- 586 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Odadaki Vampir (1. kısım)
Efsaneye göre vampirler sınıflara ayrılırlar: odadaki vampirler, alacakaranlık vampirleri, Transilvanya vampirleri, günlük tutan vampirler ve son olarak Yeşilçam’daki vamp kadınlar –bu kadınların aslen vampir soyundan geldikleri sonradan dezenformasyona uğradıkları rivayet edilir- Bugün derinlemesine inceleyeceğimiz sınıf ise vampirlerin odada yaşayanları. Sınıf: Odadaki Vampirler. Konu: Tümden gelim metoduyla odadaki vampirler. Süre: Yok. Konuşanlar: Ben..
Uzmanlara göre bu vampir sınıfının görünürde insanlardan farkı yoktur. Ama uyuduklarında kan uykusuna yatarlar. İnsanlardan farklı olarak uykudan kalktıklarında, şeytan tarafından işenmiş surat kokusu değil; kan kokusu salgıladıkları kanıtlanmıştır. Bazılarında bu kokunun çok keskin olduğu, odanın dışından duyulabildiği söylenir. Bu söylentiler yüzünden insan sınıfı bu sınıftan biraz çekinir. Satanist sınıfıyla karıştırılır. Ama biz uzmanlar olarak bunu gittiğimiz her yerde anlatıyor, bu kokunun doğal bir salgıdan kaynaklandığını, kesinlikle bir fiil sonucu meydana gelmediğini, odadaki vampirlerin topluma kazandırılması gerektiğini vurguluyoruz. Uzmanların bütün bu ön yargı kırma çalışmalarına rağmen ne yazık ki toplum tarafından dışlanırlar. Dolayısıyla düzen onları toplum dışına itmek üzerine kurulmuştur. En basitinden örneklendirecek olursak resmi kurumların –banka, postahane, muhtarlık vs.- sabah sekizde açılıp akşam beşte kapanması bir tesadüf değildir. Odadaki vampirlerin bu zaman dilimini uyuyarak geçirdiği öteden beri bilinir -öteden berinin hangi zamanı belirttiğini odadaki vampirler bilmez. Muhtemelen bu kavram ortaya atıldığında onlar uyuyorlardı- Güneş ışığına duyarlı ciltleri vardır. Derilerine güneş ışığı temas ettiğinde tüyleri diken diken olur. Agresiflik başlar. Çabuk sinirlenip çabuk yumuşarlar. Hassas yapıları vardır. Bu yüzden agresif anlarında insanlardan bilinçli olarak uzaklaşırlar. Kimseyi istemeden üzmek istemezler. İnsanların bu anlarda onlardan bir şey istemesi en hoşlarına gitmeyen davranıştır. Agresif tarafını dizginleyerek yardımcı olmak isteyen odadaki vampir, çoğu zaman bunu beceremez. Farkında olmadan tersler. Karşısındaki onu farkında olarak tersler. Olay çıkartır. “Sen başlattın” der –gerçekten böyle düşündüğü için-. Karşısındaki “Bela mısın sen zaten gözümden uyku akıyor” der. O “Ya ben ne yapayım gözümden kan akıyor kokusu gelmiştir belki sana da” diyemez. Acınacak varlıklardır. Yapar. Yapmadım der. Yalan söylemez. Yapmamıştır. Kafasındaki agresif yapmıştır. Kafasındaki hassas bunu reddeder. Dışarıya tutarsız bir izlenim verdiği için insanlar tarafından sevilmez. Yalnız kalır. Gölgeye kaçar. Büyük İskender gelse söyleyeceği tek şey “Gölge et, başka ihsan istemem” olur. Gölgede bir nebze huzur bulur. Havanın kararmasını gölgede bekler. Hava kızıllaşmaya başladığında tenindeki kan kokusu çekilir. Agresiflikleri biter –uzmanlara göre odadaki vampirlerde agresifliğin temel sebebi uykudan sonra musallat olan kan kokusu. Şeytan tarafından işenmiş surat kokusunun yüzü yıkamakla sonlandığını keşfeden uzmanlar, kan kokusunu giderecek formül üzerinde yoğun çalışmalar yapmaktadırlar. Bilim çevrelerince bu formülün bulunması dünyaya çağ atlatacak, insan ile vampir arasındaki tek fark ortadan kalkacak, kavgalar bitecek, güneş doğmayan yerlere artık sadece doktorlar girecek… Hatta bazı marjinal bilim adamları bu buluşun ışık hızına ulaşmaktan daha mühim bir yer tutacağını savunuyorlar-