7
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
948
Okunma
Dün bir yazı yazdım son yazı başlığıyla. Derin bir hezeyan ve baskının sonucunda. Birilerine bir şeyleri kanıtlamak hiç gerekmeseydi, anlaşılsaydı kalemim, böyle bir yazı da asla yazılmazdı. Bu türden davranışlar gerçekleştirenleri de kınamışlığım vardır üstelik. Şimdi yeniden yazıyorsam, sahiden yazmak içindir ve ihtiyaçtandır. Anlaması gereken herkes anladı sanırım. Bu saçma gerilimi uzatacak değilim ve kalemimi bırakmak istemiyorum kutusuna.
Şimdi kendimizi başkalarının yerine koyarak düşünmekten, empatiden kelimeler var aklımda. Her şeyimizle yaşamı sevmiş, ona tutunmuşken anlayamamak var. Gözleri olanın körleri, kulakları duyanın sağırları, yürüyebilenlerin yürüyemeyenleri, rahat nefes alanların bunu yapamayanları, böbrekleri çalışanların diyaliz hastalarını anlamasını bekliyorum azıcık. Çok mu zor? Evet çok zor. Hatta neredeyse imkânsız. Bu eline kalem kağıt almamış birinin yazmaya aşık bir başkasını anlayabilmesi kadar zor. Her eline kalemi kâğıdı alanın karşı cinsine itafen yazılar yazdığını düşünen birinin bunun böyle olmadığını anlaması da zor. Fakat denemekten ne çıkar?
Tutun nefesinizi içinizde. Kapatın gözlerinizi, kulaklarınızı. Bulunduğunuz binanın içinde öyle dolaşın. Aklınızı koyun bir kavanoza, onu da yok sayın. Doktorunuz size bir kâğıt uzatsın. Eğer bir aya kadar filanca organınızın yerine yenisini koyamazsak, malesef yaşamınızı yitireceksiniz yazsın o kâğıtta. Çocuklarınız var büyümelerini göreceğinizden emin olduğunuz çocuklar. Çiçekleriniz var sulanmaya muhtaç. Arabanızı henüz almıştınız. Buz dolabınız sevdiğiniz yiyeceklerle dolu. Fakat kocaman bir insanlık suskunluğa gömüldüğünden, ihtiyacınız olan organ birinin bir yerlerinde öylece dururken siz bu durumdasınız. Hatta ölen birinde var size gereken organ. Ama öyle batıl bir inanç taşıyor ki, öldüğünde yekvücut olarak cennete gitmek istiyor. Bu yüzden vasiyet etmiş organlarının bağışlanmamasını Şimdi söyleyin: Hangimizden daha çok var? Esen kalınız efendim. Tabi eğer becerebilirseniz. Gripten de uzak durun. O da öldürücü bir hastalık sonuçta... Yazılarımın sonuna noktayı üç tane koymayı özlemişim bu arada...