- 1337 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
Kirli Beyaz
Karanlıkta beyaz tüller kirlenir, gelinliği kalmaz.
Kirletsen
Sanki her şey temizlenecek gibi…
Kirlenmek için geceleri bekliyorsun, kendi karanlığını kendin yaratıyorsun, karanlıkta her şey daha masum görünüyor, daha az suçlu, daha tanınmaz, daha yalnız… Gündüzleri soğuktan sakladığın ellerini gece cesurca gezintiye çıkarıyorsun.
Kalemde parmaklarım, çok düşünüp, az yazıyorum. Beyaz tüller düşünüyorum, siyah karanlığın üzerinde muhteşem duruyor. Görüntümün güzelliğinden emin değilim, kalemin güzelliğinden eminim, kelamlara dokunmasından belli. Ellerim de güzel, en az kalem kadar, ağaç kadar. En kırılgan dalı gibi yalnız ellerim.
Sabaha kendimi daha iyi hissedeceğim diye uyuya kalıyorum her gece, uyumak için masallara ihtiyacımız var, her gece kendimi masallarla uyutmaya çalışıyorum. Uyandığımda hep daha kötü hissediyorum, kendimi kandırdığım için hiç affetmiyorum kendimi, gün boyunca.
Tüller kirlendi oda dışına çıkamayan hayaller yüzünden. Bir kısmı sokakta kalmış ev tülleri, sokak tülü olsan daha mı çok uçardın, daha mı fazla dokunurdun pencerelere? Gökyüzünü daha mı yakından görebilirdin? Yırtılırdın tutunamadığın eller için kendini parçalardın…
Sen dışarıda yağmurdan ıslanıyorsun, ben denizi olmayan balıklar için ölen balığımın akvaryumunda gözyaşı biriktiriyorum, yağmur kadar ağlıyorum, soğuğa denk geliyor yaşlarım, kuruyamıyoruz ama donuyoruz. Sen dışarıda, ben içeride ıslanıyoruz. Aldırmıyoruz yağmura, akvaryum da aldırmıyor gözyaşlarıma, onun derdi içinin dolması, içine dönük boğulmak istiyor, ölen balıklardan haberi yok.
Tüller uçuşuyor, gece her şey daha masumken, tüller kirli beyaz görünüyor. Birilerinin biraz suçlu olması az rahatlatıyor içimizi, masum zannediyoruz kendimizi, buna inanıyoruz. Küçükken bizim yerimize dayak yiyen kardeşimizde olduğu gibi rahatlıyoruz biraz. Ama ben hiç rahatlayamadım, tüm ömrün azabını gecelere yükledim, gece kendini masum zannederken, ben tüm suçları üstlendim, daha az kirli görünüyor her şey, daha olur, ama bana tam tersi, her şey olumsuz. Sabaha çıkmama çabaları içerisine giriyorum her gece, uyumak için çekilmiyorum odama. Lamba sadece odanın içini aydınlatsın diye yanmıyor, içimi karartmasın diye. Ama karanlıkla boy ölçüşemez hiçbir aydınlık. Yıldızlara kapılacağım.
İyi şeyler yapacağım derken, kötü şeylere sebebiyet veriyorum.
Her gece sokağa fırlatmak istiyorum içimi, sokak kadınlarıyla sohbet etmek istiyorum. Bu defa kendi hikayemi ben bağıracağım, onlar susacak. Sokaklar için başka şehirler çalacağım, daha az kirli.
Sen öperken üşümedim, acıdı öperken, sen öptüğün için acımadı, acıyan yerimi öptün.
Soğuktu!
Karanlıkta dudaklarım mora çalıyordu, tam bu zaman fark ettim en güzel rengi.
Isındığım ve kuruduğumda soğukları ve ıslakları unutmayacağım. Sen dokunduğunda daha da acıyan yüreğimi hatırlamayacağım. Tüm zamanlarda ıslandığım için yağmuru suçlamayacağım, perdelere kızacağım pencereleri terk ettiği için. Bir de sana kızacağım, akvaryumu tek başıma doldurmaya çalıştığım için. Tüm beyaz gecelere karanlıkta kirlendikleri için hesap soracağım, sonra da gideceğim, en güzel renge boyayıp kendimi, üzüleceğim. Üzülürken güleceğim, gülmelerim dengesini kaybedecek, zamanla ağlayacağım. Bir gülüp, bir ağlayacağım deliliğimin içine saklanarak. Çamur, ona minnet duygusu hissedeceğim, bana bulaşmadığı için. Beyaz tüller kendini bu kadar çabuk bırakmasaydı gecelerin koynuna, kararmazlardı, hala beyaz tüllerden bir masal olabilirdi, çocukluğumun gelinlerine.
Ellerimin yanına, hayalinin ellerini çiziyorum, ellerimle. Dokundukça irkiliyor ellerim, bu irkintiyi çizemiyorum, ellerinin ellerimdeki bağlılığını çözemiyorum. Kızgınım, hala bir gerçeğe taşınamadığımız için. Ama hayaller daha birleşik, daha içten, içli. İçi dökülüyor gerçeklere ve gecelere. Hayaller gece kurulur en çok, o yüzden yarısı pusludur yüzünün ve sözlerin hep uzaklardan dokunur kulağıma.
Korkuyorum, hayaller kaybolur diye sabah olmasın istiyorum. Korkunç gece tüllerimi kaçırdı, tülsüz kaldı odam, artık daha zor kuruluyor hayaller. Elimden tutup götürse hayalinin elleri bu kirli beyazlıkta, kararıp, karışsak karanlığın içine, o zaman güngörmüş hiç kimse ayıramaz bizi.
Doğruldum yattığımı sandığım yerden, karanlıkta yatamam, ellerini bırakamam. Öpmelerin uçar gider bir kuşun peşine diye korkuyorum, o yüzden yakalayamıyorum uçan tülleri. Ateşliyorum bir ucundan dünyayı, tüller kızarıyor, kirliydi oysa az önce. Yanmasak sabah olmayacaktı.
Şimdi daha çok susmalıyım, az yazmalı, çok düşünmeli. Düşünceli ve kafası karışık cümlelerimi dinlemeliyim, dinlenmeliyim. Yanıyorum, ısınmak için. Nereden bulaştı bu ateş içime? İçim dışıma çıktı, oda tutuştu. Perdeler firarda, ilk onlar atladı pencereden, sandalye dört bacağını toplayıp gidemedi, yatağım kaldı olduğu yerde, üzerinde yatıyorum, hareketsiz. O da en az benim kadar hareketsiz. Masada akşamdan unutulmuş cümleler var, yanıyorlar. Okurken herkesin burnuna biraz yanık kokusu gelecek, sonra tüller gelecek. Rüzgarın uçurduğu tüller toprak kokusu getirecek. Yanmadan sonra toprak olacak oda. Doğduğumuzdan beri toprağız, bu yüzden çoktan bekliyorduk bunu, topraklığı, kuraktık sadece yağmur yağana kadar. Çamur olmadan samimileşemiyoruz.
Gece masum
Aynalar suçlu.
Gözlerimi suçluyorum gördükleri için, aynalar masum. Bir de ellerimi suçluyorum, ellerin dokunduğundaki o irkintiyi çizemediği için. Ellerim suçlu, hikayemizi bir hayata sığdıramadığı için. Gece hala masum, herkes suçunu üstlenip gidiyor. Geriye bir tek kirli beyaz perdeler kalıyor, camdan sarkmış. Pencere intihar ediyor bu yanıklara daha fazla dayanamayıp.
Çığlık çığlığa bir veda bu, perdelerin pencereden kaçıştığı…
Otuz Ocak İki Bin On Dört 17 00
Nevin Akbulut
YORUMLAR
Karşıtlıkların dansı var yine kelimelerle...
Ne ki, armoni bu karşıtlıklardan devşiriliyor.
Kirlenmeyen beyaza üzülürsün; kirlenen beyaza acırsın; çünkü değişim yoksa hiçbirinin sabit biçimle, içerikle bir anlam taşımadığını anlarsın. Yenilen ordu savaşmayan ordudan daha anlamlı gelmez mi size?
Beyaz, gri sonra siyahın gecenin içinde şahitsiz yolculuğu var bir de...
Ruhsal görsellik serüvenine yazılarında bir kez daha çıktık.
Mutlu olduk.
Çok saygımla.
Kıpkırmızı
Teşekkür ederim
Sevgilerimle,