- 1325 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Zindan ve Yaşayan Büyük Doğu Mimarı
-Sular Yükseldi, balıklar karıncaları yedi-
Hangi siyasi görüşe mensup olursanız olun, ben şahsen bu ülkede hukukun çok ağır yaralı olduğuna inananlardanım, hatta hukuk can vermek üzere ülkemizde.
Basit vakalar dışında çoğu yargı kararının ideolojik süzgeçlerden geçtiğini düşünüyorum.
Tarafsız bir yargımız yok, bağımsızda değil yargımız.
Hem eli kolu bağlı, hem gözünde kocaman bir at gözlüğü var.
Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
Alın size bir örnek;
16 yıldır hapiste yatan ve suçunu onu yargılayanların bile açıklayamadığı Salih Mirzabeyoğlu mesela, daha ne kadar kalacak onu da bilmiyoruz.
Elektromanyetik işkenceye (Telegram) siz bu satırları okurken bile maruz bırakılan ve yok sayılmak istenen bir Alim.
İBDA-C örgütü lideri olmakla suçlanan ama suça dair kanıt olmadığı halde varsayımla mahkum edilen bir Mazlum.
50’den fazla kitabı olan bir mütefekkir.
Necip Fazıl’ın yanında yetişmiş bir Büyük Doğu İdealisti.
Alın size ikinci ve daha tuhaf bir örnek, ikinci örnektekiler ise Salih Mirzabeyoğlu’nu sevdikleri için mahkum oldular ve olacaklar.
2000’li yıllarda İslamcı terör ile ilişkili bir örgütün ( İBDA-C = İslami Büyük Doğu Akıncıları Cephesi. ) üyesi olmakla suçlanan Yakup Köse, Halil Kantarcı
Tayyar Tercan ve daha onlarca mahkum, jandarmanın adına ‘’Noel Baba’’ operasyonu dediği bir operasyonla kendi koğuşlarında tutuklu iken, teslim olmaları konusunda ikaz edilmişler, onlarca gaz bombası ile adeta boğulmaya çalışılmışlar ve açılan ateşlerle vurulmuşlardır.
Olayda Hasan Meriç isimli bir mahkum vurulup Şehit olmuş, Yakup Köse ise kolundan vurularak yaralanmıştır. ( Bkz Biz Çocuğun Gözünden 28 Şubat – Yakup Köse )
İşte olaya dair haberin anadoluhaberim.com isimli siteden kısaca alıntılanmış hali.
‘’Balyoz Davası’nda hüküm giyen Korgeneral Korcan Polatsu’nun emriyle 1999 yılında Bandırma Cezaevi’nde yapılan Noel Baba Operasyonu’ sonrası bir dizi hukuksuzlukla mağdur edilen, aralarında Yakup Köse, Tayyar Tercan ve Halil Kantarcı’nın da bulunduğu 33 kişi hakkında istenen hapis cezası Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce onandı.Noel Baba Operasyonu sırasında ‘askere karşı isyan’ ve ‘yangın çıkarma’ iddialarıyla 12 yıldır yargılanan mağdurlar, 7 ila 10 yıl arasında hapis yatacak.’’
Evet, haberi okudunuz, kendi elinde mahkum olan insanlara karşı zor kullanan jandarma, olayın tüm suçunu yargının bağımsızlığı sebebiyle(!) mahkumlara yıkmayı becermiş gördüğünüz üzere.
Ve 28 Şubat’la hesaplaştığını söyleyenler 28 Şubat’ın aktörlerini aklamak için hesaplar yaparken, 28 Şubat’ın mağdurları yeniden gözümüzün önünde içeri atılıyor.
Daha geçen hafta en ağır biçimde suçlanmış 28 Şubat uygulayıcıları ve Ergenekoncular için tahliye hesabı yapanlar, ve acilen karar çıkarmak için çırpınanlar, nedense 16 yıldır Salih Mirzabeyoğlu için sessizliği tercih ediyorlar, bu işi takip ettiğini söyleyen Başbakan dahil herkes sessizlik içinde.(Süreci en iyi takip eden birim Genel Kurmay’mış, süreci öyle güzel analiz etmiş ki, Ergenekon tutuklularının yargılamalarında usulsüzlük olabileceği endişesini paylaşır paylaşmaz herkesi hareketlendirmeyi becerdi.Ayrıca Başbakan daha birkaç ay önce bizzat kendisinin Salih Mirzabeyoğlu davasıyla ilgilendiğini belirtmişti.)
Salih Mirzabeyoğlu tevekkül içinde, Noel Baba operasyonuyla mağdur edilen 33 yiğit sessizlik içinde, ama ayakkabı kutusuna eli ayağı sıkışanlar telaş içinde.
Medya da sessizlik içinde.Mustafa Balbay’ın kızı üzerinden haberler yapan, Balbay’ın tahliyesini dramatik bir şölene çeviren karaktersiz medya, Halil Kantarcı ve Tayyar Tercan’ın çocuklarına kör.Salih Mirzabeyoğlu’nun çocuklarına kör maalesef.
Devlet erkanının telaşları haksız yere hapse attıklarını düşündükleri İlker Başbuğ, Doğu Perinçek vs gibi mazlumları(!) bir an önce içerden çıkarmak için.
Onlar mazlum, çünkü koskoca Genel Kurmay destek oldu onlara.
Mirzababeyoğlu ve diğer 33 mahkum mu ?
Onlar çok büyük suçlar işlediler ama burada bunları yazmamız mümkün değil, çünkü suçlarını onları yargılayanlar bile bilmezken biz nasıl bilelim?
Evet Salih Mirzabeyoğlu’nu yargılayanlar o dönemde 28 Şubatçı rütbelilerden baskı gördüklerini söylemişlerdi.
Yargıya müdahale var iyi anlayın yargıya müdahale diyoruz.
Onlar bu memleketin tembel ve miskin Müslümanları tarafından unutulmuş gönül erleri, onlar kulların zulmüne uğramış yiğit adamlar.
Onların suçu dik durmak, adam olmak, boyun eğmemek ve biat etmemek.
Onlar inandıkları Büyük Doğu çizgisinde, Necip Fazıl Kısakürek vizyonuyla ölüme meydan okuyarak yürüyorlar.
Onlara yapılanlarda elbet yapanların yanlarına kalmayacak, bugün yükselen sular belki karıncaları balıklara yem yaptı, ama illaki sularında çekileceği ve karıncaların da balıkları yiyeceği zaman gelecek.
Kısa çöpün uzun çöpten hakkını alacağı günler gelecek.
Biz inanıyoruz ki Allah nurunu tamamlayacak.
Gölgelerimiz kan terlemeye devam etse de.
Tunar Çalışkan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.