- 1806 Okunma
- 14 Yorum
- 8 Beğeni
YORUMLAR
sesinin derinliğinde ve müziğin eşliğinde ne güzel bir sunumdu,
sinemaya gittiğimizde jenerik müziği eşliğinde, filmi heyecanla beklemek gibi,
perde ardındaki sesten dinler gibi koltuğuma yaslandım ve merakla dinlemeye başladım...
bittiğinde ise, buruk ve düşünceliydim...ve bir film izlemişim hissi vardı içimde...
gerçekten çok güzeldi, duygusu, sorguladıkları ve anlattıklarıyla...
ve tabi ki seslendirme ve müziği de cabası...
içtenliğimle kutlarım...teşekkürler...
Deniz sen hayata bakış açını şiirlerinle veya denemelerinle çok başka anlatan ve düşündüren bir şairsin. Sayfana girdiğimde muhakkak birden fazla okuyorum yazdıklarını anca pekişiyor. : )) İşte yazar dediğinde böyle olmalı arkadaşım düşündürmeli ve anlatımındaki farklılığın esrarıyla büyülemeli. Büyüleyen Şair.. Deniz Pınar.. Ve okuduğum her paylaşımında şunu görüyorum ürkek bir yalnızlık.. Selam olsun dostum... :)) Başarılıydı.. Hem okumak hem dinlemek keyif ile karışık bir hüzün verdi..
Yasemin ÜNLÜ tarafından 1/7/2014 1:28:53 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yasemin ÜNLÜ tarafından 1/7/2014 1:32:01 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sahi büyüdük mü?
Uçurtmaların peşinden gitmediğimize göre büyümüşüz...
Çocukken; ola ki uçurtma elimizden kaçıp gitse, ne yapardık? İmkan olsa merdivensiz tırmanırdık gökyüzüne. Gözyaşlarımızla mektup yazardık martılara. Onlardan birisi elbet okurdu ya. Bulup getirirdi.
Söndürme ışıkları Sevgili Yazar, yorumun gerisini ben aydınlıkta yazıyorum ama sen kapat gözlerini öyle oku...
Önümde beyaz bir defter, ucu yarım bir de kalem,
...
"...
"Evet ışıklar böyle daha iyi"
.....
önümde ise beyaz sayfaları olan bir defter duruyordu.
-neyi istersek çizebilirmişiz
sanırım o zaman herkes bir ev bir gök kuşağı ve de ağaç çiziyordu
nedense özgürlük denince akla bunlar geliyor.
Sanki bilinmeyen bi çemberin etrafında hepimize sınırlarımızı daha doğmadan çizmişler ve bu sınırdan dışarısı için yasak getirmişlerdi.
sevemedim o sınırları bir türlü.
Peki ihlal ettim mi ?
gülmek geldi içimden.
ben suçsuz olduğu halde sıra dayağında en sert sopayı küçük avuçlarında hisseden sessiz sakin ve bir an önce eve dönmek isteyen o çocuktum ..."
Eve dönmek istedikçe ve öykü yazıldıkça hepsinin sonunda mağaraya giren aptal bir kampçı oluyoruz ya da bir başkası dili tutulmuş olarak dışarı çıkıyor önümüzden. Gölgelerin arasında karaltı saatleri, bakmak için döndüğümüz anda...hep galiba...
Çok sevdim bu yazınızı , hissedilen duyarlılık şahane...
Dostlukla
sen bulutları kovalarken
annemin yağmur kokan elleri
bir kız çocuğunun eteklerine serpiştiriyordu bulutları
ay şahitlik ediyordu
güneş utanıyordu
siyaha boyarken çembere dolanan özgürlüklerimizi
gök kuşağının mızıkçılık ettiği bu saklambaçlarda hep karanlıktı odamız
belki de aydınlık,gerçeği gösterdiği için sevmiyordu adamlar
defterler dolusu dünya
defterler dolusu özgürlük çizelim o vakit
renkleri biz olsun
sevgi olsun
umut olsun
barış olsun
son nokta adı
insan olsun
.....saygımla
Herkes düşlerini elleriyle gerçekleştirebilir aslında.
Bu düşleri gerçekleştirmek için yaşarız.
Daireleri somut olarak çizmesek te,
o daireler içine hapsederiz kendimizi.
Aslından bu dairelerin içinden kurtulmak mümkün.
Bunu gönülden istemek yeter ve bu yolda adım atıp yürümek.
Kendi kendimizi,
bir daireye hapsetmemeliyiz.
tebrikler..