SELAM OLSUN 3 MAYISLARA...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
...............................................3 MAYIS’IN 64. YILININ HATIRASINA SAYGI İLE...
3 MAYIS dendiğinde; 1944 yılında Türkiye’nin siyasi hayatında büyük çalkantıların ayyuka çıktığı, milletten habersiz olan olayların bir avuç üniversiteli, öğretmen, asker ve genç ilim adamlarımızın faaliyetleri ile gün yüzüne çıkarılmış ve o zamanın şartlarında tepkilerini çıkardıkları dergilerde dile getiren vatanseverlerin tutuklanıp hapishanelere doldurulması, olmadık işkencelere maruz kalmasını aklımıza getirir...
Almanya’nın başkeseni Adolf Hitler ve Sovyetler Birliğinin lideri eli kanlı katil Stalin’e hoş görünmek adına vatanseverlerin milli duruşlarını durdurmak ve faaliyetlerini yok etmek için başlattığı linç hareketinin acı hikayesidir 3 mayıs. Mustafa Kemal’den sonra devletin başına kabus gibi çökenlerin zalimliklerinin, vicdansızlıklarının unutulmaz hikayesidir. Sırf devletinin ve milletinin bekasını düşünmekten, Türkiye dışında yaşayan soydaşlarının hak ve hukuklarını korumaya yönelik faaliyetlerinden gayri düşünceleri olmayan vatansever Türk gençlerinin tabutluklarda 500 mumluk lambalar altında işkencelerde benzi solan, hayata küstürülen, analarından doğduklarına pişman ettirilen nur yüzlü Türk evlatlarının ölüm pahasına direnişlerinin hikayesidir 3 MAYIS!
Zamanın başbakanı Şükrü Saraçoğlu’na; ülkemizde ve devlet yönetiminin kadrolarında nelerin olduğunu, hangi oyunların oynandığını, komünistlerin milli eğitim bakanlığı başta olmak üzere, önemli üniversite kadrolarının özellikle marksist kişilerden seçilip görevler verilmesinin devlete, millete ve gelecek devlet kadrolarını oluşturacak ögrencilerimize büyük zararlar verip, gelecekte telafisi mümkün olmayan durumların vukuu bulmasının kaçınılmaz olacağını dile getiren bir mektup gönderen genç ögretmen Hüseyin Nihat Atsız Bey; her türlü açıklamaların yer aldığı mektubunu kendisinin çıkartmış olduğu Orkun dergisinde BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP adında yayınlamıştı. Hiç kaale almayan devrin başbakanı Saraçoğluna ikinci açık mektup yayınlamasının ardından; Milli Şef olarak nitelendirilen İsmet İnönü’nün emri ile yurt çapında Türk milletine hizmeti şeref bilen vatanseverlerin tutuklanması için kolluk görevlileri, istihbarat birimleri görevlendirilmiş ve kısa zaman içinde birçok vatansever apar topar evlerinden alınarak zindanlara konmuştu. Zindanlara konmakla kalınmamış; düşman devletlerin bile yapamayacağı en adi işkencelere tabi tutulmuşlardı. Tutukluların arasında belli başlı olan vatansever Türk evlatları şunlardı;
Alparslan Türkeş, H.Nihal Atsız, Orhan Şaik Gökyay, Necdet Sançar, Fethi Tevetoğlu, Zeki Velidi Togan, Muzaffer Eriş, İsmet Tümtürk,Reha Oğuz Türkkan , Osman Yüksel Serdengeçti... ve daha niceleri...
Mahkemelerde ifadeler alınmış ve son karar aşamasına geldiğinde Milli Şef’te ve hükümeti yönetenlerde bir tedirginlik ve iftiralarının suratlarına çarpılacağını bildikleri için Ankara’yı terk etmişlerdi. Yurdun dört bir yanından akın eden vatandaşlarımızın yanı sıra, üniversitelerin asil Türk gençliği mahkemenin yapılacağı salona akın etmişler, mahkeme salonu hıncahınç doldurdukları gibi dışarıda da büyük kalabalık oluşmuştu. Polisin baskısı olsada, yiğitlerin umrunda olmadan bekleşiyorlardı sloganlar atarak, marşlar söyleyerek... İnancın demir kapıları eriteceğini biliyorlardı Mustafa Kemal’in vatan sevdasına and içmiş koçyiğitleri... Biliyorlardı ERGENEKONDA demir dağların eritilip AYDINLIK yarınlara koşulacağını....
Mahkeme heyeti kararı açıklarken ayağa kalkan Hüseyin Nihal Atsız ve arkadaşları; BERAAT sözü çıktığında hakimin ağzından, salon biranda anababa gününe dönüvermiş, haklılıkları Türk adaletince tescil edilmişti artık! Yalan ve iftiralarında boğulanlar, yaptıklarından dolayı bir nezaket bile göstermemişler, düşmanlıklarına devam etmiş olsalarda; Türk Milliyetçilerinin şanlı mücadelesi o gün; 3 mayıs 1944’te mahkeme salonundan dava arkadaşlarının omuzlarında dışarı çıkan ATSIZ ve arkadaşları Ankara sokaklarında bir bayrak gibi esmişlerdir ve o günden itibaren Türk milliyetçileri bu günü kendilerine bayram etmişlerdir ve her yıl coşku ve sevinçle kutlanmaktadır.
3 MAYIS’ın bize kazandırdığı ne olmuştur?
3 MAYIS; vatanseverleri, vatanına ve devletine düşman olanlara karşı uyanık olmayı ögretmiştir!
3 MAYIS; yabancı doktirinlere karşı, kendimize aid öz fikriyatımızın doğmasına vesile olmuştur yani TÜRK DOKTİRİNİ doğmuştur!
3 MAYIS; Türk milliyetçilerinin aksiyonerliği başlamış oldu!
3 MAYIS; Mustafa Kemal’den sonra dumura uğratılan vatanseverliğin yüreklere yeniden inmesine öncülük etmiştir!
3 MAYIS; kendi özüne, milletine, devletine, memleketine bağlı YAVUZLARIN yeşertilmesine rehberlik etmiştir!.. Ve sayısız ilim ve irfanla donatılmış milli kadrolar yetişmesine vesile olmuştur!..
3 MAYIS 1944 64. yılı kutlamasını idrak ederken, o günlerin şanlı mücadelesini yüreklerimize tutuşturanları rahmetle anıyorum. Ruhları şad olsun!Selam olsun onlara, selam olsun 3 MAYIS BAYRAĞINI dalgalandıran yüreklere...
3 MAYIS karşısında saygı ve hürmetle eğiliyorum... Nice 3 MAYISLARA...
Zafer Direniş
...
YORUMLAR
Öncelikle kendini Türk hisseden herkesin 3 Mays Türkçüler Bayramını kutluyorum...Yazınızı ve şahsınızı da yürekten kutluyorum...
Ne yazık ki gerçeklerin söylenmesine, yazılmasına bile tahammülü olmayan; kendi inandıklarını ilahlaştırmak zavallılığından bir türlü kurtulamıyan ve bu uğurda her türlü yalışı bile görmezden gelebilen, hatta alkışlayanlar her zaman var..
Bu millet Kurtuluş mücadelesini yaşadı...Atatürkün önderliğinde her türlü acıya gögüs gererek dünyanın tanık olmadığı bir zaferle varlığını ortaya çıkardı...İşte o ruhun temsilcisi olmak suçu ile suçlananTürk evlatlarının şanlı direnişi bugün bile horlanabiliyor...Sırf taraftar oldukları şahısların yanlışları söylenmesin diye...Vijdan...
Faydalı işlerin içinde bulunmuştur diye hiç kimsenin yanlış yapma, haksızlık yapma hakkı olamaz...
Hiç kimse de yanlışlarının söylenmesinden muaf değildir...Olamaz da... Kim ne derse desin Türkün güneşi bir gün insanlığın üzerine Allahın bir lutfu olarak doğacaktır...
Günün yazısını ve yazarını tekrar kutluyorum...Selamlar...
insanlar "insan" olabilirse insan hakları da olur..
avrupada kucağında bebeğiyle.yanında çocuğuyla gösterilere, mitinglere gider insanlar..hemde sıfır KAYGIYLA..
bizim ülkemizde insnalar taş sopa ve bıçalka gösteriey gider..
hangimiz çocuklarımızı o gösterilere götürebilriiz..
insan hakları İNSAN olanlar içindir...
hakını savunmayı bilmeyen , toplumun huzurunu bozan, ülkemiizi ve insanımızı dışarda öcü ve cahil gösteren emekçiden bürokrata kadar herkesi yeniden İNSAN olmaya çağırıyorum..
Dün övgüler dizdiğim edebiyat defterini kutluyorum! Meğer koskoca kurtuluş savaşımızın önderlerinden ve kahraman askerlerinden İsmet paşa vatan haini imiş, birileri de savaşmayıp samanlıkta saklandığını söylemişti... İstiklal marşını besteleyen Üstad Mehmet Akif Ersoy'un sevildiği kadar, keşke İstiklal savaşının cephesinde bulunan Mustafa Kemal ve arkadaşlarına da objektif bakmayı öğrenebilsek...
Keşke tarih sayfalarından cımbızla kelimeleri çekmesek, bir bütün olarak görsek, dünyanın o günkü koşullarını da değerlendirebilsek. Keşke kestirip atmak yerine karşı tarafa da saygı gösterebilsek, keşke Beraat Kararı verenlerin de o günkü Türkiye Cumhuriyetinin hakimleri olduğunu algılayabilsek, keşke dünyayı ilgilendiren bir mayıs ile ilgilendirmesek, keşke ön yargılardan kurtulabilsek, keşke esen rüzgardan etkilenmesek, keşke edebiyat defterine de bir kurdele takabilsek, keşke,keşke,keşke...
Yazıyı tebrik ederim. Ancak "3 MAYIS 1944 60. yılı kutlamasını idrak ederken" yazılmış yıl 2008, 64. yıl değil mi? İlginç bir not: 3 Mayıs 1944'den sadece 15 gün sonra yani 18 Mayıs 1944 tarihinde stalin tarafından 200 bin Kırım Türkü sürgüne gönderildi ve zulum ile kırıma tabi tutuldular. Olmayan bir sözde ermeni soykırımını sakız gibi dillerine dolayan Türk düşmanlarına ithaf olunur.
sevgili Akcan kardeşim,
devletimize büyük hizmetleri geçmiş bir büyüyümeze karşı düşündüğünüz gibi bir yaklaşımım olmamıştır. O gün tarihine bir göz atmanızı sizden rica ediyorum...
Yazımda, o günün şartlarında kendileri gibi düşünmeyenlere karşı yapılan baskı ve zulmü irdeledim o günleri yad etme adına... İster sol düşünceli, ister sağ diye adlandırılan düşünceli insanımıza karşı baskı ve zulum olsun karşısında oldum. Biz kardeşiz... farklı düşünüyoruz diye birbirimize karşı yanlış düşüncelerde olmamalıyız diye düşünenlerdenim...
Ülkemiz ayrılıklardan çok çekti, ABD ve AB emperyalizmine karşı tek vucut olmamız en büyük temennimdir...
Saygı ile değerli kardeşim Akcan bey.
direnis tarafından 5/4/2008 6:09:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
sevgili "zafer direniş" yazdıklarınıza harfiyyen katılıyorum. bu konu hakkında konuşmadan önce lütfen rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş'in 1944 MİLLİYETÇİLİK OLAYI adlı kitabını okusun. bu yazıda kimse aşağılanmamıştır. sadece hak edene gereken söylenmiştir vesselam. üniversiteli genç kardeşlerimin davetlisi olarak kutlamaya sanatçı sıfatımla katıldım ve müthiş heyecan duydum. Allah bize Türklük bilincini miras bırakan merhum atalarımızın kabirlerini nur, mekanlarını cennet ve ruhlarını şad etsin inşallah. NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE.
eşiktekiadam tarafından 5/4/2008 1:06:47 AM zamanında düzenlenmiştir.
3 MAYIS; vatanseverleri, vatanına ve devletine düşman olanlara karşı uyanık olmayı ögretmiştir!
3 MAYIS; kendi özüne, milletine, devletine, memleketine bağlı YAVUZLARIN yeşertilmesine rehberlik etmiştir!.. Ve sayısız ilim ve irfanla donatılmış milli kadrolar yetişmesine vesile olmuştur!..
Bunlar yeterdi, direniş.
Az şey mi şu yazdığın ?
Yüreğine sağlık.
3 MAYIS dendiğinde; 1944 yılında Türkiye’nin siyasi hayatında büyük çalkantıların ayyuka çıktığı, milletten habersiz olan olayların bir avuç üniversiteli, öğretmen, asker ve genç ilim adamlarımızın faaliyetleri ile gün yüzüne çıkarılmış ve o zamanın şartlarında tepkilerini çıkardıkları dergilerde dile getiren vatanseverlerin tutuklanıp hapishanelere doldurulması, olmadık işkencelere maruz kalmasını aklımıza getirir...
Yüreğine sağlık direniş kardeşim
Böylesi paylaşımlarınla benim gibi kim bilir daha kaç kişiyi
Fikir sahibi yapan yazını kutlar.
Başarışlarının devamını dilerim
Böylesi paylaşımlarıı her zaman bekleriz.
Seni seven can kardeşin / kulhilmi