Aklınla Bin Yaşa
Emmoğlu Cuma anlatıyor. Berberdeyim saç kestiriyorum diyor. Zaten benim saç ya makine ya da ustura..Pratik bir metot,bir çırpıda hallediliyor ve yarı ücret alınıyor diyor.
Yani makasla uğraşacak olsa uzunca bir emek verilmesi gerekecek..Ben zaten ucuz tıraş peşindeyim ama bir bakıyorum bizim Recep,Kadir ve Şeref gelmesin mi, traş olurken diyor. Yabancısı değil aslında Recep ve Kadir, emmisinin oğulları üstelik Kadir bir de eniştesi, Şeref’se emmisinin torunu.
Yöremizde klasik anlayış eğer bir yere oturup çay içiyorsanız veya bir lokantada yemek yiyorsanız sizden sonra gelen bir yakınınız veya arkadaşınız misafiriniz sayılır ve ona hesap ödetilmez.
Berber işi de bu kabilden sayılır. Traş olur da sadece kendi hesabınızı öder çıkarsanız şık bir davranış olmaz. Doğru olan sizden sonra kimler gelmişse topluca ödeyip çıkmanız.
İşte Cuma’nın sızlanması bu nedenle..Yerleşik usulden dolayı..
Bir Recep olsa mesele değil,üç kişi geldiler ben traş olurken,ne yapar nasıl edersin bu durumda, ödesen bir türlü ödemesen bir türlü diyor.
Recep aslında bilerek gidiyor. Takip ediyor Cuma’yı. Kime nerede ne zaman traş oluyor bunu öğreniyor ve bir nevi baskın yapıyor. Tek de değil aile efradıyla, topyekün..
Amacı Cuma’yı şöyle bir sendeletmek. Bir ikilemde bırakmak. Ödeyecek mi yoksa ödemeden mi çıkacak. Paraya kıyabilecek mi buna bakacak..
Biliyor ki Cuma bu işten sakınıyor,haz almıyor. Zaten onun için hesaplı ve ucuz berber arıyor.
Ne yapsa kaçış yok. Yakınmaktan başka çaresi yok. Hesabı ödeyecek ve sonrasında kim karşısına çıkarsa sızlanacak.
İşte tam aradığı iş bu durum Recep’in. Cuma’yı tam yerinden kıstırmış. Bunun keyfini yaşama derdinde.
Bana soruyor Cuma.
Kötü yakalandık bir kez avlandık Recep’e diyor. Ne yapmalı nasıl etmeli bundan sonra diyor.
İki çözümü var diyorum.takip sırası sende olmalı. Bu kez sen peşine düş Recep’in. O üç kişiyle gelmiş,sen daha kalabalık git. O kardeşi ve oğluyla gelmiş, kimi bulabilirsen topla sen, kayın enişte yeğen ne varsa..
Yap ki bir daha cesaret edemesin bu işe..
Ya ikinci metot diye soruyor Cuma..
Bedavadan akıl istiyor bizden.
Bilmediğinden değil en alasını bilir ama bize sormadan da edemiyor.
Diğer yolu diyorum bu işin..
Muhit değiştir,berberini değiştir. Uzaklardan ara sokaklardan bir yer keşfet..
Ya orayı da bulursa..
Zamanı değiştir. Onun uykuda olduğu bir saat berberin yolunu tut.
Ya sabah erken vakit, ya da gece geç vakit..
Haklısın diyor Cuma. Çözüm bu olsa gerek.
Öyle yapayım uzaktan, pasaj içinden aşiretlerin o taraftan ucuz hesaplı bir berber ayarlayayım.
…………………
İlerleyen süreçte soruyorum.
Ne yaptın halledebildin mi?
Aklınla bin yaşa diyor. Kafam o kadar rahat ki henüz farkedemedi bu tarafları.
Sakin sakin gelip traşımı olup gidiyorum diyor.
Sağol aklınla bin yaşa emmoğlu diyor.
……………
İşte böyle bir iyiliğim dokundu Cuma’ya ama Recep’in de kısmetini kapatmış olduk.
İyi mi oldu kötü mü bilemiyorum.
Birisinin duasını alırken diğerinin bedduasını mı alıyoruz yoksa.
Son zamanlarda işler biraz ters gidiyor da…
Kemal GÜL
27.01.2014
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.