- 2804 Okunma
- 27 Yorum
- 5 Beğeni
Suya Yazılmıştı Aşk
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
“Aşk nedir?” diye sorarak başlayalım mı söze? Başlayalım…
Sahi, nedir aşk? Hani şu, yazının icadından önce bile var olan; canlıların nefes almasıyla birlikte yüreklere yer eden; hatta Kabil ile Habil’i birbirine düşürüp ilk canı aldıran aşk… Ya da sevda… Hani şu başına “Kara” sıfatı eklenen, “Ölümüne” denerek ciddiyeti belirlenen sevda…
Nedir?
“Aşk, sevgilinin çarpık bacaklarını düz görmektir” demiş şair; ne de güzel söylemiş. Biraz da eksik ifade etmiş sanki… Sadece çarpık bacakları mı düz gösterir ki aşk? Kişiliksizi şahsiyet timsali, basiretsizi kahraman şövalye, yalan tüccarını sağlam bezirgân ve daha niceleri…
Bağımlılıktır çoğu zaman… İnsan bünyesinin kaldıramayacağı kadar ağır bir yükü, severek, yorulmadan kaldırma bağımlılığı. Hayallere yenilip, zaman ve mekân kavramlarının unutulduğu bir tiryakilik… Sonunu hiç düşünmeden dalıp gideceği bir umman hatta… “Sonunu görse dalar mıydı ki?” diye bile soramayacağımız bir derya.
Kimliği yoktur aşkın. Ne bir memleketi ne de kuralları vardır hatta. Bilinmedik bir anda, beklenmedik bir zamanda pat diye çıkıverir karşına. Bu yana bakarsın Tanrı ve kul arası, öte yana göz atarsın; kadın ve erkek buluşması. Belki bir uçurumun dibinde, belki bir dağın yamacında… Ani, apansız.
Aşk misafir olunca, gitmemesi için dua eder; zaman geçince de, sabrın çoğalması için el açarsın. Onsuz geçirdiğin her vakit ölümdür çünkü. Mutsuzluktur… Ölüme daha çok yaklaşmaktır.
Hal böyle ise; neden suya yazılır bazı aşklar?
Neden bir taraf diğerinden çok daha fazla sever? Neden bir taraf diğerinden çok daha acı çeker? Neden bir taraf “Seviyorum” derken, diğer taraf yaşanılası mutluluklara engel olur?
Sevgide, aşkta adalet yok ki! Anlayamaz insan. Mutlaka bir taraf daha ağır basar. Terazisi yok bu işin; tartamazsın. Hissedersin sadece. Hissettikçe kırılır, kırıldıkça daha da bir küçülür, yokluğa doğru gidersin freni patlamış olarak.
Oysa güç vermeli aşk… Yaşam sebebi olmalı kişinin sevda. Her sabah uyanıp, yeni güne merhaba dediğinde; gözlerinde bir pırıltı, kalbinde bir heyecan doğurmalı aşk.
Doğurur mu?
Yüzyıllara mı sorsak ki?
YORUMLAR
CANIM TATLI MELEĞİM BEN DE ÖZÜR ÖZÜR DİYEYİM GEÇ KALMIŞIM BU HARİKA PAYLAŞIMA VE GÜNÜN YAZISINA
AŞKI TARİF ETMEK ÇOK ZORDUR ASLINDA YÜREKTE BAŞLAR YÜREKTE DEVAM EDER BAZEN SONSUZA DEK SÜRER BAZEN SE BİTER ÇOK ÇOK ANLAMLI DÜŞÜNDÜREN ÇOK GÜZEL BİR YAZI KALEMİN VAR OLSUN GÜLHUNCUĞUM KOCAMAN SEVGİLERİNİ BIRAKTI SANA UĞUR BÖCEĞİN
su_misali(Gülhun Ertilav)
hep yanımdasın arkadaşım
varlığın huzur veriyor
sevgilerimle
Sevgili Arkadaşım.
Öncelikle günün yazısını kutlayalım. Tebrikler. Hakkedilmiş bir ödül...
Aşk nedir diye başlamışsın söze...Ne olduğu bilinseydi taaa yazının icadından bu güne üzerine bunca şey yazılır mıydı?
Aşk var olan bir şey ama hava gibi bir şey...Olmaması halinde yaşayamıyoruz ama neye benzediği hakkında bir fikrimiz yok.
Mahallemizde bir köpek var...Ne zaman sokağa çıksam peşimsıra gelir. Azıcık başını okşasam patilerini kaldırıp üzerime atlamaya çalışır. Nedendir bana bu sevgisi bilinmez oysa ona bu güne kadar bir kemik ya da kuru bir ekmek vermişliğim bile yok...Hani derler ya aşk emek ister diye..En küçük bir emek bile yok...Sadece ben onun gözlerine baktığımda '' Sen ne kadar güzel bir varlıksın '' Diye geçiriyorum içimden, onun benim hakkımdaki düşüncelerini hiç bilmeden...Aşk böyle bir şeymidir acaba?
Kim bilir? Yine cevapsız kaldı bizim AŞK hazretleri.
Selam ve sevgilerimle.
su_misali(Gülhun Ertilav)
kesin bir cevap şimdiye kadar hiç bulunamadı hocam, kişiye ve durumlara göre her daim değişiyor tarif
teşekkür ederim değerli yorumunuza
saygılarımla
su_misali(Gülhun Ertilav)
derin mavi sular ya da okyanus kadar derin aslında
teşekkürler yoruma
sevgiler
Aşık Muhlis AKARSU ne güzel anlatmış dizeleriyle aşkı...
Cehennemin kucağında gizlenir
Çıkıp yücelerden seyran eder aşk
Yarası görünmez fakat sızlatır
Girdiği vücudu hayran eder aşk
Tanımaz korkuyu bilmez imanı
Sarı gazel yapar sümbül çimeni
Parçalar sultanı yırtar fermanı
Tac-ı devletini viran eder aşk
Kula ruhsat verir padişah kılar
Şahı mecnun eder çöllere salar
Aşkın bir zerresi bin dağı deler
Güneşe pas çeker duman eder aşk
Aşk önünde ay ve güneş kör olur
Aşk yanına hayat ile varılır
Akarsu’lar akar gönül durulur
Bir daldan bin dala cevlan eder aşk
Üstadem çok harika işlemişsiniz konuyu...Kaleminize yüreğinize sağlık...Ancak bu kadar güzel yazıla bilirdi...Saygılarımla...
su_misali(Gülhun Ertilav)
Şahı mecnun eder çöllere salar
Aşkın bir zerresi bin dağı deler
Güneşe pas çeker duman eder aşk
çeken bilir elbet
teşekkür ederim katılımınıza
saygılarımla
su_misali(Gülhun Ertilav)
umarım dualar kabul olur
teşekkür ederim
sevgilerimle
Aşkın tarifinin bin yıllarca bitmeyeceğine delil bir yazı. Öyle ki aşkı yaşayan da kifayetsiz kalıyor tarifte, yaşamayan da.
Dünya aşk ile döndüğünden, döndükçe de hep yaşanacak aşklar ve hep anlatmaya devam edecek edipler.
Candan kutlarım, sevgilerle
su_misali(Gülhun Ertilav)
Aşk biterse yaşam da biter
teşekkür ederim Müjgan Hanım
sevgiler
Sevgili arkadaşım neif yürekli şairem.
Çok güzel anlatılmış "ne dirki aşk? " Kabil ile Habil’i birbirine düşürüp ilk canı aldıran aşk…
“Aşk, sevgilinin çarpık bacaklarını düz görmektir” demiş şair; Çok da güzel söylemiş.
Karayı ak gösteren, çarpık bacağı güzel sutun gibi gösteren,
heyecanla yürek çarptıran, kalp sızısıdır aşk.....
(Ferhata dağı deldirir, şirin uğruna)
Aşk işte böyle bir şey. Aşkın olduğu yerde mantık gidermiş. Sevgiler Selamla.
su_misali(Gülhun Ertilav)
(Ferhata dağı deldirir, şirin uğruna)
haklısınız Emine Hanım
teşekkürler
sevgiler
AŞK DEDİĞİN
Dalıp gitme boşuna, yalnız yürünmez bu yol
Varlıkta gördüğümüz duygunun adı aşktır
Eğer yalnız kaldınsa elbette sancır o sol
KIvranıp durduğumuz, duygunun adı aşktır
-
İsterse acı olsun, ister dolsun neşeyle
Yüreğin doldurmalı sevgi denen o şeyle
Güzelliklere sarıl, kendine yoldaş eyle
Bir dünya kurduğumuz, duygunun adı aşktır
-
Bazen de karanlığa bir dünya ışık saçıp
İyilere sığınıp kötülüklerden kaçıp
Bir gönül kapısını ardına kadar açıp
Destursuz girdiğimiz, duygunun adı aşktır
-
Hiç engel tanımadan dağları delmiş gibi
Nerede beklendiyse çıkıp da gelmiş gibi
Bekletip gelmeyene, çatarak el miş gibi
Alnından vurduğumuz duygunun adı aşktır
-
Gece gündüz demeden koşarız bütün hızla
Dostelinin dilinden söylenip bin bir nazla
Birbirini dileyip, dara durup niyazla
Hep kafa yorduğumuz, duygunun adı aşktır
HANİ DERİM Kİ AŞK: YAŞAMA GÜZEL BAKMAMIZI SAĞLAYAN DUYGUNUN ADIDIR: O en güzel duyguların nirvanasıdır..Elbette herkes farklı bir pencereden bakar bu da benim aşk tanımlamam. Yazı oldukça hoş ve içtenlikle kleme alınmış. Yüreğine ,emeğine sağlık dost.
su_misali(Gülhun Ertilav)
Hiç engel tanımadan dağları delmiş gibi
Nerede beklendiyse çıkıp da gelmiş gibi
Bekletip gelmeyene, çatarak el miş gibi
Alnından vurduğumuz duygunun adı aşktır
gerçektende bazen alnında vururuz aşkı
katılıma teşekkürler hocam
saygılar
Aşk, sevgilinin çarpık bacaklarını düz görmektir” demiş şair; ne de güzel söylemiş. Biraz da eksik ifade etmiş sanki… Sadece çarpık bacakları mı düz gösterir ki aşk? Kişiliksizi şahsiyet timsali, basiretsizi kahraman şövalye, yalan tüccarını sağlam bezirgân ve daha niceleri
tebrikler dost ,aşkın gözü kördür demişlerya güzel anlatımdı…
su_misali(Gülhun Ertilav)
"gözü kör, kulağıda sağır sanki :))
teşekkürler
sevgiler Leyla hanım
İnsanı Halden hale sokan da! Ehlileştirip Susturan da o Değil midir? Yaradan ada, Sıradan ada o değil midir? Yaklaştıran.
Elleriniz dert görmesin Üstad.
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkür ederim Sezai Hocam
en büyük aşk Yaradan aşkıdır
saygılar her dem
su_misali(Gülhun Ertilav)
her dem saygı ile
Hayatın manasını anlatırken tek hece
Huzurumu kaçırır çözümsüz bir bilmece
Tan yeri ağarıp da şafak sökmeden önce
Senin için gözyaşı döktüğümü bil yeter
son şiirimden bir dörtlük Gülhun hocam....
öylesine güzel anlatmışsınız ki olayı
hayran olmamak ne mümkün...
geç kalmışlığımın özrü ve güne düşen
başarısıyla gönülden kutluyorum kaleminizi
her dem selam saygı
su_misali(Gülhun Ertilav)
çok teşekkür ederim Ahmet Hocam
okumanız ve yorum bırakmanız onurdur
saygılarımla
Aşk....üç harf koca bir hayattı belkide milattan önce bir zamanlar benim için...
Ve hani başına kara eklenen ölümüne sevda... nedense hepsine olan inancım mum alevi gibi dibini ışıtarak bitti.... gitti...
sevgisinden ölüyorum diyenler yeni aşklara mavi sulara yelken açarken bir taraf derinlerinde boğuldu...
mavinin her rengini griye çevirdi...
Aşk mı o nedir ki yenir mi içilir mi...
Gözyaşından başka ne verir yada acıtmaktan başka....
Suya yazsamda dağlara yazsamda.... aşk işte....
iki kişidir muhattabı ve kime sorsan o daha çok seviyordur...
Gül bahçesi ile başlar hikayesi ve sonraları..... uç uca eklenen ahlar ve beddualar eklenir....
Nedense hep bir taraf haklıdır nedense hep bir taraf daha fazla sever...Nedense hep bir taraf haklıdır....
Karşısındakini düşünmeden ezer düşünceleriyle bir diğerini ve yok olur gider....
Susarsın sustukça aşkı susturursun...susturdukça yüreğinden dökülen aşkın kimliği yoktur...
Sıfatı varlığı birliği dirliği yoktur...
Ve sonunda pes ederiz...
Benim gibi aşka inancını yitirip Aşk koca bir yalan der susar kalırız....
Aşka inanlar için güzel bir sorgulamaydı...
Güne aşk düşmüştü canım....
Belkide aşka küskün gönüllerede bir gün aşk düşer...
Herşey gönlünce olsun maviliklere ....
su_misali(Gülhun Ertilav)
yüreğin mavi mavi sevdalarla dolsun
aşka olan inancını yitirme
izinsiz ve zamansız çalar kapıyı o
sevgiler güzel yüreğine
su_misali(Gülhun Ertilav)
mutlaka gerçeklik payı vardır annem
teşekkürler değerli yoruma
hürmetlerimle annem
Aşkın gözü kördür" derler. Aşk mı kör tutulan mı:)
Ne demiş Fuzuli;
Yâ Rab bela-yı aşk ile kıl âşîna beni
Bir dem bela-yı aşktan kılma cüdâ beni
Az eyleme inayetini ehl-i dertten
Yani ki çoh belâlara kıl müptelâ beni
Oldukça ben götürme belâdan iradetim
Ben isterim belâyı çü ister belâ beni
Gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigârımın
Geldikçe derdine beter et müptelâ beni
Öyle zaîf kıl tenimi firkatinde kim
Vaslına mümkün ola yetürmek sabâ beni
Nahvet kılıp nasîb Fuzuli gibi bana
Yâ Rab mukayyed eyleme mutlak bana ben
bence gerçek aşk ateşe yazılandır...
aşka dair yazmak var serde
selamlar saygılar
su_misali(Gülhun Ertilav)
"gerçek aşk ateşe yazılandır"
güzeldi
teşekkür kardeşim
selam ve saygılar
Yüreğin karşı tarafına seslenmedir aşk,
duyuramazsa , kendi yaktığı ateşte yanmadır aşk.
umutsuz olursa ,yanan ateşe benzin dökmedir aşk.
Yanmalar acı verse de eroin gibi bağımlılık yapar aşk.
Tebrik ederim saygılarımla.
su_misali(Gülhun Ertilav)
farklı ve güzel bir bakış açısı
teşekkürler yoruma
saygılar
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkürler, saygılar
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkür ederim Azimet Hocam
saygılar
Ne kadar güzel anlatmışsınız aşkı.
Aşk bir sarhoşluk olmamalı,
uyuyan kişiyi uyarmalı,
dilsizi dile getirmeli,
suya yazılmamalı,
görünür ve güçlü kılmalı gerçekliği.
İnsanı kara sevdalarda,
boğazı sıkılırca boğup durmamalı,
kişiyi özgürleştirmeli.
kısaca gerçekten yaşatmalı..
tebrikler,
selâm ve sevgimle..
su_misali(Gülhun Ertilav)
herkese göre değişiyor işte fikirler
teşekkürler güzel yoruma
sevgiler
su_misali(Gülhun Ertilav)
:)))
güzeldi
sevgiler
Güzel bir aşk ve sevda denemesi okuduk.Gönlüne sağlık Gülhun Hanım..Teşekkürlerimle.
su_misali(Gülhun Ertilav)
teşekkür ederim Kemal Hocam
saygılar
"Aşk" kelimesini telaffuzdan bile korkar oldum desem yalan olmaz inan ki. Öylesi uçlarda ve öylesi zıt, değişik tanımlamalar var ki; şaşmamak, o kavram kargaşası içinde boğulmamak mümkün değil. Belki de bunca sebeplerden en başta olanı; herkesin, sadece kendi duygularını "Aşk" olarak kabullenip, çevresinde olanlara hiç bakmadan, aşk sandığı duyguların pençesinde acıya terk halidir.
Nedense tanımlamalar ve zihindeki algılamalar, aşkın acılarla dolu olacağına dair oluyor ve o acının mutluluk verdiğine inanılıyor. Ne desem bilemiyorum bu duygulara... Bu acı çekmeye kılıf hazırlamanın ta kendisi değildir de nedir?
Şimdi bunları yazarken, belki beni aşk düşmanı sanacaklardır. Aşka bakışımı kınayacaklar da olacaktır. Oysa ben aşka inanırım ve aşkın acılarının da tatlı olduğunu bilirim. Ama nereye kadar? Hangi sınırlar içinde? İşte o sınırların tespitine de inanırım.
Kişi birini sevmiş, aşka dönüşmüş karşılıklı duyguları. Ne kadar güzel... Az zaman geçmiş aradan, bir taraf kendini mısır ambarında sanmış olacak ki; bir başkasına, derken sonra daha bir başkasına ve daha bir başkasına yol almış. Böyle düşünelim olayı... Böyle düşünelim; çünkü asrımızdaki aşk tekniği bu yolda... Kadın erkek ayırt etmiyorum. Herkes de böyle demiyorum asla.
O kadar çok ki çevremizde bu olayın benzerleri. Bir taraf "Nasıl olsa bana dönecek" diye ateşlerde yanarken, diğer taraf mavi sularda aşka değil; değişik aşklara yol almaktadır.
Bekleyen taraf için bunun adı aşk mıdır? Sevgi bu mudur? Yoksa bunun adı fanatizm midir?
Aşk; eğer sevgi suyuyla sürekli sulanıyorsa yüreklerde yeşerir, filizlenir. Ama bir taraf başka yerlerde geziniyor ve sevgi suyunu damlatmıyorsa yüreklere; o yürekteki aşk büyürken kupkuru bir odun haline gelir kısa süre sonra. Bir süre sonra da çürür ve yok olur.
Madem aşık olmanın amacı mutluluktur; o halde acı çekme arzusu nereden gelmektedir. Yürekteki odunları yeşertme gayreti niçin? Kupkuru bir odunun yeniden yeşerdiği nerede görülmüştür? O kuru odun sadece yanar... Ateşiyle de yakar. İşte aşk sanılan da budur. Odunun yanan ateşinin kavurmasıdır yüreği. Aynı anlarda diğer tarafın zevk ü safa içinde gezindiğini bile bile hem de...
.........
Çok yazdım biliyorum. Katılıyorum düşüncelerine. İlk insandan bu yana kesin tanımı konmamış aşkın. Her aşık kendince tanımlamış aşkı. Nasıl işine gelirse o acı içinde.
Ve öyle bir dünyaya gelmişiz ki... Ne kadar aşık var ise o kadar aşkın tarifi oluşmuş.
Güzel, düşündüren bir yazıydı. Tebrik ediyorum arkadaşım.
Nice güzel yazılara... Ve her insana nasip olmasını dua ettiğimiz nice mutlu aşklara... :)
su_misali(Gülhun Ertilav)
hocam değer verip, emek verip yazdığınız bu güzel yorumu dikkatlice okudum
kendi yazımı silip bunu mu eklesem diye de düşünmeden edemedim :))
"aşk mutluluk vermelidir"
aynı noktada birleştik
çok teşekkür ederim benim için değerliydi yorumunuz
her dem saygı ve hürmetle
aşk hakkında bir şeyler yazalım dedik de: usta her şeyi söylemiş...bize sadece okumak düştü.... yazmasını bilen kalem.....çok güzeldi.... saygılar sevgiler hemde en büyüğünden....
su_misali(Gülhun Ertilav)
elimden, dilimden geldiğince duygu aktarımıydı Tacettin abim
teşekkürler
saygılar her dem
bir yazarımız: sarhoşluk biri iki görmek, aşıklık ikiyi bir görmektir diye izah ediyordu...
yazıyı severek ve zevkle okudum...kutluyorum efendim...saygılarımla...HŞT
su_misali(Gülhun Ertilav)
"sarhoşluk biri iki görmek, aşıklık ikiyi bir görmek"
ne güzel bir tarif aslında
teşekkür ederim hocam
saygılar
Bana sor :)) diyesim geldi, nedense...
Aşk yüzyıllardır kalplerde. Habil ile Kabili bile birbirine düşüren o günden bu güne paylaşılmayacak ve üçüncü şahısları kabullenemeyecek kadar güçlü bir duygudur. Yaşayan bilir :) yaşamayan da sorgular durur.
Aslında yaşayan da yaşamayan da bir fikir yürütür. Ancak sadece aşkı imkansızlığın dibine vurduğu anların dahilinde, geçici ya da ömürlük körlükte yaşayan anlatır. Yürekteki yangının tarifi ve tasviri zordur. Ancak derin duygulara sahip empati yeteneği olanlar anlar aşığın halini. Aşk körlük halidir. Dünyada sadece "o" var sanırsın. Her şey "o"na endekslidir. "o" varsa varsındır, yokluğu ölüm gelir. Yokluğu düşünmek bile kalbe zarar duygulara hasar verir, durdurabilir kalbin atışlarını aşığın bir ana tezahür edecek yokluğu bile.
Zordur aşk. Kıskanırsın, yalnız iki kişilik sınırlarında yeşersin büyüsün istersin. Saygı duyulsun, benimsensin, izin verilsin, dışlanmasın istersin. Diline ayrılık sözlerini korkarak alırsın, aldığında gereklidir belki tazelenmelidir belki o vakit aşk. yaşadığın sürece nefesini tutarak yaşadığını zannedersin... Tabi buna yaşamak denirse... Karşılıklı ise sevda olur, anlamı büyür, masalsı olur. Karşılıksız ise kara sevda olur. Bir ömür kara bir taş gibi durur bağrında aşığın... Karşılıklı olup anlam ve değer kazanması bir ömür sürmesi dileğimiz... Aşk kalplerde değer bulur, aşk ayağa düşmesin hep sıcacık değer bilen yüreklerde kalsın.
Suya yazılmasın aşk, suya yazılan her şey kaybolur; berrak damlalar arasında kaybolup gider. Yokluğun sürmesi çekilmesin gözlerimize süzülmesin gözyaşlarımız... Yüzyıllara meydan okuyan büyük aşklar varolsun ve benim kalbimde ebedi hayatına dek yaşasın istersin. Bu saatte benim düşüncelerim ancak bu kadar dile geldi. Yazarım zaten kıssadan hisse yazarak, bizlere pay bırakmış. Naçizane aşka adanmış bir kalp ile dillendim kabul buyrunuz.
Tebrik, teşekkür ediyorum canım arkadaşım, aşkı aşkla yazdırdığın için...
Nicelerine, sevgilerimle...
su_misali(Gülhun Ertilav)
inadına aşk inadına sevgi
dünya sevgi üzerine kurulu
çok teşekkür ederim arkadaşım çok değerliydi katkın
her dem sevgiyle