- 734 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
O yol
İnsan bazen alıp başını gider.
Şimdi ıssız mı ıssız, uzun ince toprak bir yoldasın.
Sırt çantan, mataran ve bir kaç kalem var. Elinde yaprakları sararmış küçük not defterin toz içinde kalmış
Hayır, hiç şikayet etmiyorsun.Burnunun üstüne konan sineğe bile gülümseyerek bakıyorsun.
Suni şehir hayatının, bayalığın ve sahteciliğin yerine seçtiğin doğal yaşam o kadar güzel ki.
bir daha asla geri dönmeyeceksin.
Yeminlisin
Hiç bir kimseye kırgınlığın yok. Olması da mümkün değil zaten.
Sen, yetmiş bin kere dönen bir dünyanın ritmine ayak uyduranlardan değilsin.
Önünde uzun ince bir yol var. O yolun Kaf Dağı’na ulaşamayacağını biliyor musun ?
“Biliyorum” diye söyleniyorsun “Biliyorum”
Ama öyle çok mutlusun ki içinden kabarıp gelen heyecan gözlerine yansımış. Gözlerin tozlu kirpik altında yalım yalım parlıyor
İnanıyorsun.
İşte tüm mesele bu; inanmak.
Şimdi uzun ince bir yoldayım.
Gerisi üç harften oluşmuş boktan bir hikaye