5
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
3637
Okunma
Sevgili Arkadaşlarım, ben Elif Ablayım biliyorsunuz ama ben heeep abla değildim tabi ki; şimdi ablayım. Bir zamanlar ben de sizin kadardım. Hem yaşım sizin kadardı, hem de boyum. Ben de sizin gibi elimde çantam okula giderdim. Ben de ders çalışırdım sizin gibi, masallar hikâyeler okurdum :)
Masal deyince... Hiç unutamadığım bir masal hatırıma geldi şimdi. Siz de okudunuz mu onu acaba?..
Küçük Kibritçi Kız masalından söz ediyorum. Ben o masalı okurken hep gözlerim dolardı. Çok acıklı bir masaldı o. Şimdi bile içime şöööyle garip bir şey oldu.
Diyorum ki; o acıklı masalı biz yeniden yazalım. Hiç üzüntülü olmasın. Kibritçi kız da mutlu olsuuuun, siz de, ben de :) Ne dersiniz?
Haydi bismillah o zaman!
Çook soğuk hem de dondurucu soğuk bir geceymiş. İnsanlar paltolarının yakasını kaldırmışlar, atkılarına boyunlarına sarmışlar, hızlı hızlı evlerine doğru yürüyorlarmış.
Ama hiç kimse bir dükkânın kapısının yanındaki basamakta oturan, üşümüş fakir kızın farkında değilmiş. Bu kızın yanındaki karton kutunun içi kibritle doluymuş, çünkü o bir kibritçi kızmış. Elinde iki kibrit kutusu, "kibrit var, kibriiiiit" diye bağırıyormuş arada. Ama sesi öyle az çıkıyormuş ki, kimse onu işitemiyormuş.
O gün pek kibrit satamamış. Birkaç tane daha satsa, evde bekleyen hasta annesine yiyecek birşeyler götürebilirmiş belki ama henüz o kadar para kazanamamış.
Kibritçi kız annesiyle birlikte küçücük bir evde oturuyormuş. Fakirlermiş ama hayatından hiç şikâyet etmezmiş. Allah’ın istediği gibi, hep ‘güzel bir sabır’la sabredermiş. Akşam olup da sofralarına oturduklarında, Allah’ın verdiği yiyecekler için şükredermiş.
Babası yokmuş küçük kızın. Bir büyükannesi varmış ama o da başka bir şehirde yaşıyormuş. Zaten birbirlerini kaybetmişler, hiç haberleşemiyorlarmış.
Soğuk gittikçe artıyormuş. Kibritçi kızın parmakları soğuktan sızlamaya başlamış. "Ne yapsam" diye düşünürken, karton kutunun içinde satılmayı bekleyen, çok büyük dört kutu kibrit gözüne ilişmiş. "Şimdi onları yakıp ısınırım" demiş kendi kendine. O koca kutulardan birini almış, içinden büyük bir kibrit çıkarıp, yakmış. Sönene kadar kibriti bir elinden öbür eline geçirerek, parmaklarını ısıtmış.
Kibritin alevine bakarken birden kendisini gürül gürül yanan bir sobanın karşısında gibi hissetmiş. Güzel bir odada, kocamaaan bir sobanın karşısında oturuyormuş evet. İçi de ısınmış, öyle ısınmış ki terlemeye bile başlamış... Ama kibrit aniden sönüvermiiiş.
Hemen bir kibrit daha yakmış. Yine aleve bakmaya başlamış. İşte yine o oda, sıcacıkkk. Bakmış odanın penceresinin önünde çoook güzel bir yemek masası. Üzerinde kar gibi bembeyaz bir örtü. İçi çeşit çeşit yemeklerle dolu tabaklar. Hem de en sevdiği yemek olan kızarmış tavuk. Mmmh, ağzı öyle bir sulanmış ki kibritçi kızın. Ama kibrit yana yana meğer sonuna gelmiş. Bir de rüzgar esince kibrit yine sönmüş.
Hemen üçüncü kibriti yakmış. Dikkatle alevine bakarkeeen, yine aynı oda ve aynı masayı görmüş. Tam elini uzatmış, tabağına tavuktan bir parça alacakken bir de ne görsün. Yanıbaşında kaç senedir görmediği tatlı büyükannesi. Nasıl sevinmiiiiş, "canım büyükannem" deyip boynuna sarılmış. Ama o arada elindeki kibrit de yere, karların arasına düşmemiş mi? Hemen kutuya eğilip, bir kibrit daha alacakken, başı dönmüş kibritçi kızın. Tabi hem soğuk, hem açlık; daha fazla dayanamamış.
... Küçük kibritçi kız gözlerini açtığında ne görmüş dersiniz sevgili Arkadaşlar?.. Aynı oda, aynı masa veee en önemlisi büyükannesi karşısında :)
"Allah’ım Sana şükürler olsun" demiş sevinçle büyükannesi. "Beni yeniden tatlı torunuma kavuşturdun." Kollarını açmış, küçük kızı bağrına basmış.
Hiçbir şey anlayamamış kibritçi kız. Şaşkınlıkla, büyükannesine neler olduğunu sormuş. Kendilerinin haberi yokmuş ama büyükannesi yıllardır küçük kızı ve annesini arıyormuş. Araya araya yardımcısıyla birlikte onların yaşadığı şehre kadar gelmiş. Herkese onları soruyormuş.
Meğer kibritçi kız sokakta daha o ilk kibriti yaktığında soğuktan bayılmış, yere yığılmış. Büyükannenin yardımcısı amca da tam o sırada onun yanına gelmiş. Küçük kızı kucağına alıp, kaldıkları otele götürmüş. Hemen doktor çağırmış büyükannesi, ona iyileşmesi için ilaç içirmişler. Kibritçi kız daha kendisine gelemeden annesini de alıp, hep birlikte büyükannesinin evine gitmişler.
Şimdi çoook iyiymiş küçük kız. Büyükannesi, annesi, sevgi dolu bir ev, sıcacııık bir oda, yiyecekler; nasıl iyi olmasın ki?..
Çoook şükretmiş küçük kız. Sabretmesinin karşılığında bu kadar güzel bir ödül aldığı için…
Hepinize güzel bir tatil dilerim :)
Elif Abla
Küçük Kâşif Dergisi
Risale Çocuk
Her Çocuk