- 995 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
PATLAT BAKAYIM SEKİZ KİŞİYE BİR GAZOZ -17-
Türk Sineması 1970 ile 1990 lı yılların başlarına kadar yaşadığı bu büyük kriz döneminde bir taraftan seks filmlerine yönelirken diğer taraftan o yılların en çok sahne yapan sanatçılarına da pek çok filmde yer verdi. Kasetleri patlamalara yol açan bu ses sanatçılarının nerdeyse her bir kaseti ( Şimdi albüm diyorlar ) için bir de aynı adı taşıyan film çekildi ve bu filmlerin her biri de o dönemlerde sinema salonlarını tıklım tıklım doldurdu.
1970li yılların hemen başlarında üç star vardı oldukça süksesi olan. Bunlar Orhan Gencebay, Ahmet Özhan ve Mine Koşan idi...Özellikle Orhan Gencebay ’’ Bir teselli ver ’’ Şarkısıyla müzik dünyasına öyle bir giriş yapmıştı ki artık her yerde, her ortamda herkes ’’ Bir Teselli ver ’’ diyordu. Aynı Yıllarda Mine Koşan da Orhan Gencebay şarkılarıyla çok karıştırılan ama aslında Vedat Yıldırımbora’ya ( Ki sonra Mine Koşan’ın kocası olmuştur ) ait olan bestelerle sahne ve kaset dünyasını sallamaktaydı. Ahmet Özhan ise bilinen klasik şarkıları okumakla beraber yakışıklılığı ve o kadife yumuşaklığındaki muhteşem sesi ile bilhassa kadınların gözbebeği idi.
İşte bu sanatçılardan ilk olarak Orhan Gencebay beyaz perdede de arz-ı endam etti. Tabii ki söylemeye gerek yok. İlk filmi aynı zamanda ilk kasedi olan ’’BİR TESELLİ VER ’’ adını taşıyordu. 1971 yılı yapımı olan bu filmin baş rolünü ise daha sonraları öyle çok fazla filmde göremediğimiz Tülin Örsek adlı bir kızla paylaşmıştı. Filmin konusu malum: Bir fabrika işçsi olan Orhan ile, Patronun kızı arasındaki aşk ilişkisi....Otuzun üzerinde filmde rol alan Orhna Gencebay sadece iki filmde Orhan dan başka isim almıştır. Bunlar : ’’ DERTLER BENİM OLSUN ’’ olsun ve ’’ ŞOFÖR ’’Filmleridir. Birincisinde Sabahattin, ikincisinde Haydardır adı..Diğer tüm filmlerinde ise kendi adı: Orhan
Ezilmiş, itilmiş-kakılmış insanların, sokak çocuklarının ’’ Orhan Abisi ’’ Orhan Gencebay genelde oldukça ciddi, çok konuşmayan ama konuşunca anlamlı ve damardan giren mesajlar içeren kelamlar eden bir tiptir ki bizim literatürümüze giren ’’Ağır abi ’’ deyimi de Orhan Gencebay’ın çizdiği bu tiple birlite gelmiştir.
Orhan Gencebay, Türk sinemasının en buhranlı dönemlerinde yine sinemasının en büyük aktörü olan Cüneyt Arkın ile vurdulu kırdılı ama aynı zamanda komedi unsurları da barındıran ’’ DORUK ’’ adlı bir filmde de oynamıştır. Ben Orhan Gencebay Filmleri içinde en çok Gülşen Bubikoğlu ile oynadığı ’’LEYLA İLE MECNUN ’’ Ve Necla Nazır ile oynadığı ’’BEN DOĞARKEN ÖLMÜŞÜM ’’ Filmlerini sevmişimdir.
Bu vesileyle hemen belirtelim erkek sahne sanatçılarının rol aldığı bu filmlerde kadın sanatçı olarak rol alanların başında Gülşen Bubikoğlu, Necla Nazır ve Perihan Savaş gelmektedir.
Evet...1971 yılında beyaz perdede görünen ikinci sanatçı ise Mine Koşandır. 1971 yılında maalesef Orhan Gencebay’ın sanılan ama aslında Vedat Yıldırımboraya ait olan ’’ Yağmurun sesine bak, Aşka davet ediyor ’’ şarkısıyla sahnelerde fırtına gibi esen Mine Koşan, aslında -özellikle o yıllarda- çok da çekici bir kadın olmadığı halde 1971 yılında ’’ KADİFEDEN KESESİ ’’ Adlı bir filmde rol aldı. Ancak, Kadir İnanır ile Feri Cansel’in baş rolünde olduğu filmde yan rollerden birindeydi. Zaten çok fazla filmi de olmadı ama en önemli filmi baş rolünü Sadri Alışık ile oynadığı 1973 yılı yapımı ’’DİKİZ AYNASI ’’ Filmi oldu ve bu filmde seyircileri bol bol ağlattı aşkı uğruna yaptığı fedakarlık ile.
Ahmet Özhan’a gelince: O da çok fazla film çevirmedi. İlk filmi 1973 yılı yapımı olan ve baş rollerini Filiz Akın ve Aytaç Arman ile paylaştığı ’’ÇOCUĞUMU İSTİYORUM ’’ Filmiydi...Filmde Ruh hastası arkadaşı Aytaç Arman’ın tecavüzüne uğrayan Filiz Akın daha sonra şarkıcı Ahmet Özhanla evlenir. Bu arada hamiledir ve bir de çocuk doğurur. Ancak kötü kalpli Aytaç Arman daha sonra bu çocuğu kaçırır... Filan falan.
1975te bir dönem eşi olan Hale Soygazi ile ’’ BAK YEŞİL YEŞİL ’’ filminde oynayan Ahmet Özhan son olarak 2006 yılında ’’SÖZÜN BİTTİĞİ YER ’’ adlı bir filmde görülür. Her nedense hacı olduktan sonra artık müzik dünyasında da film dünyasında da görünmez olan Ahmet Özhanı şimdilerde neredeyse sadece her yıl Konya’da yapılan Şeb-i Aruz törenlerinde görmek mümkündür artık.
1976 yılına gelindiğinde artık sahnelerde, dolayısıyla da film dünyasında iki sanatçı daha ortalığı kasıp kavurmaya başlar. Bunlardan birisi asıl adı Bülent Erkoç olan Bülent Ersoy, ötekisi ise soyadını Tayfur sandığımız Ferdi Tayfur Turanbayburt’tur. Her iki sanatçı da 1976 yılı yapımı bir filmle sinema dünyasında da yerlerini alırlar.
Bülent Ersoy filmleri aslında üç başlık altında ele alınabilir 1- Erkek olarak rol aldığı filmler 2- Bir travestiyi canlandırdığı film 3- Kadın olarak rol aldığı filmler.
İlk filmleri erkek olarak rol aldığı filmlerdir ki bu filmler sırasıyla : 1976 yılı yapımı olan ’’ SIRALARDAKİ HEYECEN’’ 1977 Yılı yapımı olan ’’ ÖLMEYEN ŞARKI ’’ ve 1978 yılı yapımı olan ’’İŞTE BU BİZİM HİKAYEMİZ’’ dir. Erkek olarak rol aldığı bu üç filmde de baş rolü Gülşen Bubikoğlu ile paylaşmış ve ona aşık olmuştur bir erkek olarak (!) Ancak bu filmelere giden neredeyse herkesin kafasına takılan soru şu olmuştu o günlerde ’’ Yahu şimdi ben anlamadım ki bunların hangisi erkek, hangisi kadın ? ’’ Lazın dediği gibi ’’ Sen kari, ben kari, yat arkamdan yukarı ’’ Hatta kızardık Gülşen Bubikoğluna...Özellikle de ben çok kızardım. Çünkü benim nazarımda tam da Türk tipi bir afetti Gülşen Bubikoğlu ve kızardım ona ’’ Ulan fıstık gibi kızsın, bula bula bu karı kılıklı herifi mi buldun ’’ Diye.
Neyse...Bu üç film içinde en ilginci de ’’ BİTMEYEN ŞARKI’’ dır. Çünkü yıllar önce bu film - yine erkek mi kadın mı olduğu konusunda çok spekülasyonların yapıldığı - Zeki Müren’in baş rolünde oynadığı ’’ ÖLMEYEN ŞARKI’’ nın birebir kopyasıdır.
Bülent Ersoy 1980 yılında ilk kez kadın kimliği ile geçti kamera karşısına ama henüz resmen kadın değildi. Oynadığı film ise ’’ BEDDUA’’ adını taşıyordu ve baş rolü Mine Mutlu ile paylaşıyordu.
1981 Yılı yapımı ’’ ŞÖHRETİN SONU ’’ Filminde ise kadınlık ile erkeklik arasında sıkışmış bir sahne sanatçısının dramını oynuyordu Serpil Çakmaklı ile birlikte...Yani bir yerde doğrudan doğruya kendini oynamıştı.
14 Nisan 1981’de Londra’da geçirdiği cinsiyet değiştirme ameliyatıyla kadın olan Bülent Ersoy’un 1980-1989 yılları arasında sahneye çıkması yasaklandı. TRT Televizyonlarına çıkması da yasaktı. Hatta Haziran 1981de Buca Cezaevinde bir müddet tutuklu olarak kaldı bir hakime hakaret ettiği iddiasıyla.
Turgut Özal’ın nerdeyse özel denilebilecek bir kanunuyla hem pembe kadın nüfus cüzdanı alan hem de yasağı kalkan Bülent Ersoy 1981- 1989 yılları arasında sekiz filmde daha oynadı ama artık hep kadın rollerindeydi Bu filmler ’’ YÜZ KARASI, 1981, ACI EKMEK 1984,ASRIN KADINI 1984, TÖVBEKAR KADIN 1985,EFKARLIYIM ABİLER 1986,BİZ AYRILAMAYIZ 1988 ve ANILAR 1989 ’’ Filmleriydi.
Ferdi Baba, Müslim Baba , Acıların erkek çocuğı Emrah, Acıların kız çocuğu Ceylan, yani boynu büküklerle devam edeceğiz inşallah.
YORUMLAR
hocam o dönemlerde arabesk şarkılarını tv yayınlamıyorlardı bir nevi yasaktı zannedersem ve şarkıcılarda flim çevirerek adını duyuruyorlardı ben o zamanlar o tür şarkıları ya filimde dinlerdim yada minübüslerde başka dinleme şansımız olmazdı o zamanlar birde şiir yazmıştım trt yi eleştiriyordum aklımca Batıdan getirmişler çoğu nedir bilmez Kendi öz müziğimize olduk bizim diyemez diye devam eden bir şiirdi hocam emeğine sağlık çok güzel bir yazı dizisi oldu saygılarımla
sami biberoğulları
Senin şu şiiri de görmek isterdim doğrusu..Tamamını hatırlarsan ya da kayıtlıysa bir yerde okumak isterim.
Selam ve sevgilerimle.
bekir odaci
Hafızam beni yanıltmıyorsa Orhan Gencebay'ın oynadığı Leyla ile Mecnun epey ilgi görmüştü. Yazıyı okurken sormadan ededim: Filmi seyretmedim ama sanki bunda da Orhan Gencebay 'Orhan' ismini kullanmamıştır gibi geliyor, diğer iki filmine ek olarak. Saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Bu günkü bölüme biraz uzak kaldım.
Sanırım müzikal filmlerden çok hoşlanmamam nedeni iledir.
Orhan Gencebay tamam da, diğerlerinin filmlerine gittiğimi hatırlamıyorum.
Arabesk müzikten de hoşlanmıyordum o zamanlar.
Şimdi beğeniyorum.
Çok ağlamalı filmler de ilgi alanıma girmiyordu.
Anlatım güzel gidiyor.
Yazacak daha çok şey var zannediyorum.
sami biberoğulları
Ben uzun süre tam bir fikm hastasıydım. O bakımdan filmin çeşidi ne olursa olsun gidiyordum..İş güç sahibi olduktan sonra artık gidemez olduk tabii ki..Daha sonra da tv den seyrettik pek çok filmi.
Dizi yazımıza gelince : Öyle sanıyorum ki en fazla beş bölüm daha yazarım gibi geliyor...Aslında yazacak şey tabii ki çok fazla ama oldukça yorucu olmaya başladı bu dizi..Öyle pek ilşgi de çekmiyor anladığım kadarıyla.
Selam ve sevgilerimle.
Bir tutam hayat
milleti alıştırdın tebessüme,
ciddi yazılara bakmaz oldular.
Ama,
biz zevkle okuyoruz.
Yaz sen zahmet olmaz ise.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
AYSE 09
sonra çok oynamaya başladı
artık seyredilmiyen filim yok
saygılarımlasınız
belgesel tüm hızıyla devam ediyor.......bu seriden çok bilgiler edindik...zevkle okuduğumuz bir sayfa...çoğunu beraber yaşamışız...her satırda acı bir tebessüm beliriyor hocam kalemin daim olsun saygılarımla
sami biberoğulları
Senin hatırlatmaların ile aklıma gelen bir sinemamızın emekçileri bölümü yapacağım ileride...Bunun gibi benim atladığım ama senin aklında olan bir konu varsa yaz bana lütfen.
Selam ve sevgilerimle.