- 891 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
Muhasebe
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Muhasebe - Devrim Tülay
"İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.”
Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56
İle başlayalım söze…
Birbirimize bakalım ilkin, kimi ne kadar sevebildiğimize. Sonra kendimize, kendimizi ne kadar sevebildiğimize ve sonra kimin için sevip, kimin için gözettiğimize.
Dilencileri Allah sever de biz ne kadar seviyoruz ki dilenirken o kapıya varıyoruz ancak, düşünmeli. Sabrın zirvesi, ilk tosladığı andır musibetin diyor, sonraya ne kadarımız kalıyor? Düşünmeli yine. Bir de teşekkürlerimiz var, yemekten sonra açılan eller, uykuya yatmazdan evvel yapılan ezberler, maksat vuslat iken aradan çıkarma derdiyle hallendiğimiz namaz ve ibadetler. İhtiyacı olmayana, ihtiyaçlarımızı unutarak sunduğumuz paket paket boş hediyeler.
Sonra cennet sevgimizi de sorgulayalım hatta. Hedef cennet ise, yani sadece verilecek olan… o halde ciddi manada arayalım sevgiyi.
Bir soru da acılarımıza yöneltelim. Zulmün göbeğinde yaşayıp, vurdumduymazlıklarımızı yoklayalım. Hani bizim sevgimiz? Merhametimiz? Hayvanlardan, bitkilerden ve cinlerden bizi ayıran özelliğimiz, ins!? Ve sorguya kendimizden başlayalım. Şayet dünyaya yönelir ise aklımız ilkin, unuturuz insanlık tarihindeki ibret veren örnekleri ve dahi Kainatın yaratılma sebebi, Alemlerin Efendisi’nin çektikleri ve ashabının çektiklerini. Hiçbir şey sebepsiz değildir bilmeli ve elinle, dilinle, kalbinle yetemediğinde ayete kulak vermeli:
(İmanınız varsa Allah’a tevekkül edin!) [Maide 23]
Sonra dostluklarımızı sorgulayalım.
Sahi var mı sizin dostlarınız?
İki’yi bir kılana rastladınız mı? Şayet varsa böyle örnekler çevrenizde sarılın sımsıkı, şanslısınız!
Ve bugün, işte tam da bugün El- Emin bir kulun doğum gününde, ümmet olmanın sorgusuna eğilelim bir de. Menfaatlerimizi, üzerinde hakkımız olan ve hakkı olanların hesabını, birbirimize emanet edilmişken (anne, baba,eş, evlat, kardeş, dost, akraba, komşu) emanetimizin şuurunu, fitne ve fesadın kalbimize zuhurunu, O’nu ne kadar sevdiğimizden ziyade, ne kadar seviliyor olabilme olasılığımızı sorgulayalım.
Belki asıl kutlama, asıl ihtiyacımız olan budur.
!!!
"Şüphesiz ki benden sonra ümmetimden bir zümre gelecektir. Onlar Kur’an okuyacaklar, fakat Kuran’ın feyzi onların boğazlarından öteye geçmeyecektir. (Yalnız dilde kalacaktır.) Nitekim onlar okun avı delip geçtiği gibi dinden çıkacaklar, bir daha da ona dönemeyeceklerdir. İşte bütün insanların ve hayvanların en kötüsü bunlardır." (Müslim: 1067)
Vesselam.
Devrim Tülay
"Yazımı güne taşıyan seçki kuruluna ve şahit olan yüreklere selam ve saygımla... teşekkürler"
YORUMLAR
Gülümsedim. Belki de mutlu olduğum için.. Hutbe harflerinde kelimeler sînemden öteye geçemez hâldeyken bir bir düşündüm tüm söylediklerinizi ve dahasını da elbet.. Ve yine vaziyet aynı. Konuşamıyorum. Buradan sonrasında hakîkate dâir tüm düşündüklerim gördüklerimle birlikte yerle yeksan..
İnsan...insan!
Kıyâmet gibi bir gerçeğin vâr olduğunu bilmek huzur veriyor. Kim ne derse desin ne ederse etsin, saklı veyâhut aleni.. Bir izleyen var âlemi ve şükür ki tüm gerçekleri dilini ısıra ısıra da olsa dillendirenler var. Söz O'nun değil mi, en sevgiliye koruyacağını söyledi.. Çâresizken değil çok şükür her dem aklımızda kime kulluk edildiği ve yine insanoğlunun kaçınılmaz âkıbeti..
Şuurumuz sağlam kalsın, dileğinden öte fikrim yok ve elbet kelâma teşekkür borçtur. Okuyan sorgular..
Esen kalın ve dâim huzurla.
Devrim Tülay
ve teşekkürlü sevgimle ..
Devrim Tülay
teşekkürler