- 1251 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Venedik tutulması (1)
Osmanlı İmparatorluğu’nun denizlerde güçlü Venedik donanması ile üstlünlük çabaları kurduğu yıllardı... Tarih ise yıllardan 1645’i gösteriyordu.
Osmanlı devleti stratejik olarak Akdeniz bölgesinde mutlak hakimiyeti tamamen sağlamlaştırmak istiyordu. Hem Akdeniz’de güçlü bir yapımız olacak hem de Osmanlı’ya karşı yapılan korsan saldırılar önlenmiş olacaktı... Bunun için ilk önce Girit adasının alınması şarttı. İşte tam 1645 yılında Girit ilk defa Köprülü Fazıl Ahmet Paşa tarafından kuşatılma altına alınmıştı...
Amata, Girit’in Kandiye şehrinde doğma büyüme genç bir kızdı... Babası güçlü bir Girit şovalyesiydi, adıysa Ammon’du.
Osmanlı donanması Girit’i alma konusunda artık tamamen kararlıydı. Asla vazgeçmemeliydi çünkü bir adım daha güçlü olması için buraları fethetmesi gerekiyordu... Gemilerden birinde Levend askerlerinden Ahmet Ali isimli son derece cengaver, yakışıklı ve bir o kadarda korkusuz delikanlı vardı... Ona bu özelliklerinden dolayı " Kara " ve denizci olmasından dolayı " Bahir " lakaplarını takmışlardı. Kısacası Ahmet Ali’ye Kara Bahir diyenlerde vardı. Osmanlı donanması emir ile ilk top atışlarını yapmış ve ufakta olsa kayıplarla ilk gün büyük bir zarar vermişti. Ama bu yetersizdi.
Venedik kralı, tüm orduyu savunma yapmak için seferber etmişti. Artık Amata’nın babası Ammon’un da savaşa katılma vaktiydi... Evden eşine ve kızına sarılarak veda etti. Amata ağlıyordu... Belki de babasını bir daha kaderin bu cilveli oyununda asla göremeyecekti...
1645 yılı karşılıklı kayıplarla geçmişti. Her iki tarafta da tamamen üstünlük kurulamamıştı. Amata, güzelliği dillere destan bir Giritli idi. Bir gün dışarıda çiçek toplarken babasının geldiğini gördü ve koşarak sarıldı.
- "Hoşgeldin babacığım."
- "Hoşbulduk benim ayyüzlü kızım."
Ve Amata ağlayarak;
- "Bir daha dönemeyeceksin diye çok korktum baba. Ama yüce Tanrım, seni bize tekrar lütfetti."
Ammon kızına doğru baktı ve elleriyle Amata’nın göz yaşlarını silerek;
- "Bak kızım! Biz ülkemiz için, adalet için ve tanrı için savaşıyoruz. Gerekirse ölürüz, yeter ki sizlere birşey olmasın." dedi ve Amata’nın annesi, eşine hasret dolu gözyaşları ile sarıldıktan sonra evlerine yol aldılar. Artık evde hüzünün yerini sevinç almıştı. Amata’nın şovalye olan babası "Ammon" ufak yaralar ile kurtulmuştu çarpışmadan. Biraz dinlenmesi gerekiyordu...
Osmanlı ve Venedik donanması karşılıklı güç göstergesi yapmaya devam ediyorlardı. Fakat Osmanlı donanması Venedik donanmasından kat ve kat güçlüydü. Velakin, Girit adasını fethetmek biraz zor olacaktı...
YORUMLAR
5.paragraftaki "Amata, güzelliği dillere destan bir Giritli idi." cümlesi, 3.paragraftaki Amata tasvirine yedirilmeli, burada mükerrer durmuş...Bugün 4 .bölümüne rast geldiğim öyküyü takip edebilmek için buradan başladım, daha önce atlamışım...Kurgu belli ki ilginç olacak, maamafih tarihi öykülerde tarihi olayların saptırılmadan yazılması çok önemlidir. Bence öykünüze ilginç olacağını sandığım aşk öyküsünün ipuçlarını vererek değil de, mademki Fazıl Ahmet Paşa sürecinden başladınız, onun bu kuşatmasının ilk kuşatma olduğunu yazmamalıydınız, zira ilk kuşatma Yusuf paşa tarafından yapılıp Kandiye dışındaki bölgeler Osmanlı eline geçmişti Kandiye ise Fazıl Ahmet Paşa tarafından iki buçuk yıl süren kanlı kuşatma neticesinde alınabilmişti. Lütfen yazıya devam ama, biraz araştırma da yaparak...SAYGILAR
talhakazgi
Yorumlarınız için teşekkürler.
talhakazgi
Güzeldi hikaye de,
olayın kurgusunu anlayamadık.
Devamı olacak herhalde?
Özür.
Oradaki (1) rakamını atlamışım.
Sanırım hoş bir hikaye izleyeceğiz.
Tarihi seviyorum nedense.
Bir tutam hayat tarafından 2/8/2014 10:10:14 PM zamanında düzenlenmiştir.