HAYAT YOLU !
İNMEK VE ÇIKMAK !
"Uygarlık, insanlar tarafından, ortak anlaşmaların benimsenmesinden başka bir şey değildir," diyen "YAŞAMA SANATI " kitabının yazarı A.Mauroıs, yaşamın en temel konusu olarak " Düşünme Sanatı" nı bütün yönleriyle ele almakta ve düşünür Pascal’ın ," İyi davranabilmek için iyi düşünmeye çalışmamız gerekmektedir" sözüne vurgu yapmaktadır.
Bedeniyle, eliyle, sözcüklerle düşünme sanatı üzerine felsefi bilgi edinmek isteyenler "Yaşama Sanatı " kitabını okumaldırlar.
Yaşama sanatı içersininde iniş ve çıkışların önemli bir yer tuttuğunu görmekteyiz.Bu konuda şairlerin, yazarların, sanatçıların ve düşünürlerin , çarpııcı görüş ve düşüncelerini kısa köşe yazımda ele alarak yaşamın iniş ve çıkışlardan ibaret olduğunu okuyuca aktarmak istiyorum.
Nasrettin Hoca ile aynı coğrafyayı ve mizah kültürünü paylaşan ünlü şair avukat Şevki Akar,bir şiirinde " çıkıp geldiği bu âlemi" şöyle anlatmakta:
"Çıkıp geldim bu âleme, anam atam muradiyle/Bir meselem olmadı hiç,mübaşirle, münodiyle/ Veli bildim,nebi bildim, cümlesiyle hoş geçindim/ Bitip tükenmeyen davam, minderdeki o kadıyle."
Halk sözleri hayatı anlamlı deyimlerle anlatır "her çıkışın bir inişi, her inişin bir çıkışı vardır."
Elindeki ünlü feneriyle karanlık sokaklarda hakikatleri arayan Diyojen, utancından yüzü kızaran bir delikanlıya " Aferin, işte faziletin rengi budur" demiş.
İnişli çıkışlı hayatın kalıcı olan kısmını bir bilge şu sözlerle anlatmakta: "Er odur ki kala ondan bir eser,/ Eseri olmayanın yerinde yeller eser."
Ünlü şairlerimizden Ahmet Haşim, hayatı anlatan "MERDİVEN" şiirinde şunları söylemekte:
"Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden /Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak/ Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak/ Sular sarardı yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta "...
Şair Swınburne " Ölüm sanatı" şiirinde felsefi bir yaklaşımla şunları söylemekte:
"Ölümün iyi olup olmadığını bilmiyoruz,/ Ama hiç olmazsa hayat, değildir./İnsanlar bizim gibi durup kederlenecek /Bizimle aynı kırları ve gögü seyredecek/Ve aynı denizi."
Andre Gıde, "DÜNYA NİMETLERİ" kitabında şu görüşlere yer vermiş :
"...Beni okuduğun zaman, bu kitabı at- ve çık. Kitabım çıkmak arzusu versin isterdim sana, nereden olursa olsun çıkmak,- şehrinden, ailenden, odandan, düşüncenden. Yanına alma kitabımı. Menaque olsam, seni götürmek için sağ elinden tutardım, sol elin bunu bilmezdi, sonra, şehirlerden uzaklaşır uzaklaaşmaz bırakırdım bu sıktığım eli, sonra sana: beni unut, derdim.
Kitabım kendisinden çok kendi kendinle ilgilenmeyi öğretsin sana-sonra kendi kendinden çok, her şeyle ilgilenmeyi."
İlgilenmek, ilgisiz kalmak, umut etmek, üretmek, uzaklaşmak , yaklaşmak, yazmak, inmek ve çıkmak gibi kavramlar üzerine kurulu hayatta en güç olanı hayata girmek ve hayattan çıkmak, kalbe girmek ve çıkmak olsa gerek.
İniş ve çıkışlarla dolu hayatı, ressamların tablolarında, şairlerin dizelerinde, yazarların öykülerinde, ozanların türkülerinde ve saza vurulan tezenin iniş ve çıkışlarıyla ezgiye yansıyan seslerde bulabiliriz. Bütün bunlara kulak ve gönül vermeliyiz.
Şair Şevki Akar, hemşehrisi Nasrettin Hoca’yı imdadımıza koşmaya çağırıyor:
"Kimileri kuru sıkı, kimi desteksiz atıyor;/Pişmiş aşa kimi zehir, kimi soğuk su katıyor.
Kan kaybediyor bu millet, ülke gün be gün batıyor;/ Akıl, izan ve ahlâk ol, İmdadımıza koş be Hocam !"
YAHYA AKSOY
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.