- 837 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
parcalamak, ama kimi?
Parçalamak, ama kimi?
Muhittin Çoban
Seçimler yaklaşıyor, siyaset sahnesi daha bir hareketlenmeye başlıyor. Yolsuzluk dosyaları açılıyor, mal varlıklara el konuluyor.
Bir yıpratma , bir bölme, bir parçalama savaşımı içine girmiş bulunmaktayız.
Siyasi partiler adaylarını büyük oranda belirlemiş durumda.
Haliyle belirlenen adaylara yönelik memnunıyetsizlik olacak, bu kaçınılmaz birşey!
Herkes kendi adayının seçilmesini istemesi kadar doğal ne olabilir ki!
Ama bu iş sandığımız gibi doğallığında kalmıyor.
Abartıya kaçılıyor, sen benim adayımı atamazsan ben de istifa eder partimin aleyhine çalışırım deniliyor, buda acımazca yapılıyor.
Bölgelerden sürekli istifa haberleri geliyor.
Bu memnuniyetsizliği nasıl giderebiliriz, ortak iradeyi nasıl oluştururuz?
Bunun yanıtını çok uzaklarda aramayalım.
Partiler yasasında arayalım.
Bugünki partiler yasası 12 Eylül’ün yasalarıyla işliyor. Hiç bir parti bunu değiştirmek istemiyor, zira bu anti- demokratik yasa parti liderlerin işine yarıyor.
Yoksa, Akp nin Düzce vekili Fevai Arslan “Bugün Türkiye’ de Allahu teala’nın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var” dermiydi?
Aksi taktirde böyle övme, böyle tapınma, böyle putlaştırma ve böyle hoşşikçilik olur muydu?
Partiler yasası değiştirilmeli, atamayla seçime girme yasası değiştirilmeli.
Her aday eşit şartlarda seçime girmesinin önü açılmalı, delegelerin değil, kayıtlı partililerin oyuyla adaylar seçilmeli, buna parti başkanı da dahil olmalı, seçilmeyen aday gösterilmemeli.
Ancak böyle parti içi demokrasi sağlanır, ancak böyle memnuniyetsizlik yenilgiye rağman desteğe dönüşür, böylece istifalar yaşanmamış olur.
Bu söylediklerimizi partilerin MYK’sı bilmiyor mu, biliyor, işlerine gelmiyor, zira onlarda seçilmiş kişiler değil atanmış kişiler.
Bu notu düştükten sonra asıl söylemek istediğimize gelebiliriz.
Seçimler yaklaşırken Gezicilerin,solun, sosyalistlerin tavrı ne olmalı, seçime nasıl bakmalıları konuşmak yerine bu kez solun tavrı ne olmamalıyı konuşalım istiyorum.
Zira ne olmalısını her seçim döneminde konuşuyoruz, ama tavrımızda değişiklik olmuyor, bir milim yol almıyoruz.
Ancak büyük bir zorlama sonucu Ankara’ da bir kaç sol kesim bir araya geldi ortak aday belirlene bildi. Umarım sol açısından bu önemli bir değişimin başlangıcı olur.
Her nedense solun en büyük açmazı CHP ve en rahat saldırdığı yerde CHP.
CHP’ ye vurmak AKP’ye, MHP’ye vurmaktan daha sakıncasız geliyor. Nede olsa CHP bizim oğlan. Elin oğlunu döversen babası da gelir seni döver; bunu göze almak her babayiğidin harcı değil.
Bu söylemimden şöyle bir sonuç çıkarmayın sakın ola ki!
Elbette CHP ‘yi eleştireceğiz, yanlışlarını söyleyeceğiz, uyaracağız, telkin edeceğiz...
Bunu ne için yapacağız CHP’ nin sağcılaşmasına engel olmak için.
Sağcılaşan CHP’den hiç birimize hayır gelmez, zarar gelir, çok büyük zarar gelir.
Yüzde yetmişlerde olan sağ potansiel, yüzde doksanlara çıkar, ülkemiz daha büyük oranda sağcılaşmış olur.
CHP yi ANAVATAN Partisinin çizgisine çekilmek istendiği bir dönemde söylemlerimizde daha hassas olmamız gerektiği kanısındayım.
Hatırlanacağı gibi Özal’ın partisi ANAP’ da üç eğilimi bünyesinde toplayarak iktidara gelmiş, sermayenin çıkarlarına hizmet etmiş, bugünkü AKP’nin yolunu açmıştır.
Şimdi benzer rol CHP’ye verilmek isteniyor.
Bunun için İstanbul Fatih’ten Erbakan’ın yiğeni Sabrı Erbakan, Hatay’dan AKP’li Lütfü Savaş, Ankara’dan MHP’ li Mansur Yavaş, İstanbuldan’da Aziz Nesin’in Zübük’ü Sarıgül aday gösterildi.
Bu ve benzeri adayların olduğu yerde yaşayan biri olsaydım, başka alternatif adayımda yoksa sandığa gitmez, oyumuda kirletmezdim.
Ankara’ da oyumu ortak aday Kaya Güvenç’ e, İstanbulda da oyumu Sırrı Süreyya’ya verirdim ama çokta isteyerek vermezdim, bunu da söylemek isterim.
Sırrı Süreyya oy verilmeyecek kişi değil, buda bilinsin isterim.
“Bize de oylarımızı bölmeyin diyorsunuz öyle mi? Paramparça edeceğiz sizi, paramparça.” edeceğiz demesi eleştirme, uyarma, telkin etme sınırlarını aşmış bir yaklaşım içerisinde.
Yukarıda da söylediğim gibi CHP’ yi parçalamak HDP’ye, BDP’ye yarar sağlamaz, çok çok CHP nin oylarını almış olursun, solun oyunu yine çoğaltmamış olursun.
“Paramparça edeceiz sizi, paramparça” çıkışını AKP için, MHP için yapmasını beklerdim.
Zira oy alacaksak, solun oylarını çoğaltacaksak, solun oylarını çoğaltmak gibi bir dert ve kaygı taşıyorsak bu kesimin oylarını almalı, halkın AKP’ye ve MHP’ ye verdiği desteği azaltmalıyız, başarı buradan gelir, CHP’ yi paramparça etmekten gelmez.
Ayrıca hepimizin de bildiği gibi Kürt oyların üçte ikiye yakını AKP’ye gidiyor ve AKP’ de 75 yakın Kürt parlenmenter var.
CHP’ yi parçalamak için sokaga çıkacağımıza, bu AKP deki oylarımızı almak için çıkalım.
Solun soldan, Devrimcilerin devrimcilerden adam çalma kavgasını şimdi Sırrı Süreyya’da görüyoruz.
Solun, devrimcilerin, sosyalistlerin derdi tabanını genişletmek, öncelikle AKP’nin, MHP’ nin taban desteğini zayıflatmaktır.
Devrimcilerin devrimcilerden adam çalmasıyla sol büyümez, HDP/BDP nin CHP’yi paramparça etmesiyle HDP/BDP büyümez; aksine bu bizleri küçültür!
Büyümek için AKP’yi, MHP’yi paramparça etmeliyiz.
Sokağa bunun için çıkmalıyız!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.