- 2303 Okunma
- 10 Yorum
- 5 Beğeni
A Ş K olsun
Gül dalına konar bülbül sevinçle. Kararsız zamanın ilk saniyeleri... Bülbüle dokunsa gül dikenli bedeniyle kanar oracıkta bülbül ve sarsılır gül.
Hiç hareket yok. Kimse bir şey söylemezse sonsuza kadar susacak nefesler. Gül rüzgârdan korkuyor bülbül kendi gönlünün derdinde bilmeden gülün dikenini sokulmaya çalışıyor ve durağanlık.
...
Aşk böyle midir gerçekte de? Girerken yüreğe ona zarar vermemek için çırpınır mı? Yoksa rastgele bir martının gökyüzünden pike yapıp dalışı gibi mi dalar gönlün derinine?...
Kalbin en büyük pırıltısına sığınmak ne güzeldir unuttuysak bile bir hatırlayalım. O pembe bulutlar yumuşacık edalarıyla inerken beden sahamıza önce uyuyorduk sarsaklaşmıştı belki de beden. Sonra bir ürperiş, bir titreme, bir heyecan dalgası sınır boylarında, kapalı perdenin aralanması ağır ağır ve uzun süren sessizlik...
Sarhoş değilken leyla olur beden sarsılır kalp bu ambiyansda olagelen şey en zor izah edebildiğidir insanın kendisine.
Aşkın zarafetle yanımıza yaklaşıp bizi tutsak edişine hangimiz hayır deyip de reddebildik ki? O güzelliği mumlar yakıp, yaldızlı davetiyeler postalayıp davet ettiğimizde gelmedi, gelmez. Arasak da coğrafyanın en olmadık yerlerinde hep beklenmedik bir taşın altında bazen de bulutlarla gezer kol kola. Ve atar ağını, avını görmüş avcı gibi büyük bir iştahla. Yakalanırız acemi bir telaşla.
Hummalı kalp atışlarımız yüksek ritmde vurmaya başladığı zaman idrak ederiz ki zor zamanların en alt basamağında ilerlemekteyiz aşkın içine.
Veya hayatı zindan etmeye başlarız kendimize platonik bir hevesin şiddetli sancısında... Zira karşılıklı aşk bir mucizedir ama bir de karşılığı olmayan aşklar vardır en içsel yanlarıyla. Kimselere diyemediğimiz kendimize bile zor itiraf ettiğimiz kanat takmış ama uçamayan bizi olduğumuz yere çivileyen duygulardır onlar. Aşk bir sersemliktir bazen en saf hâliyle bizi afallatır ve söküp atamayız büyük fırtınalarda savrulup sakin rüzgârların koynuna.
Bir başkalaşımdır aşk. Ondan önce, ondan sonra diye ayırmak gerekir zamanı. Kucaklayıp sarıp sarmalamak ister özenle. Sevgi ve şefkatle bakılmak ister, ömrü öyle kısadır ki, yerini çok kısa sürede monotonluğa bırakıp başka diyarlara uçup gider.
Aşk konusunda edilebilecek yüzlerce binlerce söz varken ben kalemimi özgür bırakıyor ve kağıdın kalemle olan dansını yansıtıyorum.
en parlak yıldız kendi göğünde
kalbin sınırsızlığı
ruhun özgürlük çağrısı
parmaklıksız esaret
nasıl bir vurgunsan insana
derinlikte bir nöbet
sığda bir sapma
frensiz bir gidiş yolda
hayatın içinde bir ahenksin en başta
pusulasız bir yön haritada
sevdanın altın yazgısında unutulmuş
anı’sın daima en derinde
ne kaos ne yanılgı
her dilde özgür bir ıslıksın aşk...
"Tanrı’nın en büyük armağanı olmalı aşk" dedi kadın fısıltıyla ve ekledi "aşkım saadetimdir."
Uzun zamanın içinde kısa süren bir yağmurdu bu üç sene. Ama etkisi hâlâ süren bir sağanak. Elindeki fotoğrafı eski ahşap kutuya özenle koyarken "Seni seviyorum sevgilim, burada olmasan da beni duyduğunu ve orada olduğunu biliyorum. Bunu bilmek her şeye bedel. Bu aşk hiç bitmedi bitmeyecek. Sen gitmiş olsan da tutkuyla ve aşkla bağlıyım sana..."
İsteklerine, arzularına sarılmış kendisini aşka adamış kaç insan vardır acaba ve kaçı sarılamamıştır cesaret edemediğinden. Kaybetmiş ya da üzerini örtmüştür o güzel duygusunun pek çok şeyden ötürü. Ama aşkı yüreğine alıp cesurca kendini bu akışa bırakan çok da insan vardır.
Hepimiz bir hikâye anlatabiliriz hayatın içinde ama o yüce duyguyu tanımamış onu bilmeyen biri için o yoğunluğu anlamak hikâyenin içine nüksetmek kolay değildir. Aşk sonsuz bir serüvendir ancak asla macera değildir. Yürekli bir seçim bazen de büyük bir devrimdir, kişinin attığı adımlarda. Kendimiz solarken o hep capcanlı ve dipdiridir. İleri bir adımdır kişiden öteye...
Hayatımızın en büyük özetidir bazen en önemsiz gibi gözüken küçük birkaç kelime.
Onlarca gönülde büyüyen, büyümüş ve daha niceleri büyüyecek olan sağanakların en görkemlisidir aşk bir insanın içinde. Yürekli eylemlerin yarı aralık nefesidir. Onu soluklamak her dem hoşluğa ve büyük çapta bir güzelliğe sarınmaktır.
Selam olsun bu enginliğe. Onu yüreğinde barındıranlara, onu unutmuşlara, varlığından bir haber olanlara ve ona henüz yelken açmışlara.
Hayatınızın bir anında mutlaka A Ş K olsun.
***
Maide Yılmaz Özgüç
YORUMLAR
Aşkın zarafetle yanımıza yaklaşıp bizi tutsak edişine hangimiz hayır deyip de redde bildik kii? O güzelliği mumlar yakıp, yaldızlı davetiyeler postalayıp davet ettiğimizde gelmedi, gelmez. Arasak da coğrafyanın en olmadık yerlerinde hep beklenmedik bir taşın altında bazen de bulutlarla gezer kol kola. Ve atar ağını, avını görmüş avcı gibi büyük bir iştahla. Yakalanırız acemi bir telaşla.
Hummalı kalp atışlarımız yüksek ritm de vurmaya başladığı zaman idrak ederiz ki zor zamanların en alt basamağında ilerlemekteyiz aşkın içine.
Veya hayatı zindan etmeye başlarız kendimize platonik bir hevesin şiddetli sancısında...
...
ve sizi okurken yine anladım ki, Aşk; sevinç ve hüzünlerin ikiz doğuşuymuş...
aynı duyguları beraber duyumsamakmış..
harikasınız..
sizi okumaya gecikmişim.
Maide Özgüç
geç olması mümkün değilidir :D
teşekkürler ediyorum
esenlikle en güzellikler
ALPEREN OZAN
belki de "Impossible is nothing" bunu anlatıyor...
Selam olsun Aşkı yüreğinde taşımasını bilenlere..
''Hayatınızın bir anında mutlaka A Ş K olsun''
Maide Özgüç
selam olsun ve her daim aşk olsun gönüllerde
saygımlasınız...
Aşk Olsun...
Güzel bir seri.
Gönlüne sağlık Maide Hanım.
Yazmaya devam...Selamlarımla.
Maide Özgüç
saygılarımla çok
Aşk olsun aşk !
Ne güzel bir hatırlatmaydı ve ne güzel bir anlatı ...
Çok ama çok sevdim bu yazınızı.
Sevgilerimle Maide'ciğim
Maide Özgüç
teşekkür ederim çok
sevgimle