- 637 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ANALİZ (2)
Yazının birinci bölümünde ülkemizde yaşanana rüşvet ve komplo iddialarının neden ve sonuç ilişkilerine dönük dostlarımın hemen tamamı iktidardaki siyasi partiye sempati duymasallarda dâhi yaşanan skandalın (dış güçlerin) organizasyonu olduğuna dönük ortak kanıydı
Bu ortak düşünce yapısından hareketle kaleme aldığım yazının ilk bölümünde, insanlığın kaderini olumsuz yönde etkileyen ve geleceğini belirlemekte büyük etkisi olan, kendilerine ( tapınak şövalyeleri ) diye adlandıran gizli yapının özellikleri işlenmişti.
Geçmişten günümüze kadar olan uzantılarını anlatan yazının birinci bölümünde, tapınak şövalyelerinin Kudüs’e gelişleri ve yaşadıkları olaylar anlatılmış ve Kökeni eski mısıra dayanan (kabala) öğretilerinin, Antik Yahudi inancının putperest yanını alan sapık bir düşünce yapısında ki öğretilerini ve prensiplerini özetle anlatan yazıya, kaldığımız yerden devam edelim.
1307 yılında yeni başa geçen papa beşinci flament’in tapınakçıların din dışı sapık bir tarikat ve yapılanma olduğunu anlamış, Avrupa da ki tüm krallıklara buyruğuyla tapınakçıların tutuklanıp yargılanmalarını istemiştir
Bunun üzerine harekete geçen başta Fransa kıralı filpe olmak üzere, Avrupa deki krallıklar tapınakçıları tutuklatmış ve kraliyet mahkemelerinde yargılamışlardır. Yargılama sonucunda, kim’i tapınakçılar hapse atılmış kimide idam edilerek öldürülmüştür. İdam edlenlerin başında tapınakçıların önderi konumunda olan büyük üstadları jak dömolay da vardır. Bu süreçten ağır yara allan tapınakçılar yok olmuş gibi gözükseler de felsefi düşünce olarak tamamen yok olmamışlardır. Yargılanmaktan kaçanlar ve hapisten çıkan tapınakçılar ilerleyen zamanda yeniden bir araya gelmiş Katolik inancında olmayan tek Avrupa ülkesi İskoçya’ya göç edip sığınmışlardır.
İskoçya da kaldıkları sürede kendilerini duvarcı ustaları loncaları adıyla adlandırmış, materyalist ve ateist düşünce yapısına sahip sivil toplum örgütüyle tanışmışlardır. Tapınakçılar, Kendi kabalist öğretilerine yakın buldukları bu örgütün içine kısa zamanda nüfuz etmeyi başarmışlardır ve Böylelikle tarihte bilinen ilk mason locası kurulmuştur, yani oparatif yapılanmadan süpekilatif masonluğa geçiş işte böyle olmuştur.
Eski mısır uygarlıklarında var olmuş masonluk On dördüncü yüzyılda Dünyadaki tüm ülkelerin kaderini etkileyecek bir şekilde yeniden oluşturulmuştur.
Tapınak şövalyelerinin Kudüs’te örendikleri ezoterik inançlar eski mısır gizemciliği, Pisagorculuk ve Yahudi mistizminin kaynağı olan kabala öğretisinden türemiş. Bu batıl inanış ve bu inanışa göre çeşitli sayıların, geometrik şeklerin sembollerin doğaüstü güçleri kontrol etmek gibi özelliğinde olan sapık inanç şekli masonluğun o yıllardan günümüze temel öğretilerinden olmuştur.
Tapınakçıların kabalist öğretilerinin yanında daha önce Avrupa krallıkların da yaşadıkları yargılanma ve idamlarla neticelenen trajik olaylardan edindikleri tecrübeyle yeni prensipler geliştirmişlerdir. Bu prensiplerden biride ülkelerin siyasi yapılarını ele geçirmektir böylelikle hem kendilerini koruyup hem de amaçları olan dünyaya kendi sapık öğretilerini yaymak yaratıcı inancına ve bu kavrama iman etmeyi emreden tüm dinleri yok etmektir.
Bu hain amaçlarının bir daha sekteye uğramaması için örgütlenme yapısında çeşitli sistemler ve stratejiler geliştirmişlerdir.
İngiltere ve İskoçya arasındaki savaşta İskoçya krallığının yanında yer almış ve İskoçya krallığını ekonomik olarak desteklemişlerdir.
Bundan dolayı savaş sonrası İskoç krallığının takdirini kazanmış çeşitli imtiyaz ve ayrıcalıklara sahip olmuşlardır. Ancak krallığın kedilerine verdiği imtiyazlar süreç içerisinde krallığın aleyhine olmuştur.
Adeta piton yılanını sinsice avına dolanıp onu boğup etkisizleştirip sonrada yutması gibi Zaman içerisinde İskoç krallığının iradesini ele almış hem siyasi hem ekonomik büyük bir güce sahip olmuşlardır.
Yeniden Avrupa’ya göç edip tüm Avrupa’nın hemen her ülkesinde gizlice mason locaları kurmuş siyasi ve felsefi bir örgütlenmeyi başarmış ve bu sayede İskoçya da sahip oldukları siyasi ve ekonomik güçten daha büyük muazzam bir ekonomik ve siyasi güce ulaşmışlardır.
Bunun içinde dünya siyasetini ve ekonomisini tam olarak hâkimiyeti altına alıp buna bağlı olarak siyaset kurumuna bağlı başta yargı ve ordu olmak üzer diğer kurum kuruluş ve sivil toplum örgütlerini ele geçirmektir. Bunun içinde öncelikle gizliliğe çok daha fazla önem vermişlerdir. Bununla beraber önemli bir strajileride kafa karışıklılığına sebep olması için ve gizli yapının çabuk deşifre olup kolay çözülmemesi amacıyla karmaşık bir örgütlenme yapısına gitmişlerdir. .
Burası çok önemli,!!! Bu günün siyasi çevrelerinde sözü edilen(derin devlet ve paralel yapının) ilk oluşumları o döneme yani on yedinci yüzyıla dayanır.
Siyaseten içine sızıp ele geçirdikleri tüm krallıkları devirme zamanı gelmiştir Bunun için gizli mason localarında yıllarca planını yaptıkları ilk büyük sosyal hareket hayata geçirilir ünlü Fransız devrimi,
Masonların yetiştirdiği ve ajan olarak hizmet eden kont kabliyano devrimin önderlerindendi bu devrim hareketinin neticesinde başta Fransa kralı olmak üzere on binlerce kral yanlıları ve din adamı giyotine gönderilerek idam edildi. Böylece dört yüz yıl önce öldürülen büyük üstadları jak dömolay’ın intikamını da almış oldular ve on yedinci yüzyıldan sonra masonlar başta Avrupa olmak üzere dünyanın hemen her ülkesinde kendi siyasi anlayışlarını oluşturmuşlardır. Öyle ki artık Hıristiyan dinini kendi amaçları doğrultusunda yeniden değiştirmeye bile cüret eder hale gelmişlerdir.
Zaman içerisinde Gerçekte kendilerine bağlı fakat görünüşte bağımsızmış gibi farklı tarikatlar kurmuş böylece dışarıdan müdahale edilmesi ve anlaşılması zor hale gelen bir taktikle daha da karmaşık yapılanma şekli uygulamışlardır.
Karmaşık örgütlenme yapılarının gereği kontrolü sağlamak için farklı ve çok katı hiyerarşik bir yapı ve sistem geliştirmişlerdir. Örneğin liderlik yerine konsey türü bir üst yapı şekillendirilmiş böylelikle hem lideri belli olmayan hem de nesiller boyu ve yüzyıllarca sürecek gizli ve karmaşık bir örgütlenme modelini oluşturmuşlardı.
Bu gizli ve gizemli yapı artık günümüzde yasal bir örgütlenme serbestliğine kavuşmuş ve sivil toplum örgüttü olarak ülkemizde ve dünyanı birçok ülkesinde faaliyet göstermektedirler
Ülkemizde hür ve kabul edilmiş mason locası olarak faaliyet gösteren mason localarının sembolü pergel ve gönyedir, bu logo duvarcı ustaları loncasını simgeler.
Devam edecek
Serhat Bingöl 28/01/2014
YORUMLAR
Gerçekten çok süper bir yazı tebrik ederim. Aslında yazıdan da öte maalesef gerçekler
saygılar sunarım
Merak ediyorum,
ülkemizde kimler kayıtlıdır bu örgüte?
Hangi TÜSİAD üyeleri?
Çok ilginç ve etkileyici bir çalışma.
Masonlar hakkında bilgimiz vardı ama,
tarihçelerini bilmiyorduk.
Öğrenmiş olduk sayenizde.
Güzeldi.
Serhat BİNGÖL
Değerli dostum Gökhan
Uzun yılardır ilgi duyduğum bu dış güçler meselesiyle ilgili okuduğum kitaplardan edindiğim, yüzlerce binlerce bilginin birçoğunu takdir edersin ki yazıya aktarma şansı yoktu. Dolayısıyla öğrendiklerimin önemli bir bölümünü eleyerek olabildiğince özet olarak anlatmaya çalışıyorum. Yoksa tamamını değil sadece daha geniş bir özet olarak bile yazıya aktarsam emin olun aylarca sürecek yazı dizisi oluşur.
Yakın tarihimizde ve günümüzde İnsanı şok eden ne olaylar var ki bize çok masum gösterilip yutturulmaya çalışılan, savaşlar, darbeler, ülkelerde yaşanan iç çatışmalar, vesaire bir sürü kurmaca oyunlar, inanamazsınız.
TÜSİAD üyelerinden tutunda sanat dünyasından ve tabiî ki siyaset çevresinden kimler, kimler var sözde düşünce kuruluşu bu materyalist mason localarına kayıtlı eminim ki bu kişilerden bir çoğu mason localarının tarihinden bile habersiz sırf prestij amaçlı kendilerini affedersiniz bir *ok zannettiklerinden, gerçi içlerinde neyin ne olduğunu bal gibi bilip sırf kafirliklerinden İslam düşmanlıklarından sözde düşünce kuruluşlarına bu örgütlere yardım ve yataklık yapanlarda var hem de öyle popüler kişiler ki şaşırırsınız içlerinde vatan millet edebiyatı yapanından tutunda Türkçülüğü kimseye kaptırmayanlara kadar, tabi isimlerini buradan açıklayamam çünkü yine affedersiniz, bu ibnelere tazminat ödemek işime gelmez ama okuduğum kitaplardan ve internet ortamından bunlara isim isim ulaşmak mümkün gerçi bunların bir kısmı bunu inkarda etmiyorlar zaten, dedim ya bunu bir prestij olarak görüyorlar kuş kadar beyinlerine bakmadan.
Yazıya gösterdiğiniz ilgiye ve yaptığınız yoruma çok teşekkür ederim.
Saygı sevgilerimle.