Bir insana iki türlü bilgi nasip olur : biri, başkaları tarafından verilen, diğeri ve en önemlisi ise, kendi kendine kazanılandır. -- gibbon
onurbudak
onurbudak
@onurbudak

Bir İlkbahar Günü

28 Ocak 2014 Salı
Yorum

Bir İlkbahar Günü

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

973

Okunma

Bir İlkbahar Günü

Bir İlkbahar Günü

Bir gün, yine aynı şehirde karşılayacağız sabahı... Açık penceremden senin için bunları yazan ellerime damlayan yağmur damlaları olmayacak. Yaprakları bir sokaktan, bir başka sokağa taşıyan fırtına olmayacak. Sen hissedemeyeceksin. Yağmur benim gözlerimden akacak, fırtına yaprakları bırakıp beni taşıyacak başka bir şehre... Bir gün, tüm bu soğuğa karşı koyacak bir ilkbahar gününe uyanacağız. Bakıp bakıp iç geçirdiğimiz kız çocuklarına benzeyen küçük ve yumuşak ellerin, bir başkasının saçını kavrıyor olacak. Bir başkasının saçını öpüp okşuyor olacaksın, bir başkasını uyutup uyandıracak ellerin... Sabaha karşı üşüdüğünü anlayıp, bir başkası sarılacak sana... Üstelik tıpkı benim gibi, kendi bedenini senin bedenine ilikler gibi sarılacak...

Bir gün, bir ilkbahar günü, başın göğsümde uyurken sen, uyanıp rahatsız olmaman için nefes alıp vermediğim gibi, bir başkası nefesini tutuyor olacak senin için... Gözlerini açtığında bir başkasını görüyor olacaksın. Tıpkı benim gibi, hayranlıkla izleyecek uyanışını. Gözlerini açışın, parmaklarınla gözlerini ovuşturman, saçını düzeltmen, yüzünü yıkaman... Hepsini merakla izleyecek o da tıpkı benim gibi. Yeni doğmuş bir bebek gibi yavaşça hareket ederken sen, korkacak sana dokunmaya...

Bir gün, bir ilkbahar günü, başkasıyla hazırlıyor olacaksın kahvaltını... Beceremeyeceksin yine. Beceriksizliğine gülecek. Gözlerini açıp, bu kötü insanlığa attığın masum bakışları izleyecek. Gözlerini süzüp rengini soracak... Mavi diye atılacaksın lafa. Çocuksu heyecanını ilk orada fark edip, hayır diyecek. Hayır, normal bir mavi değil bu, denizin orta yerinden gelmiş, hiç kirlenmemiş bir su damlası gibi bu mavi... Gülümseyeceksin. Evlilik hayalleri kuruyor olacaksınız. Böyle gitmez diyecek, öğrenmelisin yemek yapmayı. Daha erken diyeceksin... Öğrenirim diyeceksin... İşte o an söyle ona, öpsün seni yanaklarından. Çünkü ben olsam, öyle yapardım...

Bir gün, sevgilim, bir ilkbahar günü... Şuan açık penceremden senin için bunları yazan ellerime damlayan yağmur damlaları olmayacak. Yaprakları bir sokaktan, bir başka sokağa taşıyan fırtına olmayacak. Sıcak bir ilkbahar günü, ellerinizi üşüdükleri için tutmak yerine, terledikleri için bırakacaksınız. Ne tuhaf, bu da aşkın halleri işte... Özgürce yürüyeceksiniz caddelerde. Bir şarkı tutunacak dudaklarına, öpüp alacak o şarkıyı bir başkası... Eşlik edeceksiniz birlikte. Senin sesin daha az duyulacak, zaten sen şarkı söylemeyi beceremezsin ki. O söyleyecek, sen gülümseyeceksin. Attığın adımlar bir marş olacak bir gün, bir ilkbahar günü, dişlerin bir piyano gibi birbirine çarpıp dünyanın en güzel sesini çıkaracak, sırtın bir keman olacak, ve bir başkası sırtına dokunup çalacak en sevdiğimiz şarkıyı...

Ben bir ilkbahar günü, bunların hiç birini duymuyor, ama hepsini hissediyor olacağım, aşkının bana bağışladığı altıncı duygu organımla... Ne garip, seninle birlikte mutlu olmak varken, senin bir başkasıyla olan mutluluğuna sevineceğim bir yerlerde...

Bir gün sevgilim, bir ilkbahar günü...
Sen, ellerini bir başkasının avuçlarına kapatıp, adımlarını onun adımlarıyla aynı anda atmaya çalışırken dinleyeceksin en sevdiğimiz şarkıyı. Bense kulağımda liman kırıntıları’yla dolaşıyor olacağım bu şehri... Bir akşam seninle dolaşırken, sana verdiğim sözümü hatırlayacağım. "Olur da bir gün veda edecek olursak birbirimize" diye başlayan sözümü... İşte o an hızlanacak adımlarım. Liman kırıntıları işleyecek vücuduma bir zehir gibi. Tıpkı söz verdiğim gibi, tıpkı Poe, gibi "sana bırakacağım bu kendin üç semtinde, üç damla gözyaşı döküyor olacağım. Birincisi, seni ilk gördüğüm yer, ikincisi seni ilk öptüğüm yer, üçüncüsü, söylemeye dilim varmıyor... Üçüncüsü, bana git dediğin yer..."

Sevgilim, bir gün. Bir ilkbahar günü...
Sen, başkasının omuzlarına atmışken saçını, bir başkasının belini sarmışken ellerin, bir başkasının göğsünde, bir başkasının kalp atışlarını duyup sıçrarken sen, ben kafamı yasladığım otobüsün camında uyanıyor olacağım... Bir gün sevgilim, bir gün gideceğim, bu şehri sana, seni de bu şehre bırakarak...

Onur Budak

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bir ilkbahar günü Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir ilkbahar günü yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bir İlkbahar Günü yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.