- 868 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
......
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
taksime gitmek için nişantaşının başlangıç noktası olan teşvikiyeden yürümeye başladım,istanbulu bilenler bilir,bu semtler bir metropol göstergesidir,ve her adımda olağan üstü tiplerle karşılaştım,köpeğinin rengini ve cinsini kıyafetine ve çantasına göre ayarlayan,ve dev topuklu ayakkablarıyla,iki dakika ilerideki sosyete(sözde) bakkalına yol alan kadıncağızların bende çağrıştırdığı izlenim,bir ingiltere prensesi,yada yaşına göre kraliçesi olduğu yönündeydi,ve adımlarını özenerek atan,köpeklerin bir aksesuar olabileceği fikrini bu dünya’ya uzak olanlara aşılayan bu zatı muhteremlere,kendimi bir anda olsa londra’da yada paris’te hissettirdiği için teşekkür etme gereği hissettim.45 dakika ilerideki semtlerde(istanbulu bilenler bilir"feriköy")bir ekmek için sert adımlarla ve canını sakınmadan savaşanların şehrinde,böyle bir semtin olabilirliği,ve itinayla buna riayet eden sosyete ikonları,komşu semtlerin açlık ve sefalet modasına itibar etmeden,kendi o zengin ve ne anlama geldiğini çözemediğim modalarından asla taviz vermemekteydi,ve nişantaşına ayak bastım,değişen tek şey,başlangıç noktasındakinden daha çok sayıda(teneke mahallesi tabiriyle)kokoş yada yaş itibariyle buruşuk vardı kraliyet ailesi kaldırımlarında.city avmnin önündeki piyangocunun bakışları arasında(istanbulu bilenler bilir)....
yaklaştım yanına kadının,bu ciks semtin standart tiplerine aykırı sakalım ve anarşist eşkalimle sordum,25 yaşlarındaki,uzun çizmeli,beline kadar uzanan sarı saçlarınıın üstündeki şato şapkasıyla ve üzerindeki açık deri renkteki montuna uyan açık renkli teriyer köpeğiğle mağazalara poz veren kadın’a,kasımpaşaya nasıl gidebilirim(istanbulu bilenler bilir kasımpaşa ve nişantaşi arasındaki alakasızlığı)köşe başlarını torbacı sünepelerin tuttuğu,ince yürüyenlerin sert rüzgarlarda kırıldığı o delikanlı semti..cevap vermeye tenezzül etmeyen yada bu aykırı tipten ürken kadın yerine,yanındaki aksesuar cinsi köpeği cevap verdi paçama doğru yol alarak,evet hayvan severim ama paçama yapışan hayvan bile olsa döverim mantığı ile ayakkabımın tabanıyla karşı koydum bu sosyetik saldırıya,piyangocunun bakışları arasında..beklediğim cevabı alamamanın mahsunluğu ile yürürken,nişantaşı semalarından çıkıp osmanbeye geldiğimi müjdeledi birbirine çamurdan adam atan iki serseri,yağmurun şiddetine,adımlarımın şiddetiyle karşılık verirken ve taksime doğru emin ve şaşkın adımlarla yürürken,benimle aynı yörüngede yürüyen ve daha çok önümde yürümeye çalışan,antony banderas kılıklı(sadece 45 santim kısası ve tokalı saçlarıyla yandn yemiş suratlı)bir adam dikkatimi çekti,sağından geçmeye kalksam sağa,solundan geçmeye kalksam sola kayan bu muhteremi,Allahın beni sınamak amaçlı yolladığını düşünerek,sakin olmaya çalıştım,ta ki Allah tarafından gönderilen bir zat olduğunu düşündüğüm bu adam yere tükürene kadar.evet yere tüküren bir evliya olmayacağına göre,standart tepkimi göstermeye karar verdim ve izasına gelerek,koku alma metabolizmasını,küçük bir kafa haraketiyle incittim,elmadağına geldim(istanbulu bilenleriniz bilir)arkamdan çalan düdüğü ,demin kafa attığım adam dolayısıyla peşimde olan bir polisin düdüğüne benzeterek koşmaya başladım,normalde yürüyerek üç dakikada gittiğim taksime koşarak 5 dakikada vardım.niye elmadağından taksime yürüyerek 3 koşarak 5 dakikada geldiğimi anlayana kadar,yağmur tabanımı ıslattı,bedenimin en hassas noktalarına kadar inen damlalar,bana bilmediğim yağmurlarda ıslanmamam gerektiğini hatırlattı.çıkarın silahlarınızı/ben’den alabileceğiniz bir can daha var artık/ben şişhane’ye inene kadar zamanınız kaldı.
Gökhan Gök
YORUMLAR
Şişhane'ye yağmur yağıyordu... Haldun Taner'in deneme yazısını anımsadım ki bu güne gelen deneme de bir harikuladeydi.
Etkileyiciydi keşke yazar, bu deneme yazının imla-yazım özelikle karakter(büyük-küçük harfler) ve/veya yazım kurallarına özen göstermiş olsaydı. Belki Yazar şöyle diyebilir "istediğim gibi yazarım önemli olan meramı dillendirmektir"
Ayrıca edebiyat dilinde rakamlara pek rastlanılmaz.
Şimdi gelelim deneme’ye: Yazar, şık betimlemelerle, hayata yaşamış kendi tecrübelerini katarak ironi bir şekilde semt ve semte yaşayan insanların davranışlarını gözlemleyip irdelemiştir. Gerçek yaşam kesitleri; varsıl-yoksul… Ve özelikle insanların yalnız kaldıklarının; yalnızlıklarını hayvanlarla paylaştığını görüyoruz.
İçinde Mizahi unsurları barındırırken, karşılaştırmalar, durumlar, hareketler ve gözlemlerinden yaralanırken sade bir anlatım söz konusuydu.
"standart tepkimi! göstermeye karar verdim ve izasına gelerek,koku alma metabolizmasını,küçük bir kafa haraketiyle incittim"
Zevkle okuduğum bir "deneme" çalışmasıydı.
İçtenlikle selamlıyorum
Tebrikler Gökhan...
Güzel yazıydı...
Ve hak ettiği yerde duruyor şimdi...
Sevgi ve dostlukla...