Selam ben sipikeriniz Muzaffer Hepezber...Efendim nerde verdiğin sözler...Geçti konforlu güzler...Kaptırdım kendimi tutamıyorum kendimi Sayın yönetmen acil konukları gönder....Efendim hoşgeldiniz oturumumuz gayet açık,saçık,kaçık,dağınık fön tarzında...Buyurunuz Sayın Mualla Neala söze başlayınız ama bayılmayınız zira ayılana gazoz bayılana limon verecek halimiz yok efendim....

"İyi de Sayın Muzaffer Hepezber oturumun konusu nedir söylemediniz...

"Efendim özürle...Avrupa.moda,kadın konuları gündemimiz...

"Ay pek ala..Pek güzel...Avrupa dediniz de bir defasında Avrupai bir tarzda giyimle girdiğim dükkanda benimle İngilizce konuşmaya çalışan tezgahtarı hatırladım şimdi...Avrupa derken yani şıklık başka bir şey canım rüküşlüğe gerek yok...Benim gardırobum yenilikçi,modern,güncel giysilerle dolu mis...

"Siz,Gamze Deler Hanım sizce de böyle midir?

"Ay çok banal..Yani bende severim giyimi kuşamı ama...Avrupa deyince aklıma Paris’te gördüğüm bir tablo geliyor...Yok burda öyle çılgınca sanat...Daral geliyor bu banal çevrelerde bana...Ah hemen biletimi alıyorum...Sıkıldım..Paris’te kaldı kalbim Henriko’nun kafesinde...

"Madam Suzi siz bir şey demeyecek misiniz?

"Ben de eski bir Rum aileden gelen Avrupa özlemcisi olarak özlem içindeyim pardon...Misyonerlere destek vermedeyim..Eski Bizansı diriltmeye and içmiş gönüllülerden bir iolarak..Endişeliyim..Daha doğrusu öfkeliyim...Geriye gidiyor bu Ülke sitemliyim...Ayyy ben bu halkı batılı yaşam tarzında görmeliyim...E ben size ne diyeyim...Sultan Ahmet Camiinin karşısında güzel evim..Her Cuma namazı sonrası hastanedeyim...

"Bonbon Şekerim Nilüferim sen ne dersin bu işe?

"Ay ne diyeyim benim en önemli meselem fifim meleğim yani bebeğim...
.....devam edecek....