- 702 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
AKP - CEMAAT HATTI!
Son günlerde İktidar partisi AKP ile Fethullah Gülen’in nur cemaati arasındaki çatışmalar toplumu meşgul ediyor.
Fethullah Gülen’in nur cemaatinin dışında da, Said’i Nursi’nin yolundan gittiğini söyleyen değişik cemaatler var. Eskiden YAZICILAR – OKUYUCULAR olarak adlandırılan bu cemaatler, Fethullah Gülen’in cemaatinden ayrılar. Adlarından bugünlerde söz ettirmeseler de etkin çalışmalar içindeler.
YENİ ASYA grubu olarak da nitelenen OKUYUCULAR grubu 70’li yıllardan itibaren sürekli sağ partileri desteklemişlerdir. Süleyman Demirel’in Adalet partisi okuyucular tarafından desteklenirken, Erbakan’ın muhafazakâr İslamcı partileri, MNP, MSP, REFAH bazen YAZICILAR bazen FETHULLAH GÜLEN’İN cemaatleri tarafından desteklendi. Ancak SAADET PARTİSİNİN nur cemaatleri tarafından desteklendiği noktasında herhangi bir bilgim yok.
Prensipte Okuyucular grubu hariç, diğerleri siyasetin dışındadırlar. Özellikle Fethullah Gülen’in başını çektiği, Fethullahçılar grubu aktif siyasetin içine girmez. Seçimlerde yukarıdan emirle bir partiyi desteklerler. Böyle söylenir. Toplumda yapılan siyasi çekişmelere katılmazlar.
Müslüman grupların başörtüsü, memurluktan atılma sonucunda devletle karşı karşıya gelmelerinde, Fethullah grubu aktif olarak meydanlara çıkmamıştır. Hatta bu yönde meydanlara çıkıp devlete karşı mücadele verenleri Fethullah Gülen eleştirmiştir.
Fethullah Gülen grubu zaman içinde, AP’yi, MSP’yi, ANAP’ı, REFAH’ı, MHP’yi, DSP’yi ve AKP’yi desteklediği söylenir. Ülkenin şartlarına göre aktif siyasete katılmayan Fethullah grubu, seçim arifesinde aldığı kararla bir partiye oy verirler. Kararlarını toplumda tartışmazlar. Siyasi kavgaların içine girmezler. Seçim çalışmalarına aktif destek vermezler. Dönemin şartlarına göre hareket ederler. Ancak CHP’yi desteklediğine ilişkin bir bilgim yok. Fakat son olaylar, Kemal Kılıçdaroğlu politikasının son zamanlarda cemaate yakın duruşu, önümüzdeki seçimlerde böyle bir durumun olacağına dair sinyaller veriyor.
AKP’nin iktidarı döneminde Cemaat ile AKP sıkça birlikte anılmaya başlandı. Geçmişte Nur cemaatlerine karşı sol, laik kesimin lideri Bülent Ecevit Fethullah Gülen’le görüştükten sonra farklı yorumlar yapmaya başladı.
Fethullah Gülen grubu, dershaneler, özel evler, özel yurtlar, kolejler, liseler, üniversiteler, özel hastaneler konusunda aktif faaliyet gösterdiler. 12 Eylül 80 darbesinin ardından ülke içinde sıkıştırılan Fethullah grubu, ülke dışına faaliyetlerini kaydırdı. Öğretmenlikten, ordudan atılan birçok yanlısını aktif olarak yurt dışında görevlendirdi. Bir bakıma zorunlu olarak girdikleri faaliyetler bugün önemli noktaya geldi. AKP döneminde, Fethullah Grubunun faaliyet gösterdiği her alanda, nur cemaati başarılı çalışmalar yaptı.
Ve bugün AKP ile Cemaat, dershaneler ile başlayan çatışma sonucunda, birbirlerine kılıçları çekmiş görünüyorlar. Karşılıklı atışmalar sonucunda ortaya çıkan tablo, ya çok büyütülüyor, ya da gerçekten son yirmi yılda Fethullah grubu çok güzel işler başarmış. Eğitime, yargıya, orduya, emniyet güçlerine, tıbba, özel hastanelere hâkimler. Ülkenin ekonomisinde bir hayli ilerideler. Ülke içinde ve dışında neredeyse başarı olmadıkları alan yok.
Söylenenlere bakılırsa, hükümeti düşürecek güçteler. Buna karşılık, AKP ve Amerika cemaatin ipini çekmiş.
Güya ülkedeki AKP iktidarını ve özellikle Erdoğan’ı düşürmek için, MOSAD, CİA işin içine girmiş. İsrail’le cemaat anlaşmış. Bütün bu söylentiler doğru kabul etmek zor. İşin garibi, MOSAD’IN CİA’NIN karışmadığı, ülke, parti var mı? Sanki ülkemiz içindeki, AKP, CHP, MHP, BDP MOSAD’IN, CİA’NIN serbest bırakıp, sizler özgürce her şeyi yapabilirsiniz dediği kuruluşlar mı? Olaylar acımasızca tartışılıyor. Sahte belgeler üretiliyor. Bazı konuşmalar fotomontaj yapılıp servis ediliyor. Bazı konuşmalar hangi yılda, nerede konuşulduğu belli değil bugün servis ediliyor.
Bütün bunların sonucunda mağdurları oynayarak oy toplayan Erdoğan ve partisi AKP’nin, gerçekleşen olaylarda, iki mağdur taraf yaratarak, topluma AKP’yi ve cemaati kabul ettirme politikasının uygulandığını düşünüyorum. Zira bu ülke halkı, kimin aleyhinde çok konuşuluyorsa ona sahip çıkma eğilimi gösteriyor. Özellikle devletin karşısına aldığı partileri, grupları, insanları baş tacı ediyor.
CHP ve sol, laik Kemalist kesim, iktidar ve cemaat ilişkisinden rahatsız iken, iktidar cemaat çatışmasında, AKP karşıtı olarak cemaate yakın durmaya başladı. Belki DSP’nin başı Bülent Ecevit gibi, CHP’nin başı Kemal Kılıçdaroğlu da cemaatten oy isteyecek.
Böyle bir durum doğarsa, cemaat CHP’den ne ister? Sorusu gündeme gelir.
Cemaat CHP’den, sol, laik Kemalist kesimin mağdur olarak lehinde konuşmalar yapmasını isteyebilir. İktidar partisi AKP’den koparamadığı avantajları, CHP’ye, sol, laik, Kemalist kesime söylettirerek, kamuoyunda mağdurluk oyununun neticesini alabilir.
Ama sonuçta seçim günü cemaatin kime oy verdiğini kimse bilmeyebilir. Bir söylenti etrafa yayılır. Yok, AKP ile cemaat barıştı, AKP’ye oy verdiler. CHP’ye oy verdiler. MHP’ye oy verdiler. Diye söylentiler çıkarılabilir.
Peki, bütün bu olayların sonucunda kim kazanacak?
Bütün bu olayların sonucunda AKP ve cemaatin kazanacağına inanıyorum.
İşin gerçeğinde, cemaatle, AKP arasındaki sürtüşmenin seçim oyunu olarak çıkarıldığına inanıyorum. Bu aşamada kılıçlar çekilmiş görünse de, arka planda çok gizli hesaplaşmaların, bölüşmelerin gerçekleştirildiğine inanıyorum. Yarın iktidar tarafı ile cemaat tarafı, ülke çıkarları için aramızdaki sorunları askıya aldık diyebilir. Anlı şanlı bir barış ilan ederek, küskünlükleri, kırgınlıkları arkada bıraktık diyebilir. Siyaset bu, siyasetin S’i gibi, kıvrılmayacak politika, politikacı, yandaş, taraftar yoktur.
Mağduriyet oyununu oynayan iki taraf var.
AKP’nin bugün anketler ne derse desin, oylarını %70’lere doğru tırmandıracağına inanıyorum.
Mağduriyet oyunundaki diğer taraf cemaatin, toplumda yandaş bulacağına… Cemaatin isteklerini CHP’ye de söylettirerek, özellikle dershaneler karşılığındaki pazarlıklarda, iktidardan çok güzel neticeler alabileceğine inanıyorum.
Eğer cemaat iktidardan, çıkarına iyi neticeler alırsa. Sonuca muhalefetin katkısı sağlanmış olacak. Böylece cemaatin elde ettiği sonuçlara muhalefet karşı çıkmayacak. Bu anlayışın, mantığın topluma yerleştirileceğine inanıyorum. Sonuçta, cemaat haklarını muhalefetin de desteğiyle iktidardan söke söke almış olacak. Böylece hem muhalefet susturulacak. Hem cemaat artık topluma kabul ettirilecek. Cemaatin ılımlı İslam anlayışı böylece, iktidarın demokratik, laik, demokrasi anlayışıyla uyuşmuş olacak. Cemaat toplumun temel dinamiği haline gelecek.
Eğer iktidar partisi AKP, cemaatle herhangi bir sürtüşme olmadan cemaatin taleplerine evet derse, toplumda değer kaybedeceğine, iktidar partisinin cemaatin eline geçti yorumlarının yapılmasına neden olacağına inanıyorum. Bu tür yorumların önüne geçmek için, Amerikan siyaseti uygulanarak, harika bir kavga çıkarıldığına, neticesinde cemaatin de, AKP’nin de kazanacağına inanıyorum.
Bütün bu olayları, büyük maçlara hazırlanan takımların, kendi oyuncuları arasında takımlar kurup, birbirleriyle kıran kırana maç yapmalarına benzetiyorum.
AKP’nin önünde büyük maçlar var…
Erdoğan’ın, ya 4. Dönem başbakanlığı, ya da başkanlığı…
Kürdistan meselesi…
Anayasanın değişikliği…
Üniversitelerin devlet kontrolünden çıkarılarak özelleştirilmesinin yaygınlaştırılması…
Liselerin, kolejlerin devlet kontrolünden çıkarılarak özelleştirilmesinin yaygınlaştırılması…
Eğitimdeki özelleştirilmelerin, ilköğretime kadar indirilmesi,
Eğitim üzerinde etkin olan cemaatin etkenliğinin artırılması.
Bütün bunların başarılabilmesi için, çok iyi siyasi maçların yapılması gerekiyor. Takımların çok güzel maçlara ısınması gerekiyor.
Kavgalardan, mağduriyetlerden sonuç çıkaran ülke siyasetimiz, vatana millete hayırlı olsun.
Yerel ve genel seçimler sonucunda bu makalemi tekrar okumanızı öneririm. Lütfen yazdırıp saklayın.
Dediklerim çıkarsa, müneccim değilim diyeceğim.
YORUMLAR
Yazdıklarınızın büyük bir bölümüne katılıyorum.
Sadece Amerika işin içinde yok kısmında yokum.
Erdoğan, İsrail'i karşısına aldı.
İran ile gizli ilişkilerden bahsediliyor.
İsrail ve Amerika'nın Erdoğan'dan rahatsız olduğu düşüncesindeyim.
En etkili yıkım aracı da cemaattir.
Sonuçlar konusunda aynı fikirdeyiz sizinle.
%70 değilse bile, %50 üzeri olacağını tahmin ediyorum.
Cemaat,
asla CHP ye oy vermez düşüncesindeyim.
Her ne hal olursa olsun.