Ö Z L E M E K
Özlemek… Hayatımız boyunca ne çok şeyi özleriz, ne çok şeye özlem duyarız. Düşününce özlemlerimizin çokluğu ve çeşitliliği karşısında şaşırmamak mümkün değil.
Evimizden ayrı kalınca evimizi özleriz. Evimizin her köşesinin her eşyasının eksikliğini hissederiz. Ve en yakın sürede evimizde olmayı dileriz. Anne-babalarımızı, kardeşlerimizi, arkadaşlarımızı ve sevdiklerimizi özleriz. Onlardan uzak olunca yokluklarının zor olduğunu anlar ve onlarla olmaya çaba harcarız. Yaz gelir kışı, kış gelir yazı özleriz. Gece olunca gündüzü, gündüz geceyi ararız. Özlem deyince içimizde bir gariplik oluşur. Biraz buruk, biraz üzgün, hüzün dolu oluruz bir süre. Özlemek hüzünlüde olsa güzel deriz. Sonra özleyecek birilerine, özleyecek bir şeylere sahip olmanın gizli gururunu yaşarız içimizde.
Bunların hepsi güzel, hepsi hoş. Ama bir özlem var ki anlatılmaz derecede büyük içimde. Özlemek kelimesinin bu kadar basit, eyleminin ise bu kadar zor olduğunu bilmezdim senden önce. Evet, canım seni özlemek ne demek bilemezsin. Sensiz olmak, senden mahrum kalmak… Gecenin yıldızsız, baharın çiçeksiz, denizin dalgasız, dağların dumansız olduğunu düşünebilir misin? Düşünemezsin tabi… İşte beni de sensiz düşünme, düşüneme canım. Çünkü ben sensiz ben olamıyorum. Nefes alamıyorum, gülemiyorum, konuşamıyorum, düşünemiyorum, kısacası yaşayamıyorum… Seni özlemenin yükü çok ağır geliyor yüreğime, taşıyamıyorum. İçimde tarifi imkansız bir acı duyuyorum. Gözüme yaş, gönlüme hasret, yüreğime sancı ve her anıma hüzün yerleşiyor sensiz kaldığımda. Saniyeler saat, saatler yıl oluyor yalnızlığımda. Seni özlemek çok zor geliyor bana canım… Varlığında bile seni özleyen ben, yokluğunu yaşayamıyorum.
Hayatta her şeyi özlemek güzel, seni özlemek en güzel. Ama çok zor canım, çok zor… Beni mahvediyor… Seni özlemek çok güzel olsa da, sen kendini özletme canım. Seni yaşamak, seni özlemekten çok daha güzel… Kısa süreli özlemlerle, uzun süreli seni yaşayabilmek dileğimle…
FİGEN / NEGİF