S/ONSUZA MEKTUPLAR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İki yıl dolu dolu yaşamıştık seninle dokuz yıl önce; dört mevsimi geçemedik! İlk tanışmamızla bahar başlamıştı. Kanımıza bahar kokulu renkler, çiçekler bulaşmış mutluluktan esrik olmuştuk. Sonra yaz geldi, el ele dolaşırdık; kimi zaman fesleğenli patikalarda kimi zaman tozlu caddelerde…
Çakıl döşeli raylardan ne çok trenler gelip geçmişti, yolcularla selamlaşıp vedalaşmıştık. Hatırlıyor musun? Yağan yağmurlarla ıslandığımız günleri ve açılan çiçeklerle hemhal olduğumuz zamanları?
Ne güzel günlerdi, o günler
Ne çocukça hayallerdi, o hayallerimiz…
Bahar, yaz geçti; sonbaharı es geçtik. Ölümüne yeminlerin üstüne kahveleri içtik ve yadırganan gözler arasında iki kişilik dünyamızı sardık, sarmaladık. Ve hayata, aşkta da “biz varız” demiştik.
Güz mevsimi, sanki korsan aşk mevsimini yaşıyorduk, fırtınalar esti ayrılmadık, el âlem aramıza girdi ayıramadı bizi… Yıla, zamana ve mekâna direndik; zaferimizi öpücüklerle aşk kadehindeki şarapla kutsadık. “Ben ve sen’li” yazılı çentiklerle, yapraklarına yetim kalan ağaçların devasa gövdesine kalpler yontmuştuk. En azında biz de o ağaçlar kadar yalnızdık; dışlandık, yadırgandık çünkü bizim ki korsan aşktı!
Kar kuşların gelmesinin hemen ardında karlar yağmıştı. Yeryüzü beyazdan bir örtü giyinirken biz beyaz hayallerle beyaz gemiler yürütmüştük ve tüm yenilgilere rağmen hayata durmak, aşkımızı korumak adına dikenli yolları arşınlıyorduk. Her yüz, bin yüz olarak bize korkunç ve yabancı geliyordu; sıradan bir semtin sıradışı âşıklarıydık; yıldızlar tanıktı, gece ve çırçır böcekleri tanıktı tutkuyla bağlı olduğumuz sevdamıza…
Kış mevsimi ilk kez bu kadar sarsıcı, çetin ve aşılmaz olduğunu hissederken baharı beklemeye koyulmuştuk. Son umudumuz bahardı çünkü baharla yağan yağmurlarla, Nisan yağmurun bereketine inanıyorduk “Nisan yağmurunda aşk ölümsüzdür” ölümsüzlüğüne inanmıştık.
Sonra “Aşk duldası” dediğimiz hayal kâffe; kır papatyalarıyla kaplı küçük bir sıradağın eteğinde kurulu Hayal kâffede, közde hazırlanan sıcak, demli çaylar eşliğinde mutlu anlarımızı anımsadım.
Epey zaman uğramamıştım; en son geçen hafta hayal kaffeye uğramış, bizim oturduğumuz masada başkaları oturuyor gördüm.
Kış ayın maratoncu aylarıyla birlikte bahar, yaz da gelip geçmişti. Şimdi gene sonbahardı, yalnızlık sensizlik dokunuyordu bana ve içten içe sararıp dökülüyordum içimden… Hissettiklerime dokunan gündelik kargaşalıklar, bilinçaltı labirentlerine, damar geçitleriyle romantizm denilen belirsiz ve aldatıcı sevmeler arasında duran sevgi arayışı olduğunu öğrenmiştim.
***
Doğum, hayat ve ölüm üçgeninde aşk, yaşam piramidin en güçlü basamağıdır… İnsan doğar, hayatla yükselir ölümle doğduğu yere düşer. Yer kavramın soğuk olması bundandır ve gökyüzün özgürlük olduğu…
Bu gece yakamoz avına çıkmıştım. Gamzelerinden gülücükler düşmüştü denize; yağmurların inci damlaları sırtımı döverken aşkın yüceltisine bir kez daha tanık olmuştum. Bir ben değil yakamozlar da sarhoş olmuştu sulara düşen gülüşlerine…
Aksi ve yalancı mıydı sevişmeler?
“Evlilik, aşkı öldürür” bilimsel tanımlara aldırmadan inadına “evlenelim” ısrarın yüzünden ne hale geldiğimizi biliyorsun sanırım. İnancının, aşkının, sevdanın arasına koyduğun parasal mesafeler yüzünden ve paranın sıcaklığı karşısında aşkın eridiğini görmüştük; paranın bitiremediği sevgi ve açamadığı kapının olmadığını sayende öğrenmiştim!
Biraz itibar et!
Sol göğsündeki kan çanağına
Ki benim artık kırmızı değil!
“Canım” dediğimde hep uğruna akıtılan...
Gözlerin;
Tabiatın apansız getirdiği afetler
Gibi muammalar içinde...
Yabancı geceler
Üstümü örterken karanlığını
Buz titrerim,
Serin ve yalnızlık bir uyku sarar
Çocuk olamayacağım artık!
Kederim hudutsuz
Ve sınır ötelerimde sisler var!
Krimininal laboratuarında
Analiz bekleyen
Aşkınla yaralı bir kalbim var!
Bak enkazlar arasında
Gölgelerimdir cevelan…
Anlatabilmek için elit kitaplara muhtacız ve anlaşılabilmek içinse dost gibi bir sevgiliye…
/ Deman Ronahi /
YORUMLAR
İçten bir mektup, okuyanın içini acıtıyor ve anlıyor ki insan, bazı değerler paraya değişiliyor :( ...
Günün seçkisini kutlarım.
saygılar...