İletişim Kazası
Kimimiz hatlı kimimiz hatsız,kimimiz sınırlı kimimiz sınırsız aboneyiz ya telefona ve internete. Açıkçası karşı olduğumdan değil ama her nedense direnç gösteririm bu tarz yeniliklere. Herkes canatarken ben en sona kalırım edinmekte. Yıllarca cep telefonu taşımadım, ta ki mecbur kalıncaya kadar. Önce telefonlandık, yıllar sonra da internete bağlanalım dedik.
Üç aylık internet denildi,üç ay kullanıyorsun hoşnut kalmazsan iptal ettiriyorsun denildi ve bilinen belli başlı firmalardan birinin ilanına inanarak kapısını tıklattık. Açıklamalar,izahatlar,nasihatlar derken tamam dedik ve çıkardıkları beş on sayfalık formu imzaladık.. Tüm işlemler bitti cihazımızı alacağız,peşinat denildi daha baştan. Hani böyle konuşmamıştınız desek de çaresi yok parayı ödedik.
Ayda elliden,üç ayda ödeyeceğimiz rakam yüz elli lira diye düşünürken bir elli daha ödemiş olduk hesapta yokken. İnternetlendik nihayetinde, bizim de bir hattımız oldu böylelikle.
Uzatmak istemedim ve üçüncü ayın dolmasına bir gün kala aynı iletişim merkezinin yolunu tuttum ve iptal için geldim,yarın yeni aya giriliyor bugünden ya kapatın ya dilekçe vereyim,yarın yeni aya geçmişin fazladan bir ay daha kullanmışın demeyesiniz dedim. Hepsi genç çocukların, olur mu amca burası koca bir firma, böyle yanlış yapılır mı diyerek beni uğurladılar gerisin geri.
Bir sonraki gün aynı merkezdeyim. Kesin ve işi bitirin bir daha beni yormayın buralara kadar dediğimde,otur şöyle sisteme girelim, durum nedir bir görelim amca dediler.Yeni ay için de borç gözüküyor, üstelik bir de erken kapatıyorsunuz, bir yıllık verginin tamamını nakit ödemeniz gerekiyor demezler mi?
Gençler bak dün gelmiştim, ne konuştunuz bir hatırlamaya çalışın, bu nasıl iş düpedüz adam soyuyorsunuz günüz gözüyle dedim. Yapacak bir şey yok amca biz bir çalışanız, emir kuluyuz, bizim elimizde bir şey yok, eğer kapatacaksanız hepsini ödemek zorundasınız.
Çaresiz biz bu ödemeyi yapmak durumundayız.
Tamam dediğiniz olsun ödeyeyim ama şu firmanıza bir fax geçin,yazdıklarımı bir iletin genelmerkezinize,dilekçemi gönderin bakayım dedim ve esaslı bir dilekçe yazdım.
Ne var ne yok anlattım, bu yaptığınız günüz gözüyle açıktan soygun,ilanınıza kandık,üç ay dediniz altı ay ödedik dedim. Mesele para değil yaptıklarınız,uygulamalarınız,vatandaşa reva gördükleriniz dedim.
Umursayacaklarından,önemseyeceklerinden,dikkate alacaklarından değildi elbet bu girişim. Bizimki anlık bir kızgınlık giderme, bir rahatlama meselesiydi.
Fax adrese mi yoksa başka bir yere mi gitti bilemiyorum, ne arayan ne soran oldu uzunca bir zaman.
Yine uğradım,şunu tekrar gönderin dedim ve aynı yazıyı bir kez daha faxlattım gençlere. Neyse bir süre sonra telefonum çaldı.
Arayan bir hanımefendi.
Beyefendi haksız yere tahsilat yapılmış sizden;bir hesap numarası verin adınıza yatıralım bedelini denildi.
Epey bir sorguya tutulduk;yaşımız,başımız,anamızın kızlık soyadı,memleketimiz bir bir elden geçirildi ve yeterli bu bilgiler,parayı yatırır sizi tekrar ararım dedi bayan.
Telefonum yine çaldı ve aynı hanımefendi;paranız isminize yatırıldı beyefendi bankanızdan alabilirsiniz dedi. İlginç gelmişti,bunu hiç beklemiyordum açıkçası.
Para ne hesapta göründü ne adımıza ulaştı. Tekrar dönmedim,daha sonra arayıp sormadım hiç. Bıktım usandım bu gibi işlerden. Yoruldum,uğraşmaktan yoruldum..
Nereden bu konu açıldı derseniz bugün sohbet esnasında aynı muameleye maruz kalan arkadaşlar anlattı. Meğerse yalnız değilmişim bu konuda. Sayısız örnekler varmış. Bizimki daha sıradan bir şeymiş. Kimler neler yaşıyormuş, ne ödemeler yapıyormuş.
İşte memleket gerçeği. Hal ve vaziyet bu. Kimi kime şikayet edeceksin.
Hak,hukuk adalet nerede. Bu da soyulmanın başka türlüsü. Bir el hem de bilerek uzanıyor cebinize. Öyle arkayı bile dolanmadan.. Günüz gözüne..doğrudan, direk olarak..Hangi biriyle uğraşacaksınız..Mecalsiz kalıyorsunuz.Yoruluyorsunuz uğraşmaktan. Yoruluyor ve pes ediyorsunuz.
Kemal GÜL
09.01.2014
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.