KALK VE YAZ
Yazdıklarımız bir yazı olmaktan çıkmadıkça,hayatımıza ışık tutmadıkça anlamsız ifadeler topluluğu olmaktan öte gidemeyecektir. Önemli olan yazdıklarımızın methedilmesi yahut eleştirilmesi değildir. İster ğöğe çıkarsınlar isterse yerlere vursunlar kalemimizi mühim değil. Yeter ki okusunlar iyi veya kötü kelimelerimizde kendilerinden bir şey bulsunlar.
Bir toplumun en büyük zenginliği onların hislerini dillendiren ehl-i kalemleri, yani yazarları yani şairleridir.
Yazar, toplum üzerinde etkili olabilir ancak onlara yön vermek gibi bir vazifeyle yükümlü değildir. Zira o,yön kavşaklarını göstermekle mükelleftir. Siz kırmızıda geçmeye çalışan bir yayanın önüne atlayıp kendinizi ona siper edemezsiniz, hangi birine edeceksiniz ? Sadece ikaz etmekle sorumlusunuzdur, yeşili beklemeyecek kadar sabırsız olanlara gelince bile bile yanlışa gitmek kendi seçimleridir.
Yazar olunca yazmazsınız, yazdıklarınız okununca yazmış olursunuz.Çünkü denizlerin dibindeki inciler keşfedilmedikçe kum zerrelerinden farklı değildirler. Farklı olmak aynı zamanda her türlü eleştiriye de açık olmak demektir. Sizi takdire şayan görenlerin omuzlarında,alkışlarla,ıslıklarla yükselemez "YAŞA"larla yaşayamazsınız. Yere düşmeli,kalkmalı ve yazmalısınız.
Ve ilk cümleniz şu olmalı "Herşey kendimi yerde bulmamla başladı. . ."
Şâduman Tatlı