- 729 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
CAN Kafesi ve cam kafesler
Kendi atadığı komutanların ihanetiyle darbeye uğrayan Mursi’nin yargılanması başladı malumunuz.
Devletin yasal cumhurbaşkanıyla laubali bir biçimde konuşacak kadar ahlaksız bir hukuk adamı, ses geçirmeyen cam bir kafes içindeki Mursi’yle dalga geçer bir biçimde dialog kurup, Mursi şahsında Müslümanlarla dalgasını geçti.
Mursi’nin sorduğu sorulara ciddiyetsiz bir biçimde yanıt veren darbecilerin köpeği, Mursi’nin soruları karşısında köşeye sıkışınca ses geçirmeyen kafesin mikrofonunu kapattırmış ve Mursi’nin iletişimini kesmiş.
Köpeğe de bu yakışırdı.
Sonuçta Saddam’ı satanlar da kendi yanındakilerdi, heykelini tekmeleyenler de yanındakilerdi.
Daha sonra ABD’li özgürlük savaşçısı eşcinsel askerlerin tecavüzleri ortalığı kasıp kavurunca aklı başına gelenlerde yine aynı kişilerdi.
Mazlumlar vardı elbet ama kendi içlerindekilerin kendi elleriyle işledikleri yüzünden çekilmişti tüm çileler.
Mursi’yi ise düne kadar onun yanında olan, hatta Mursi tarafından atanan Sisi gibi köpekler sattı.
Biz Müslümanlar aslında her yerde bu tür muamelelere maruz kalıyoruz, kendi irademiz dışında gelişen olayları kendi tercihimiz gibi algılıyoruz.
Ülkemizde ve dünyada öbeklenmiş zengin burjuvaların çarkları arasında ezilip gidiyoruz.
Bizi de görünmeyen bir cam kafes içine hapsetmişler aslında, ses geçirmiyor, sesimizi duyurmuyor.
Mursi suretinde kavanozlarda konserve olan aslında biziz.
Kişilere veya ülkelere çok fazla takılmaya gerek yok.
Ülkemiz farklı mı ?
Açıkçası hukukun kirlendiği, siyasetin tıkandığı bir kafesteyiz.
Sesimizi kimse duymuyor, kendi kulağımıza bile sesimizi duyuracak samimiyet ve güçten çok uzaktayız.
Etrafımızda bir çizgi çizili, dışına çıkamıyoruz.
Bir cam kafesteyiz, kimse bizi duymuyor.
Kafesin dışında Soros’lar var.
İçinde ise devletin malına zarar verenleri besleyen Koç gibi adamlar var.
Başka bir ülkede Kadirov gibi köpekler bekliyor kavanozun dışında, hemen yanı başımızda ise Maliki gibi köpekler bekliyor.
Artık Esad masum kaldı, çünkü onun tarafı belli.
Müslümanları kafesten kurtarabilmek için aslında önce onları fikren kafeslerden kurtarmak gerekecek.
Önce fikirler özgürleşecek.
Sonra fikir adamları yani mütefekkirler özgürleşecek.
Sonra hepimiz özgürleşeceğiz.
Önce fikirler CAN Kafesinin ötesine geçebilecek güce erişecek, sonra cam kafesler kırılacak inşallah.
Tunar Çalışkan
YORUMLAR
Etkileyici bir çalıma.
''Hukuku silah gibi kullanmalıyız!'' demişti bir zamanlar hukukun en tepesinde oturan bir şahıs.
Sonra,
hukukun içine sdilmiş oldu bu surette.
Aslında dünyada hukuk flan yok, hepsi hikaye.
Bir anımı nakledeyim size.
Arabistan'da çalıştığım yıllardı.
Trafikte bir Arap arkadan geldi, arabama çarptı.
Kadının huzuruna çıktık.
Bir tarafta Türk, diğer tarafta Arap.
Hiç şansın yok.
Eğer sen Arabistan'a gelmeseydin,
trafiğe çıkmasaydın,
bu Arap sana arkadan çarpmayacaktı.
Suçlusun.
Öde masrafları.
Allah'ın koyduğu adalet sistemi bile bu hale getirilmiş.
Var sen ötesini düşün artık.