okunma
- 7 Yorum
- 4 Beğeni
Zan hâlleri'm..
.. ve dedim ki
zannetmektir bazen yaşamak zannedip kanmak yalanlara ya da kanamak gerçeklere, dahi görmemek üzere bir duâ ekleyip susmak teselli âminlerinde, teselli suya yaprak düşmüşcesine ki akıp gitsin..
Boğazımdaki düğümü arada bir kenara itip birşeyler karalıyorum gözüm kapalı acemi bir kalemle,
yazınca rahatladığımı zannediyorum ve öyle hissetmeyi öğretiyorum kendime.
Hayat güzel, bizler bir kâbusta rüyâ bireyleriyiz uyanana dek, yanmaya mahkûm...Bu cümleye inandırmaya çalışıyorum kendimi inanıyorum sonra!
Sonra farkediyorum tam üç yıla ramak kalan bir zaman geçmiş! Anne diyorum rüyâmın ortasında, yanıbaşımda sevdiğim elimi tutuyor dudaklarında bir duâ sıvazlarken yetimliğimi,
sözlerimi yutmak için zorladığımı hissediyorum kendimi, dişlediğimi kaderimi, yastığım...âh o yastığım ne çok seviyor gözyaşlarımı içmeyi..
Anne diyorum sonra yine anne’m gibi sevdiğim bir insana, bu cümleyi söylerken hep ağlamak zorunda mıyım diye kendime sorular yağdırıyorum ve sonra cevaplarında ıslanıyorum iliklerime kadar...
olmuyor,
uyanamıyorum düşüme giren bu kâbustan, yalvarıyorum düşüncelerime, tutup beni götürsünler o yüksek yüksek tepelerin ardındaki cennetime
ya da o cenneti getirsinler içime diye.
Biliyorum rahmetli Didem Madak’ın dediği gibi " Tıklım tıklım yalnızım, iğne atsan yere düşmüyor !
Çok şey oldu şu geçen iki senenin sonunda, yüzüme sabır yansımadı ama yüzüm sabra ayna oldu milyonların içinde, o yüzden uzaklardan bakıyorum kendime.
o yüzden..
...
YORUMLAR
İçsesleri...
Kimileyin noktaya üzülmek, kimi de virgülü çok görmek hayata...
Zamansız /amansız bir ayrılığı bitmeyecek bir çocuklukla nokatalamak istiyordu Madak.
Yetişebildi mi yorgun sözcükleriyle çocukluğuna bilinmez...
Zaten uyku arasında özgür kalırmış ya çocukluk sesimiz...
Haydi çocukluğunuza makas değiştirin şimdi...
Çok saygımla.
Yitiklik elbette tek başına bir bedenin varlığıyla sınırlı değildir. Ruhun derinlerine işleyen düşsel varsıllık yitiklik diye tanımlanamaz...
Aslında hiç yitmemiştir düşlenen, özlenen o o güzel insan...Ama düşlerde yaşamanın/yaşatmanın da bir bedeli vardır verdiği mutluluk kadar. Kanatır sızım sızım...âh o kanama...
Can kızım, can güzelim, yüksek bilinç ve yeti sahibi özüm benim; merhum annen melek kanatlarında sana selâm ve dualarını esirgemiyor, biliyorsun değil mi? Ruhunun derinlerinde tutsak anne sevgisi bu düşsel selâmlarla derinleşerek, yeşererek sana dönüyor üretken kalemine, yüreğine...
Kaleminin yetkinliği karşısında söylenecek söz bulamıyorum! Gerek şiir gerek nesir olarak...
Bir kez daha kutlarken bereketli kaleminle sevecen naif yüreğini, merhum anneciğine rahmet dileklerimi fısıldıyorum meleklerle...
RefikaDoğan/GülceEdebîAkı tarafından 2/8/2014 6:00:29 PM zamanında düzenlenmiştir.
Nar-ı Çiçek
ablalığın hep duadir bana
hep teselli, avr ol hep..
dua dedim Allah bir dedim ve sustum
hisseden gören o engin yüreğine selam olsun
sevgimle
Uzay boşluğundaki herhangi bir yıldızın etrafında dolanıp duran herhangi bir gezegenin üzerinde yaşayan herhangi bir insan olarak sadece bu kadarız işte...
bazen çok mu abartıyoruz acaba ? diye hep düşünürüm...
sevgi ile Zühre'm.....
perimasalı tarafından 2/8/2014 3:32:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
Nar-ı Çiçek
Kimbilir... ama kurfu yok bizde bilirsin degil mi peri'm...
dua et arada bir ihtiyacim var inan.
sevgimle kalbine selam olsun.
perimasalı
duamdasın her daim ama sen de kendini bırakma sakın olur mu?
o yüzden...
sabra şükrü bilir dudak kıvrımlarımız
ne çok hüzün birikir gamzelerimizde...
aynen!
işte öyle...
emeğine saglık..mis yüreklim
Nar-ı Çiçek
O yüzden...
gelisin hep güzel..teselli ve dua gibi.
sevgimle can.