tepkimiz bir süre patates almayacak ve yemeyeceğiz bakalım sonuç ne olacak çok yerinde tespitler ve çok anlamlı bir yazı içtenlikle kutluyorum emineciğim sevgimlesin

Fakirin yemeği patatesin bu kadar pahalanacağı kimin aklına gelirdi..Ne yazık ki hala tepki toplumu olamadık .. gerçekleri anlatmış dosdoğru söylemişsiniz arkadaşım duyarlı yüreğin ve kalemin hep yazsın değerli dostum, bu aralar işlerimin yoğunluğu dolayısıyla nette fazla kalamıyorum yazını geç okuduğum için bağışla lütfen sevgilerimle canım benim..

Türkiye'de bu dediğinizi 30 yıldan fazla bir vakit uygulayanını duymamışsınızdır...

Demirel'in Başbakanlığı sırasında, 80 sente ihtiyaç duyduğumuz ve röntgen filmini it-hâl etmeye dövizimizin kalmadığından beri it-hâl muz satınalmayan bir vatandaş... şurda, bir yıl oldu mu, belki geçti yeni- yeni almaya başladım; o da çoğunlukla yerlisini bulunca o'nu tercih ediyorum... bu karşı gelişimi, hediye edilen muzları da yemeyerek sürdürdüm...

Şimdi patates ha... Sen söyle o vakte kadar yemeyeyim...

Tavuk etinden ve dönerinden de döndüm... millet geberesiye kanser oluyor... sigaradan daha tehlikeli desem; döneri... Sütlacı tüpgaz pürmüzü ile fırın sütlacı diye yutturulduğuna mı... gdo'lu mısıra mı...

Kes be kardeşim... ne çok uzattın.

Sağlıkla ve Akıllı müşterilerle kal...

kadiryeter Kadir Yeter.
27.01.2014 TRABZON.

w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=125499
Emine UYSAL (EMİNE45)

Merhaba Emine Hanım, duyarlı yüreğinizi kutluyorum. Yazdıklarınıza aynen katılıyorum. Gerçek değerini bulmadan patateeees almayacağım. Maalesef bizlerde toplum bilinci yeterince gelişmemiş.
Selâm ve saygılarımla.

Fakirin ekmek den sonra en tükettiği patatesti.Zaten alamıyor 4-5 lira olunca zorunlu protesto ediyor.Tebrik ederim saygılarımla.

Biz olmak pek çok problemi çözecek ya, biz olduğumuzda ancak. Kutladım.

ne güzel yazmış usta keşke birliktelik olsa .... bu cennet ülkede neler olmazki.... geçmişte bunu bakkalların yardımıyla koka kolaya yapmıştık... sende çok iyi hatırlarsın onlar satmadı bizlerde almamıştık...ve zammı geri çektiler keşke bu güzel yazıyı herkes okusa... tebrikler ....

Çok manidar bir tesbit ,lakin ülkemizin bir tarım politikası yokmu, tarım veköy işleri bakanlığı bostan korkuluğumu ?istanbul kanal bilmem nekanal projeleri ile başkalarına rantkazandıran, yeşil milyon dolarları rüşvet misali yatak odalarındaki 8 çelik kasada saklayanlar , YEDİYÜZ MİLYARLIK SAATİ rüşvet alıp böbürlenerekkolunatakanlar bunun böyle olacağını bilmiyormu?
Ne zaman çifçinin elinden tutular sözüm onlara ziraat çifçi kredisi veriyor çifçi hayvanı alıyor samanı dışarıdan geliyor pahalı, mısır dışarıdan geliyor, rafadan yumurta dışarıdan geliyor,kurbanlıklar dışarıdan geliyor en basiti simit susamı ülkemizde üretilmiyor dışarıdan ithal ediliyor buarada yine ağalar,yine beyler götürüyor ziraatten aldığı krediile damat beyler tv kanalları satın alıyor,çiftçinin hakkını gaspediyor
Yırtık ayakkabı ile belediyeye iett şöforu olarak girenler şimdi çocuklarına 8.gemiciğ ialıyor ata gold mücevharat parfümeri onlarda dünyanın en zengin 10 arasında bende bir emekli maaşıma %2,5 zam gelince takla atıyorum bir kilo kıyma alabiliyorum
bütün üretici çifçiler perişan bankadan aldıkları krediyi ödeyemedikleri için traktör,biçer döver kamyonu hacizde
Para yine çifçinin cebinden çalan aracı da, patates yok kızartmada ,ses yok tencere tavada,seçimdenseçime al sana kurtlu bulgur,kurtlu makarna Allah kabuletsin haydi beyler cumaya
Çifçinin kaderi kalmış Allaha
Duyarlı engin yüreğe saygılarımla
______* * * * * * * * * * ______

Bir ziraatçı olarak yazdıklarına aynen katılıyorum.
Ben de bir kaç hafta patates yemeyeceğim.
Selamlar.

Yukardaki patates resmini görünce patates söktüğümüz günleri anımsadım. Ne büyük bir zevktir, patatesi
zedelemeden çıkarmak. Sonra onlara dokunmak.

Geçen yıl patates çok ucuzdu. Bu yıl da öyle, ucuzdu ilk çıktığında. Sonra stokladılar mı n'aptılar bilmiyorum.
Allah patates seven kalabalık ailelere yardım etsin. Gerçi bazıları çuvalla baştan alır patatesini.

Bizim ülkemizde nedense Danimarka ve benzeri ülkelerdeki gibi bir bilinç maalesef yok. Keşke almasalar.
Bence de bir kaç hafta dayansalar patatesler ucuzlayarak çıkar açığa. Hele bahar yüzünü gösterdi mi çok
ucuzlayacaktır.

Anlamlı güzel bir yazıydı.

tebrikler,

selâm ve sevgilerimle..

Evet ablam, bu ambargo kesinlikle uygulanmalı, üstelik çok fazla zamana da gerek yok, patates öyle çok fazla dayanan bir sebze değil, bir hafta on gün kimse almasa o karaborsacılar da kokacağını bildiği için fazla direnemez ve geri adım atmak zorunda kalır.
Çocukken Boluya gitmiştik, bir sokaktan geçerken öyle pis bir koku vardı ki anlatamam, sorduğumuzda o sokakta patates depolarının olduğu ve çürüyen patateslerin koktuğunu söylemişlerdi, sanırım stok yapan uyanıklar depolarında o kokuyu duymak istemez.
Duyarlılık örneği faydalı bir yazıydı.
Selamlar, saygılar ablam.

haklı ve yerinde bir yazı okudum kaleminden can arkadaşım..her yıl bir başka ürün aynı şekilde depolanır anlattığın gibi ..yürekten kutluyorum duyarlı yüreğini..sevgilerimle..

Pa pa pa ta ta tes...Kahretsin , şu patates demeye bir türlü dili dönmüyor :)


Maalesef suçluyum..Sizinle ne alakası var diyeceksiniz..Var efendim var :) O kahrolası bi işe yaramaz tarlaları bizim gibiler tefecilere satmasaydı bu durum belki olmazdı.

Nasıl mı ?
Anlatayım.
Kapadokyanın altı tamamen kayadır. Eskiden zamanla oluşan toprağı köylü ekmiş fakat yıllar sonra mahsul üretimi düşmüş su olmayınca ürün alamamışlar.İş böyle olunca tarlalar mecburen nadasa bırakıldı.
Derken bir gün bizim oralara birileri geldi. Dediler ki bu tarlaya kaç para istiyorsunuz ? E köylü güya uyanık meseleyi anladılar.Bu patates Limon patronları buraları içinde Tırların döndüğü depolar yapacak. Fiyatı beş ise yirmi beş istediler..
Patronlar tamam dediler..Kabul ediyoruz. Ki örneğin biz geçen yıl beş para etmeyen harap tarlayı 60 bin liraya verdik..
Göreceksiniz hayret edersiniz adamlar kayadan bir şehir çıkardılar..

İşte bundan dolayı suçluyuz..Bizim gibiler satmasaydı onlarda patates koyacak doğal alan bulamadıkları için bu patatesleri pazara mecburen süreceklerdi..Ama şimdi patateslerin keyfi yerinde..Soğuktan sıcaktan hiç mi hiç etkilenmiyorlar..

Ahhh ah ! Tüm mesele bu

Pa pa pa,,,tes mi ?
Hiç sormayın hiç..Şimdi pazardan dört liraya alıyoruz. Fakat param olmadığı için bir ya da iki adet..
En azından çocukların gözü doysun diye..
Aslında onu da pek yemiyoruz ya..Dolapta bana bakıp hınzır hınzır gülümsüyor..Ben de onu sobada yakmazsam....

Saygılarımla..
Güzel ...pardon hüzünlü bir konuydu :)

Ne güzel bir yazı.
hayatımızın gerçeklerini objektif olarak ele almışsınız.
Keşke herkes sizin gibi hayata,
hayatın problemlerine ön yargısız bakabilse.
Ben şeker hastasıyım.
Bu nedenle patates ile çok ilgim yok aslında.
Bir de,
bu Azerbaycan halkı çok patates yemiyor galiba.
Pazarlarında,
bizdeki gibi bol bol patates tezgahları yok.
Sebze de yok bolca.
Ne yiyorlar bilemiyorum sözün doğrusu.
Yiyecek konusunda problemleri var zaten.
Hep zayıf insanlar.
Belki de böyle olmak gerekiyor.

Lafın akışını değiştirdik.
patatesle ilgili böyle güzel yazı yazmayı biz asla beceremezdik.
Çok faydalı, çok güzeldi.

Ben bugün 5 kiloluk poşetler içinde satılan patates aldım kankam!

Kızdın mı bana?

Ama ben 5 kilosunu 1.50 kuruşa ( 1 EORU 50 SENT) aldım. Pahalı değil bu cevurun memleketinde! :)

Ülkemizde pahalı patatesi almak ya da almamakta karar vermek gerçekten zor. Çünkü patates uzun zaman durabiliyor ama et fazla duramyıyor... O nedenle adamlar bekletir, birşey de olmaz! En güzeli halkın sokaklarda hükümetin tarım proğramını acilen protesto etmeleri gerekmektedir. Dünyanın en zenginleri arasında 6.cı olan başbakanımız ne bilsin(!) patatesin o kadar pahalandığını! De mi?

O nedenle demokratik ve kanunun müsade ettiği ölçülerde boş tenceler ve kapakları ile kadınlar hatta erkeklerde protesto eylemlerini başlatsınlar! Belkim duyar cebi, pardon gizli kasaları dolu olan başbakan!

Değerli arkadaşım.

Seni, insanımızı yakından ilgilendiren güzel yazılarından dolayı tebrik ederim.

Altı üstü patates deyip de geçmeyelim. Ülkemizde patates üretimi ile geçinen o kadar çok küçük üretici var ki sayısını bilemeyiz. Bu insanlar, aile geçindiriyor, çocuk okutuyorlar, yaşlı bakıyorlar, neyle? Patatesle tabi ki... Bizlerin patatese bir ay boykot etmesi onlar için ölüm demektir.

Büyük üreticiler ise, zaten onların ellerinde her türlü imkanları var. Biz bir ay, iki ay patates almasak onlar için ne demektir ki? Koca bir hiç.

Sevgili Emine.

Öyle bir konuyu ele almışsın ki işte ben buna aslında sayfalar dolusu yorum yazarım ve dahi başlıyorum:

Kışın ortasında kimin canı karpuz ya da can erik çeker sence? Normalde ''aşeren hamile bir kadının '' Diye cevap verebilirsiniz bu soruya değil mi? Ama öyle değil...Bu gün İstanbul'un sosyete semtlerine gidin orada manav tezgahlarında can erik, karpuz, çilek, kirz gibi neredeyse hepsi de yaz mevsiminde kiloso en fazla dört-beş liraya satılan bu meyveleri görmeniz mümkündür. Peki şimdiki fiyatı ne kadar bunların: Mesela Can erik: Plastik küçük bir tasta dört tanesi 5 lira...Bunlar nereden gelir? Başka ülkelerden elbette. Kim alır peki bunları: ''Pazara çıktığında en ucuz patatesi hangi tezgahta bulurum'' diye koskoca pazarı baştan aşağı dolaşan dargelirli Ayşe Teyzem değil elbette...Şişlide, Etilerde, Ataköyde, Bakırköyde ve Kadıköyde , Ataşehirde oturan ensesi kalın kaymak tabaka tabii ki. Yani bizim- kocası asgari ücrete talim ettiği için kendisi de lüks apartmanların merdivenlerini temizleyen Ayşe Teyzemiz iki hafta patates yemeden de idare eder ama parasının hesabını bilmeyen tabakamız kıs ortasında can erik ya da karpuz yemeden duramaz

Fakat işin daha da ilginç tarafı şudur:

Bizim Ayşe Teyze çıkmaz sokaklara '' Her şeye zam yapıyorsunuz ne bu yahu '' Diye...'' Her şeye zam yapıyorsunuz, ne bu hayat pahalılılığı, samanı bile yurt dışından satın alıyoruz'' Diye sokaklara dökülenler de genelde kıs ortasında dört tane eriğe 5 lira verenlerdir.

Velhasılıkelam bizim ülke Danimarka gibi olamaz hiç bir zaman..Çünkü o patatesin mutlaka bir alıcısı olacaktır...Sen ben sulu patates yemeden de dururuz iki hafta ama onlar cipssiz, biralarının yanında patates kızartmasız yaşayamazlar.

Umarım anlatabilmişimdir.


Selam ve sevgilerimle.

sami biberoğulları tarafından 1/26/2014 9:28:43 PM zamanında düzenlenmiştir.

her satırına imza koyacağım
gündeme dair muazzam bir yazı olmuş renkdaşım...
ve hiç bir alanda bir proğramı olmayan
bir ülkeyiz maalesef..sadece tarım da değil ki...
örneğin ülkelerin devamlılığı için olmazsa olmazı
eğitim sistemi....
gönülden kutladım usta ve ilgili kalemini
arkadaşım
her dem selam saygı

Merhaba, sevgili dostum.

Gündeme ilişkin ve içeriği dolu bir çalışma. Gerçeklere parmak basarken inceden inceye de bir gönderme var. Tabii ki bu da kaleminizin gücü değerli dostum.

Ne yazı ki; uygulanan o kadar çok yanlış politika ve uygulama var ki...

bizler toplum olarak o kadar çok şeyi kanıksamışız ki ezelden beri. Ne yazık ki halk dayanışması çok fazla gözlenmemekte ülkemizde. Uçurum o kadar büyük ve aşılmaz ki... Ne yazık ki açın halinden de tok anlamamakta.

Ah, Emine hanım söyleyecek ne çok şey var bu güzel yazınızın üzerine.

Duyarlı kalbinizi ve değerli kaleminizi yürekten kutluyorum.

Yüreğiniz dert görmesin. Sevgiler, selamlar...

Bu zamdan zamdan çiftçiye fayda yok.Aracılar kazanıyor emek çekmeden...çiftçi her zaman mağdur...saygıyla...