- 523 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnsan Kültür Medeniyet Uygarlık
İnsan totem kültürler girişmeli, sentezce olmanın, bir varyantıdır. Her ittifakın insanı benzer ilkelerin başka başka anlatım şekli ve başka başka anlatmanın kültür sentezidirler. İnsan tanımı, ittifaka gelen her bir totem grubun, totem tüzel şahsiyetiyle kavranırdılar.
Unutmayın totem kültürle büyük resmi totem eksenli olan tablonun kavrandığı bir yapı içindesiniz. Büyük resim, her şeyi totem etrafında anlatıyor ve yine her şeyi, totem kültür etrafında anlaşabiliyordu. Ana konturlu resim, buydu.
Birinizin hepiniz, hepinizin biriniz olduğu anlayışla, toptan davranılan algıların, toptan sirayeti oluşuyla ortaya konulduğu bir yapının içindeydiniz. Sosyalleşmiş, rafine olmuş; ama hala az çok sürü gücü de egemen olan bir totemilikti bu.
Bu nedenle insanlığınızı totem kültürlü büyük resimle, yani totem yapının tüzel ligiyle anlıyorsunuz. Özelde ilk yaratılan insan anlatımları, totem tüzel liginin insan olduğu bir insandı. Sentezi anlatan insan düşüncesindeki anlamlar, her bir totem tüzelliğe yansıtılarak ittifakın eşitçi eşleştirmesi oluyordular.
Kavranan, kavratılan ikinci resim buydu. Böylece genel manada insan, her biri bir totem tüzellikleri olan grup ve grup kültürleri ittifakının görünüşüydü. Genel görünüş yan yana, bir arada ve birbirinin eşiti oluşla birbirinin girişendisiydi. Kavranan, kavratılan ahitsen tablo buydu.
Çünkü daha henüz totem tüzel ligin ve ittifakı tüzel ligin totem mesleği olan üretim ürünleri özel kişi insan yaşamının sahipliğine dönüşmemişti. Bu nedenle ilk ittifakların bir insanını totem tüzellikten ayıramazdınız. Buradaki ahitleşmeler toptan tutumlu olan grup tüzelliklerinin ahitleşmesiydirler. Değilse tek tek her bir insanın biati değildir.
İnsanlık, köleci düzene geçince ancak köle efendi ahitleşmesi olan “Ben senin sahibin, efendin olan, seni yetiştirip terbiye eden Rabbin değil miyim?” seslenmesindeki sembolcü deyişiyle; tekil insanın sınıf sal kategorize olması ve ahitleşmesiyle karşı karşıya kalacaktılar.
İttifak içinde öncelikle eşitleşen şey, totem tüzelliklerin eşitleşmesiydi. İttifak içinde, “doğal insan görünüşü ittifakın şekli mana figürünü kodlamaya” başladı. İttifak, “insan figürlü totem düşünceyle” kavranıp anlatılır oldu. İnsan totem düşüncesi, eşitleyen ve orjin birliğine giden kaynaştırışla birleyen düşünceydi.
İlerleyen süreçler, genel totem tüzel ligi ya da ittifak tüzelliği olan insan kavramını, kişisi insan anlamıyla da ifade etmeye başlayacaktı. Bu ifade şekli tümel olanın tekilleştirilmesiydi. Bu gidişat tümel resimli tabloyu kavramaktan tabloyu her bir şekil ve renkleriyle ayırt etirmekti.
Sisten mal mülk edinmeli eşitsiz olucu zemin yarılmasına uğramıştı. Yarılan zemindeki ” İNSAN” tanımlamalı zemin eşitsizliği, köle-efendi olan insanla; “rızklarının eşitsiz dağıldığının” renk ve figürlerini yüklenen insan oluşuyla tarih sahnesine çıkacaktı.
Süreç bu temas edilme girişmesini ortaya çıkarıp hale yola koymanın sürecidir. Bu nedenle tarihi oluşmada birçok insan yaratmanın kültürleri vardır. İttifakın insanı yaratmasıyla, ittifaklar insandan bir söz almıştır. Bu söz şuydu: “insan bu ittifaka biat edecekti, insan ittifaka itaat edecekti”. İtaat ve biate dek söz alınmasının ön prototipi ittifaklar seremonicesi, şimdi efendi köle sözleşmesinin seremonicesine dönüşmüştü. Ve bu biati söz verilmesinin ahit andı her kültürde anlatılır.
İlk ittifakların kurulu, alınan kurul kararını kendi içine sesleniyordu; “elestü bi Rabbikum”. İttifaklık yemini, kalü bela dediğimiz ahit andı seremonisi, her bir komşu kültürlere, temel iman şartı olmuştur.
İttifaklar insanı yaratışla, totem aykırılıkların çatışmasını aşmıştı. İttifakın bu andı; ikinci adımda gerçekleştirilen efendi köle ikilemiyle, çatışmacı ayrımı ortaya koymuştu. Efendi köle dayatmalı yüklemler de yeni kavramlar olan, insanlık ve insanilik anlatımları üzerinde aşılacaktı. Şimdi oluşturulan ahit sel ant, insanlık ve insanilikti
Kültür, toplumlarla ortaya çıkmamıştı. Toplumlardan önce de kültürler vardı. Kültürleri toplumlar üretir dediğiniz zaman, toplumsa süreç olmayan totemi kültürü nereye koyacaksınız?
Toplumsal kültürler; üreten kültür ve sentezce kültürdürler. Oysa totem kültür, ne sentezce olan kültürdür ne de üreten kültürdürler! Avcılık toplayıcılık yapan bir tüzelliğiyle tekil olan totemi grup girişmeli bir yaşamsal mana kültürüdürler!
Totem yapı organize olduğu için bir topluluk değildi. Topluluklar uygarlık üretmez. Topluluklar gelip geçici oluşla amaçlı amaçsız biriken dağılan topluluğun zaman boyutunca gelip geçici kural (kültür) oluşturup dağılan kümelenmedirler.
Topluluklar toplumun girişme olan üretim tipine sahip değildirler. Bu nedenle topluluklar topluma uygun bir kültür ve uygarlık üretemezler. Topluluklar, topluluk deneyimlerini, deneyimce ışık çakması olarak, organize sistem içine fikir oluşla getirebilirler.
Sosyal gruplar totem eksenli süreklilikle yeniden ve yeniden yaşantılıma ve yaşantılaşma oluşturmalarıyla topluluk olmayan bir külttürler. Toplumlar da zaten yeniden ve yeniden "üreten", üretim yapan uygarlıktırlar. Totem kültür doğada sağlaman olmanın kültürüdür. Bu kültürden üreten kültüre gelecektiniz.
Kültür insansal doğa oluşla, bilgi ve bilginin köküne inmedir. Doğayı üretmedir. Bir amaca göre gerçekleştirilen üretimlerin tümünü kapsar. Yani kültür hem doğayı hem kendinizi karşılıklı üretmektir. Kültürler kuşaktan kuşağa, ya da kendisinden sonraya aktarılırlar. Kültür, uygarlıkla bağıntılıysa da uygarlıkla özdeşleşmez.
Uygarlık sadece teknoloji değildir. Söz gelimi genetikti bir çalışma teknoloji ürünüdür ama teknoloji olmayan bir bilimsel çalışmadır. Uygarlık, bilim ve sanat girişmeli, art alana göre ileri olan genelce bir insanlık düzeyidir ve evrenseldir.
Medeniyet uygarlık demek değildir. Kim nerede, nasıl yazarsa yazsın; medeniyet uygarlık değildir. Medeniyet, uygarlık gibi algılatılmış olsa da; geçmişten günümüze medeniyet adı altında günlük, süreli yayındı algılatmalar yapılmış olsa da, orijinal kullanımına göre medeniyet; uygarlık demek değildir.
Kendi oluşma döneminde karşılaştığınız bir kişiyi Medine kültürlü düşünceden yana mısınız? Yani, Medeni misiniz? Yoksa Medine kültüne karşı mısınız? Demenin sorgulaması çatışmasından ortaya konmuştur. İmani oluşla Medine müştemilatını medeniyet diyerek anmadır.
Bu anlam bize unutturulmuş. Bir Mekke panteonlu düzlem kültürü olan Medine kültürü böylesi bir ters yüzle bilincimize işlenmiştir. Ki; evli olup olmadığınızı bile “medeni durumun nedir?” Diyen masumca sorgulatmasıyla bu kavramı bize iç edip, benimsetmiştirler.
Kültürün oluştuğu alan coğrafyada çatışan insan grupları Medeni taraf olup olmamakla, kişileri grupları medeni olup olmamakla anlamaya çalıştığınız bir dönemin taraftar saflarını tespit etmenin bir kullanımıydı. kavramdır.
20 kadar Mekke kültürü içindeki her bir oluşmaya karşın, her şeye karşın, her şeyin esası, iyisi, güzeli olmakla tercih oluru anlamına takdim etme söylemi medeniyet sözcüğü ile dile getirilirdi.
Medine egemenlikli biçimlenip yayılan imani düşünce oluşla Medeniyet, uygarlık gibi bilim ve sanat girişmeli olacak şekilde ortaya konmamıştır. Aksine kendisini ilim olarak ilan etmiştir. Medeniyet, Medine kültürünün ittifakıdır. Medine kültürü de imani oluşla; Mekke panteonlu oluşla; kendi gibilere egemeni olmuş o günkü güncel dinamikliğiyle bir kültürdür. Oysa uygarlık özel durumlu olsa da, dünya geneli olarak tarif edilirler. Medine oluşması uygarlık gibi dünya geneli bir benimsenme olarak tarif edilemez.
Bu nedenle Medine ittifakı, Mekke panteon ittifakı içinde özel bağıntıdır. İmana dek Medine ittifakına ya da Medine yeniliğini, diğer panteonu iman kültlerinden ayırmak için Medeni, yani Medineye, ait olan; diğerlerine göre tercihe şayan olan medeniyet denmiştir. Medine tutumuna Medeniyet denmiş olup, medeniyet; kendi iman edenini eski tutuma göre yeni edişle, Medeni ‘edenden yana olmuşluktur. Yani Medine iman aitti si taraftarlığıdır. Gerisi hayli başarılı propagandisttir.
Günümüzde "medeniyetler buluşması" diye bir kavram ve kültürler uzlaşmasını ortaya çıkarma, vardır. Bu tanım meddeniyet tanımının bilinçler altı uzantısını göstermesi bağlamında çok doğru ve işin özünü yansıtan bir kompozisyondur. Medine’ye ait düşünce ve iman şeklini kazanmış olan, Medine aiti oluşla medeni olan, medeniyetçi taraftar olmanın imani arzu ve eğiliminde olmanın açık açık deklarasyonudur. Medeniyetler buluşması Hıristiyan Dünya ile Medine dek siyasi kökenli imanla, İslami dünya buluşmasının simgesidir.
"Medeniyetler buluşmasının" temelinde bilimsel sanatsal oluşun buluşması olmayan bir girişmedir. Yani imani olmanın buluşmasıdır. İmanın aynı "İlahi " kaynaktan geldiğinin vurgu ve ortak eksen kılınmasını esas alan bir buluşma oluşla “uygarlıklar” buluşması, asla değildir. Üstelikte "ilahi" olmayan iman kaynaklarını dışlayan bir ajitasyondur da.
Medeniyet genel kültürün içlemindeki sadece bir alanı eksen kılışla özgün kültürü geliştirmedir. Değilse insanlık kültürünün tümüne teşmil olamaz. Nasıl Mezopotamya kültürü, İndüs kültürü, Anadolu kültürü tüm insanlığa genelleşemezse; Medine’den yana oluşla, Medeni oluşla kazanılan hüviyet olan Medine’ye ait medeniyet kültürü de, tüm insanlığa genelleştirilemez olmanın özel bağıntılı kültürüdür.
10.01.2014
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.