- 642 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
Sanmam
Hani çocukluğumuzda sorarlardı büyüdüğünde ne olacaksın diye. Büyündüğünde ne olunuyor demek. Yani bir şey olunuyor.
Bir yerden öte yere gidiliyor, çokça yaşamak birikiyor, geçmiş gelecekten alacaklı ve bu gün hepsinden ödünç.
Ah olup kor olup iç yangınları çıkarmak, yıllar sonra bile gün gibi akılda kalmak, her anıldığında bir için acıyla çekilmesi hali ve dahası.
Temiz kalabilmek adına sürekli kirlendiğini görmek beyazlığın, güneşin kırıldığını bilmek ne kötü.
Hiç sormadan, yargılayıp kalem kırmak. İşte bunu hiç yapmadım. Mutlaka anlayıp idrak etmeye çabaladım. Keşke bunu deneseydik hepimiz.
Mahallenin eskisine yenisine duyrulur: Teneke kaplı madalyalar takmışım meğer. Meğer duyuramamışım sesimi bir adım öteme bile. Azdan türemiş, aza yürümüşüm. Etimi kemiğimden ayırmışlar tırnaklarıyla yabancılar. Başka yabancılara bölüştürülmüşüm sonra.
Kelimelerim çalınmış bir gece ansızın. Mıhlandığım duvarlardan sökülüp atılmışım. İsteseydim gerçekten, taş üstünde taş gövde üstünde baş komazdım biline. Lakin seçimim çekilmek oldu köşeme. İzleyip yalandan yapılma oyunları, hayret ettim her seferinde.
İlgilenilmedikçe ilgiyi çağıran çocuklar gibi hırçınlaştığım söylendi. Kapalı odalarda yaşanmışlıkları ifşa ettiğimden dem vuruldu. Demek benden bunlar umuldu. Yazık ne diyeyim?
Oysa her sırrın kadim saklayıcısıydım ben. Ulaşamadığı suları içmek yerine kirletenmişim bir de. Çamur toprak ham maddemdir bilirim. Fakat ruhum üflendikten beri tenime, çamura bir daha hiç düşmedim.
Hep sevdim ben olmayı. Öteki, beriki, şu ve bu olmayı hiç istemedim. Yılanlar öc aldılar benden. Yaşamayı beceremedikleri her şeyin öcünü hem de. Geceyi suç ortağı edip hücûm ettiler üzerime. Anlar da uzağıma taşır mı dedim gölgeleri, olmadı. İçime içime sokuldular iyice.
Seneler var, kilitliydi mühürlüydü dudaklarım. Bundan gayrı çözüldüm. Anladım ki susmak, her daim getiren bir erdem değil imiş. Fakat yine de korkması gerekenlerden gayrısı korkmaya. Masuma ve mazluma hep kadifedir sesimin tınısı. Kalemi kaşınanlar, ardımdan çukur kazanlar, ar saydığım suskunluğumu sinip saklanmak sayanlarsa hazırlıklarını buna göre yapsınlar. Afların tümü yok hükmündedir artık. Yazan yanımı korumak, kurtarmak tek emelimdir biline...
YORUMLAR
Sevgili Fırat.
Bazen susuyor insan tıpkı Mevlana'nın dediği gibi edebinden. Lakin siz sustukça edepsizler daha da edepsizleşiyor maalesef. Hani onlar da sussalar temelli susmayı tercih edecek insan ama ne gezer, siz sustukça daha da pervasızlaşıyorlar, daha bir üzerinize üzerinize geliyorlar. İşte bu durumlarda susmamak gerek bence.
Verdiğin mesajı umarım anlaması gerekenler anlamıştır...
Selam ve sevgilerimle.
Fırat Avcı
Bence İpekyıldız doğru söylüyor, kimin ne alıp veremediği var sizinle, yazılarınızı yazıyorsunuz biz de okuyoruz efendim.
Hep yazın siz, biz okuruz.
Canınızı da değmeyecek şeyler için sıkmayın. enerjinizi kendinize ayırın.
saygılar
Fırat Avcı
Bu dünya yalanlar oyunlar üzerine kurulmuş bu bir gerçek
bazen çamurda atılır ,bazende insan ruhu gergefle işlenir
sözüm iltifat değil , yalakalıktır af buyurun,,
derince iki kere okudum,keşke okusalar mana doluydu
tebrikler saygılar..
Fırat Avcı
Sanılanlar yanlış bence kim sandıysa artık;
Bende hiç sanmıyorum sandıklarını , sizi iyi ve kötü yanlarıyla analiz ettiğini düşünen bir kalem dostu olarak ...ki sizinde sanmanız sandıklarını ve buna göre davranmanız sizi sizlikten çıkarıp, sanılan kategorisine koymaz mı sizce ?
Bence gülüp geçmek gerek böylesi dedikodulara sadece dost kalem; aldırmamak en doğrusu...
Burnumu soktum yine ama artık aştıysam çizmeyi affola...
Saygılarımla
Fırat Avcı
İpekyildiz
Saygı ve dostlukla