- 903 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR BEBEK GELDİ DÜNYAMIZA
Bir bebek gözünü açtı dünyaya.Bu aptal, karanlık, dibe sürükleyen dünyaya geldi işte.Tıpkı diğerleri gibi…Herkes gibi yaşayacak hayatını,gereksiz ; fakat zorunlu.Bir o kadar da mecbur olacak yaşamaya.
Sıkıldığında yaşamaktan başka çaresi kalmaz belki de…
Elbette hayalleri olacaktır, geleceğe dair.Bütün hayatını bu hayallerini gerçekleştirmek için harcayacak belki de…Savurgan ve tutarsızca.Bazen engeller çıkacaktır önüne.Onu pes ettirmeye, hayallerini gerçekleştirmekten vazgeçirmeye zorlayan.Duygularına engel olmak için yaşantısına taş tıkayacak kişiler çıkar önüne belki.Pes etmemeyi ve savaşmayı öğrenmesi için.
Aşık olacaktır; zamanı geldiğinde.Sevecek, sevilecek, aldatılacak, kandırılacak
Ya da lanetlendiğini düşünecek, sevip ama sevilmediği adam tarafından.
Bazen saçmaladığını sanacak; aslında en doğruyu yaparken.Doğru yaptığını anladığında ise – geç olsa da – havalara uçacaktır.
Ergenlik çağlarında Nutella kavanozunu yatağının baş ucunda bulunduracak.Her sevgilisinden ayrıldığında yemek için bir de kaşık tabi ki…
Hayatında en değerli bulduğu insanları kaybedecek belki.Yerine kimsenin gelmeyeceğini düşünerek ağlayacak.Daha sonra karşısına yine değerli bulduğu kişilerin çıkacağını nereden bilebilir ki…
Yine ergenlik çağlarında annesiyle tartışıp kendisini odaya kapattığı zamanlar olacaktır.Sırf annesinin söylediklerini duymamak için.Oysa kendisi odasındayken bile bağırarak karşılık verir annesine.Tıpkı her ergenlik çağındaki kız gibi.
Aynı okuldayken konuşmaya başladığı erkek arkadaşının anlamsız artistliklerine, kabalıklarına ve düşüncesizliklerine marus kaldığında, içinden çıkamadığı bir halde sanacak kendini.Sadece baş ucundaki Nutella kavanozuna ihtiyacı olduğunu anlaması bir saat sürecektir tabii.
Yorucu ve anlamsız bulacak eve davetsizce gelen komşuları.Annesinin ‘’ gel de bir merhaba de Ayşe teyzene’’ lafından bunaldığında ise takacak kulaklığını.Bu kadar yoğun bulduğu hayatında dersleri de üstüne gelmeye başlayacak.
Hala aynıyken her şey…
Defalarca sürüklenecek, hayatın ona sorduğu sorular karşısında cevap veremeyip küfredecek, kızacak bu aptal hayata.
Güzel yanlarından haberi yokken henüz…
Müzik tarzının değişmesi ışık hızına ulaşacak kimi zaman.Kendine yalnızken müzik dinlemeyi öğretecek zamanla.Kendisi bu duruma o kadar alışacak ki; evde kimse olmadığında sesinin güzel olmadığını bilerek şarkıya eşlik edecek bağırarak.Komşusunun meraklı tavırlarından ve sesini duymak için duvara dayadığı su bardağından habersiz.
Zamanı geldiğinde tıpkı kendi gibi isyankarlar yetiştirecek.İçinde bulunduğu şu aptal hayata tükürmeleri için.
Eee… Bir baba mesleği değil miydi bu zaten?
Tıpkı annesiyle kavga ettiğinde kendini odaya kapattığı gibi kızı da odaya kapatacak kendini.Belki annesi gibi ‘’ gel de bir merhaba de’’ demek yerine eve gelen komşulara fısıldayacak;‘’ Bütün gün odadan çıkmak bilmiyor. Hiç ders çalıştığı yok.’’ Diye.Kızının onu dinlediğinden habersiz.Kızı ise takacak kulaklığını ve bırakacak kendini müziğin şefkatli kollarına.
Tıpkı kendi gibi…
Ve nesiller boyu devam edecek bu döngü.Her genç kulaklığıyla müzik dinleyecek, annesiyle kavga ettiğinde.Komşulara fısıldamasına şahit olacak milyon kere.Ve yalnızlığın hayat kurtardığını sanacak böyle zamanlarda.
Peki siz de bu döngünün bir parçası olduğunuza göre neden kendi hayatınızı kurmuyorsunuz? Diğerlerinden farklı olmanız gerektiğini düşünmelisiniz belki de.Mesela kendi hayatınızı kurmak için içinde bulunduğunuz dünyanın aptal olmadığını ve bu aptal olmayan dünyaya tükürmenin gereksiz ve saçma olduğunu düşünmekle başlayabilirsiniz.
Kendi hayatınızı siz kurarsınız.Bu bahsettiklerim sadece tekrarlanan hayatlar.
Unutmayın! Her hayat aptal ve içine tükürülecek cinsten değildir…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.