- 2752 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AYAZMANA TARİHİ
Dr. İbrahim KARAER
Ayazmana, Senirkent ilçe merkezine 6 km mesafede olup, Yassıören kasabasının güneydoğusunda yamaç üzerindeki inden çıkan akarsu ile tarihi çınar ağacının bulunduğu bir mesire yeridir.
Ayazmana’da ilk çağlarda Talbonda olarak adlandırılan bir yerleşim merkezi bulunmakta idi. Bu şehir, Ravennalı coğrafyacının eserinde Talbinda olarak gösterilmektedir. Ramsay, Tymandos (Yassıören) ile Talbonda’nın aynı yerleşim yeri olduğunu söylemektedir. Ancak, W. Ruge, onun görüşüne karşı çıkmakta, bunların iki ayrı yerleşim merkezi olduğunu iddia etmekte¬dir.
Ayazmana, ilk çağlardan itibaren kutsal bir yer olarak kabul edilmiştir. Ramsay, Ayazmana’daki inanışla ilgili şu bilgiyi vermektedir. “Yassıören’in güneydoğusundaki tepede, Türklerin Ayasman (Ayazmana) dedikleri güzel bir kaynak vardır ki Uluborlu Rumlarının hala her sene gittikleri bir ziyaretgâhtır. Latince bir kitabe, burada putperestlik devrinde Hercule Restitutor’a ibadet edil¬diğini gösterir. Isparta Müzesinde bulunan bu kitabede şu ifade yer almaktadır: Herculi Restitutori C. Julius Hilario / İhya edici Herkül’e C. Julius Hilarios.
Ayazmana, 1182 tarihinde Türklerin eline geçtikten sonra da önemini korumuştur. Günümüzde mesire yeri olarak kullanılan suyu ve yeşili bol olan Ayazmana’da “Zekeriya Sultan Türbesi” olarak anılan bir türbe mevcuttur. Bu türbede Zekeriya Dede ve Veyis Dedenin kabirleri bulunmaktadır. Bu türbede yapılan duaların kabul edildiğine inanılır. Duası kabul olanlar, türbe çevresinde adaklar keser, yemekler pişirilir, misafirlere ikram edilir.
XII. veya XIII. yüzyılda yaşadığı tahmin edilen Zekeriya Dede, Ayazmana’daki su pınarının yakınına tekkesini ve Ayazmana adını verdiği yeni yerleşim yerini kurmuştur. İsmet Baş’a göre; Türbede yatan Veyis Dede, Zekeriya Sultan’ın akrabası ve Ocağı sürdüren kişidir. Türbenin yanında anıt bir ağaç vardır. Yaşı hesaplanamayan, adı efsanelere karışmış bu anıt ağaç, halkın çalı, piynar dediği bir “pırnal meşesi”dir.
Ruhi Ünsal, Ayazmana’daki Zekeriya Sultan Türbesi hakkında şu bilgileri vermektedir: Zekeriya Baba Türbesi ulu çınardan biraz aşağıdadır. Türbenin yanında ulu bir pinar ağacı vardır. Pinar ağacının yanık katranın, (Gelincik Ana efsanesinde geçen) Gelincik Dağından atılan yanık odun parçalarından biri olduğu rivayet edilmektedir. Burada başka mezarlar da vardır. Bunların Ayazmana’da yaşayan kişilere ait olduğu sanılmaktadır.
Osmanlı dönemine ait Ayazmana ile ilgili en eski belge 1478 tarihlidir. Ayazmana, 1478 tarihli tapu tahrir defterinde; 5 neferi ve 1.050 akçe geliri olan Yassıviran köyüne bağlı bir mezra olarak kaydedilmiştir. Defterde, “Ayazmana ki tahtacı derler” ifadesinin yer aldığı görülmektedir. Fatih Sultan Mehmet döneminde buranın vakfı bozulmuş, toprakları tımara verilmiştir. İsmet Baş’a göre; Vakfı bozulan Ayazmana ahalisinden bir kısmı, Şuhut’un Kulak köyüne göçmüştür. Alevi inancında olan Tahtacıların, Oğuz boylarından Ağaçeriler’in uzantısı oldukları tezi birçok araştırmacı tarafından kabul edilmiştir.
Behset Karaca “XV. ve XVI. Yüzyıllarda Uluborlu Kazası” adlı araştırmasında, Zekeriya Sultan Zaviyesinden “Yakan Zekerya Zaviyes”i olarak söz etmektedir. Bu zaviye, Ayazmana’da bulunmaktadır. Ayazmana, 1478 tarihinde mezra olup gelirleri “mensuh-ı evkaf” olmuş ve tımara verilmiştir. Daha sonraki tarihlerde köy olarak geçmektedir. Bu zaviyenin 1530 yılından itibaren kayıtlarına rastlamaktayız. 1530 yılında Ayazmana köyünde 16 nefer, 7 hane, 9 mücerred (Bekar) olup geliri 946 akçedir. 1570-71 yılında ise “defter-i köhnede mukayyed meşihas der tasarruf-ı Şemseddin ba-berat-ı hümayun” diye belirtilmiştir. Bu köyde 7 nefer, 7 mücerred ve 13 bennak bulunmakta olup geliri 1.170 akçedir. Gelirleri ise resm-i çift, nim çift, bennak, arpa, buğday, bağ, kovan, soğan, afyon öşrü ile resm-i ağnam (koyun/keçi vergisi) ve bad-ı hevadan meydana gelmektedir. Bu köyün gelirleri 1530 ve 1568 tarihlerinde vakıflara ayrılmış ve tımardan çıkarılmıştır.
Ayazmana köyünden 1478 yılında 50 akçe afyon öşrü, 300 akçe bağ öşrü, 100 akçe ceviz öşrü alınmıştır. 1568 yılında 250 akçe bağ öşrü, 20 akçe piyaz öşrü, 20 akçe kovan öşrü, 60 akçe resm-i ağnam vergisi alınmıştır.
1848 yılında Zekeriya Dede Zaviyesi vakfının altı yıllık geliri 1.080 kuruştur. Bunun 270 kuruşu muhasebe harcına, geriye kalan 810 kuruş ise zaviyadarın korumasında olup gelip geçene yemek yedirmek için ayrılmıştır. Zekeriya Dede Zaviyesi vakfının 1845-1850 tarihleri arasında buğday ve arpa aşarından oluşan beş senelik geliri ise 824 kuruştur.
Sterrett, 1880 yılında bölgeye yaptığı seyahati esnasında Güreme’den Ayazmana’ya gittiğini söylüyor. Ayazmana’yı dağın eteğinde, ağaçlar ve bahçeler arasında güzel bir tekkesi olan köy olarak tanımlıyor. Sterrett’in bu tespitinden Ayazmana Tekkesinin 1880’li yıllarda da işlevini sürdürdüğü anlaşılmaktadır.
XV. ve XVI. yüzyıllarda Yassıören’e bağlı mezra veya küçük bir köy olan Ayazmana, varlığını günümüze kadar sürdürememiştir. 1960’lı yıllarda birkaç Senirkentli ailenin yazlık olarak kullandığı Ayazmana’da dut, ergen, üzüm ve sebze yetiştirilirdi. 1970’li yıllardan itibaren burası tamamen boşalmıştır. Bize göre Ayazmana, Yassıören’e çok yakın olduğu için gelişememiş ve tarihten silinmiştir.
DİPNOTLAR
Senirkent Yükseliş gazetesi, sayı: 173-174, Kasım- Aralık 2013, 2.sayfada yayımlanmıştır.
Bilge Umar. Türkiyede’ki Tarihsel Adlar, İstanbul, 1999, s. 763,805.
W. M. Ramsay. Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, 1961, 449.s.
Necati Ölgün. Zekeriya Dede Sultan. Sessiz Çığlık (5), Mart 2000.
İsa Ruhi Ünsal. Yassıören Kasabasının Mesirelikleri. Isparta Dergisi, (30), Kasım-Aralık, 2004, 31.s.
İsmet Baş. Yassıören’deki Dinsel Yapılar. Yassıören İlköğretim Okulu Dergisi, yıl: 1, sayı: 4, Eylül 2002, s. 7.
Ruhi Ünsal. Bir Tarih Hazinesi ve Tabiat Harikası Yassıören Ayazmanası. Yassıören İlköğretim Okulu Dergisi, yıl: 1, sayı: 2, Haziran 2002, s. 7.
Behset Karaca. XV. ve XVI. Yüzyıllarda Uluborlu Kazası. Isparta, 2012, s. 207.
İsmet Baş. Yassıören (Tymandos). Yassıören İlköğretim Okulu Dergisi, yıl: 1, sayı: 4, Eylül 2002, s. 5.
Behset Karaca, a.g.e. Isparta, 2012, s.117,118.
Behset Karaca, a.g.e. Isparta, 2012, s.235-248.
Behset Karaca, a.g.e. Isparta, 2012, s.117,118.
S. Sterret, Wolfe Expedition to Asia Minor, 1888, s. 406.
Dr. İbrahim KARAER
ANKARA / 5 Ekim 2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.