Pik Demir
O güne kadar devletin sıcak lojmanında rahat bir dönem geçirmiştik ama artık konfor bitmiş zahmet başlamıştı. Yaşamda hep rahmet değil kimi zaman zahmet de olacaktı elbet. Yeni taşındığımız yerde sobaya talim etme dönemi başlamıştı. Yani ise pasa bulaşacaktık. Kaçış,göçüş yoktu bundan.
Kış gelmiş soğuk bastırmıştı. Başka alternatifimiz yoktu. Arayışımız netice vermiş ve bir soba satın almıştım. O yılların en gözde markası olan bir soba. Çoğunuzun yabancısı olmadığı bir marka. Silver.. Kocaman,devasa ağır bir kütle.. Dökümden, metal bir kütle..
Bütünüyle dökümdü. O zaman şimdiki gibi evlere servis dönemi henüz başlamamıştı. Çaresiz kendi imkanlarımızla nakil işlemlerini gerçekleştirecektik.
Duraktan stejin bir taksi çağırdım akşam karanlığında, soğuk bir kış günü. Gencim henüz. Kendimi güçlü hissediyorum. Soba iki tarafından karşılıklı tutularak arabaya kadar taşınacak ve bağaja konulacak ve nakil bu şekilde yapılacak.
Başkaca el atacak kimse yok bu işe. Satıcı ve ben..İkimiz yapacağız yüklemeyi.
O anda anlam veremediğim ani bir hamle ile hemen tutuverdi bir ucundan satıcı arkadaş. Diğer tarafından tutmak da bana düştü sobanın.
Güçlükle yerden kesebildim tuttuğum tarafı. Satıcı ise hiç zorlanmadan. Taşıyacağımız yere olsa olsa elli metrelik bir mesafe. Eşiği geçip kapıdan çıkana kadar nefesim kesildi zaten. Attım atacağım ama yiğitliğe de zarar gelsin istemiyorum.
Diğeri benden daha cılız ama sanki düz asvaltta gider gibi ilerliyor, oysa benim omuzum sökülüyor. Debelenerek ilerliyorum adeta,zor da olsa arabaya ulaşıyoruz..
Bir kendime bir karşımdakine bakıyorum, onda hiç yorgunluk emaresi yok. Anlaşılan yaşlanmışız, dönemimizi tamamlamışız diye düşünüyorum içimden.
Zorda olsa yüklemiştik ama bir de bunun indirilmesi vardı. İndirilip eve kadar taşınması,üstelik merdivenden çıkarılması..
İlerlerken yol alırken hep bunları düşünüyordum. Burda düz yolda tökezlemiştik orada merdivenden ikinci kata nasıl çıkaracaktık. Ne yapmalıydık nasıl etmeliydik.
Ben iyice konsantre olmuştum. Nasıl ki halterciler podyuma çıkar, sessiz bekleyiş sonrası ağırlığın karşısına geçer, halteri kavradığıyla bir çığlık atar; ya koparır, ya da silker ya aynen o vaziyet, ben de kendimi bir ağırlık kaldırıyormuşçasına hazırlamıştım.
Tuttum ama nedense tüy gibi çok hafif geldi sobanın bir tarafı bu kez. Yanılıyormuyum yoksa dedim, fark nerede diye düşünmeye başladım ki bu sefer debelenen ben değil, karşımdaki civa gibi fişek gibi taksici genç. Attı atacak neredeyse yere. Zorlukla ikinci kata çıkardık ama rengi benzi mosmor kesildi. Nefesini güçlükle topladı ve ancak bir süre sonra kendisine gelebildi.
Mesele anlaşılmıştı. Sobacımız işi kavramıştı. Nakil ve yükleme esnasında hemen hafif tarafından kavrıyor ağır tarafı karşıdaki kişiye bırakıyordu.
Buna hakkı da yok değildi. Her soba satışında kendisini ezmesinin hırpalamasının anlamı yoktu. Elbet orada bir uyanıklık yapacaktı.
Ertesi günü işyerinde anlattım bu konuyu. Arkadaş dedim,nasıl bir sobaymış bu,ilk kez denk geldim, taşıdık ama bizi bitirdi,nefesimizi kesti dedim.
Tamam Kemal bey bütünüyle döküm biliyoruz ağır,üstelik tutulur tarafı da yok, bir kütle gibi ama siz de çok zorlanmışınız birader ne varki onda dedi Kuddusü bey. Siz iki kişiyle güçlükle taşımışınız erkek olduğunuz halde, onu bizim komşunun hanımı tek başına taşıyor kadın haliyle dedi.
İnanası gelmiyor insanın yüz küsür kiloluk pik demirden imal edilmiş metal sobayı bir kadının tek başına taşıyor olmasını. Kuddusü bey abartıyor mu yoksa diye düşündüm önce ama öyle değilmiş,dediği doğruymuş, diğer arkadaşlar da bir bir onayladılar söylediklerini..
Afşin’in erkeği pehlivandı bu bilinirdi ama bilmediğimiz kadınlarının da erkeklerden geri kalmadığıymış.
Zaten pehlivanı kim dünyaya getirir,onları kim doğurur,analar değil mi? Ana güçlü olacak ki evlat da güçlü olsun.Cılız güçsüz ve zayıf anadan bir yiğit dünyaya gelir mi?Duyulmuş görülmüş mü bir şey mi bu?
Bunda şüphe yok ama o ağır kütleyi taşımak hem de tek başına taşımak, pehlivanlıktan öte bir şey olsa gerek..
Afşin burası,yiğidin harman olduğu yer. Pehlivan yatağı..Ne anlatılırsa doğrudur, gerçektir. Şüphesiz inanılır.
Kemal GÜL
15.01.2014
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.