Yok Olmak
Yavşak bi’ muavin. "Ne alırdınız" derken salyaları yere çarpıp geri çıkıyor. Sol önümde bebekli bir çift. Bebek her türlü sesi çıkartabiliyor. Çirkin bebek seni. Babası yandaki kızı kesiyor, yanında karısı olduğu halde. Karaktersiz. Yükselen çorap kokusu. Bahsettiği çorap kokusundan boğularak öldü.
Denizli’den kalkan otobüsün kırkaltı numaralı koltuğunda veda ediyorum şehrime. Bir daha dönmemek üzere çıktığım yolda, kötü bi’ çorap kokusu var. Kaçıncı mola bilemiyorum ama hala kokudan kurtulamıyorum. En büyük kahramanlarımı gömüp gidiyorum. Suçlu arama çabalarım sona erdi. İçimde biten çoğu duygu gibi. Yanımdaki çocuk kayıp. Otobüs bekliyor. Galiba oda koca otobüsü terkedip yeni hayallere atıldı. Yola devam ediyoruz. Artık kırkbeş numaralı koltuktayım. Burdada hissettiğim şeyler aynı. Hala çorap kokanı öldürmek istiyorum.
Yok olmak. En büyük arzum. Yalnız bedenen değil ama. Tanıdığım insanların beyninde çıkarak yok olmak. Ayşenur’la olan fotoğraflarımızdan kaybolmak gibi. Ozan’ın akrıba kelimesinin unutması gibi. Gramofon’da hiç olmamak gibi. Kuzey rüzgarlarında savrulmak istemiyorum. Toprak altında çürümekte istemiyorum. Parmak uçlarımdan başlayarak tane tane yok olmak istiyorum.
twitter.com/hbaysan
hasanbaysan.blogspot.com