- 981 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
PATLAT BAKAYIM SEKİZ KİŞİYE BİR GAZOZ -9-
Efendim diyorduk ya Kadirizm akımında en önemi filmler genellikle fakir- fukara babası babalar üzerine idi diye ve de bu babalar zenginden alıp fakire dağıtıyordu hep diye, bir de şöyle bir konu vardı: Bu zengin milletinin kızlarına hep rahatlık ve o yüzme havuzlu villalar, mercedes arabalar batardı. İlle gidip fakir bir gecekonduda bir düzine çocuk yapacak, akşama kadar bulaşıktı çamaşırdı, yemekti anası ağlayacak, patates ve makarna yemekten imanı gevreyecekti. Yok arkadaş, alayı manyaktı bu zengin kızlarının. Bazen de zengin oğlanlarının... O sebeple de gerek köylerde ağaların kızları, gerekse şehirlerde holding patronlarının Pariste , Londrada özel okullarda eğitim görmüş evlatları gider nerede sümsük bir aç varsa ona aşık olurlar, hani öyle kısa dönem askerlik gibi bir aşk yaşasalar neyse aşkları ebedi olduğu gibi bir de babalarına karşı o heriflerle birlikte mücadele eder, hatta fabrikalar önünde ’’ Grev gözcüsü ’’ Önlüğü giyerek açlık grevi bile yaparlardı. Bu sahneler o zamanların konulu ve siyasi içerikli filmleri içinde en fazla yediğimiz sahnerdi.
Ancak Kadirizm Filmleri içinde çok çok muhteşem filmler de vardı ki bunlar içinde TATAR RAMAZAN En başta gelir. ( Şimdiki dizisinin tek bir bölümünü bile seyretmedim) Aynı şekilde Kadir İnanır- Türkan Şoray’lı ’’ DİLA HANIM da Türk sinemasının yüz akı filmlerdendir. ( Dizisi tam bir felaket ) Kadir İnanır’lı filmler içinde beni en çok etkileyenler içinde iki tanesini zikretmeden geçemeyeceğim.
Bunlardan birisi ’’ AH GARDAŞIM ’’ Filmi olup 1990 da çok ses getiren bir filmdi. Bir kütük altında kalan Kadir İnanır karda donmak üzeredir ve kardeşi o kendini salmasın diye, o hayatta kalsın diye ağabeyisini hayatta tutup o kütüğü üzerinden kaldıracak araç ve insanlar gelene kadar oyalamak için ona ’’ Ben senin karınla yattım ’’ Der Kadir İnanır bu sözü duyunca ölmemek için direnir ve üzerinden kütük kalkar kalkmaz kardeşinin üzerine tabancasındaki mermileri boşaltır. ( Gerçek hayatta yeğeni olan Levent İnanır’a ) Sonra kardeşinin onu hayatta tutmak için böyle bir yola başvurduğunu anladığında da ’’ Ah gardaşım ’’ Diye ağlar.
Bir diğer film ise ’’ KATIRCILARDIR ’’ 1987 yılı yapımı olan bu filmi seyretmeyen varsa mutlaka seyretmesini tavsiye ederim. Ben özellikle de Diyarbakırlı er Raci’nin ölüm sahnesinde hüngür hüngür ağlamışımdır bu filmde. Seyredin diye kasıtlı olarak film hakkında başka hiç bir şey yazmıyorum.
Gerçek hayatta Polis milletini sevmeyen bir insan olduğunu bir vesile bizzat kendisi söyleyen Kadir İnanır’ın yakın zaman filmleri içinde benim nazarımda tam bir şaheser olan filmi ise baş rollerini Pelin Batu, Müjde Ar, Gazanfer Özcan, Okan Bayülgen ve MFÖ nün Özkan’ı ile paylaştığı ’’KOMSER ŞEKSPİR ’’ Filmidir. O filmde kızı lösemi hastası olan bir Komseri canlandıran Kadir İnanır’ın Atatürk büstüne sarılarak ’’ Çok yalnızım be Atam ’’ Diye ağlaması pek çok taş kalpliyi bile hüngür hüngür ağlatmıştır. Hem dram, hem komediyi aynı anda bulabileceğiniz ender filmlerdendir ki ben bu filmde Özkan ile Müjde Ar arasındaki bir konuşmaya gülmekten yerlere yatmışımdır.
Yankesici Okan Bayülgen Pamuk Prenses masalını anlatırken tam da kötü kalpli kraçileye sıra gelir..Bir Mafya babası olan Özkan, Pamuk Prenses’in haline ağlamaktadır ve zalim kraliçenin adını duyar duymaz ’’ Orospu ’’ Diye bağırır...Anında Müjde Ardan cevap gelir ’’ Buyur beyzadem ’’ Özkan : ’’ Pardon bacım sana değil ’’ Der.
Efendim...Türk sinemasının en önemli jönlerinden birisi de şüphesiz Tarık Akan’dır. Türk sinemasına önce salon filmleriyle başlayan Tarık Akan daha sonra Hababam Sınıfında oynadı, sonraları o uzun saçlarını kestirmediği halde ve hâla bir salon beyefendisi, cici çocuk görüntüsünde olmasına rağmen bar fedaisini bile oynadı. Ve yine o cici çocuk halleriyle ama bu sefer yürek tellerimizi titreten bir filmle geldi karşımıza ki işte o filmde ağlamamak da mümkün olmadı. Bu filmde Baş rolleri Halit Akçatepe ve küçük yıldız Kahraman Kral ile paylaştı. Filmin adı. ’’SEVGİLİ DAYIM ’’ idi ve son derece duygusal bir filmdi. Lakin en az onun kadar duygusal olan ve baş rollerini Fikret Hakan ile paylaştığı ’’ ARKADAŞIM ’’ da Türk sinema seyircisine bol göz yaşı döktürten bir filmdir. Yıllardır kan davalısını arayan böbrek Hastası Fikret Hakan, onun birlikte hamallık yaptığı Tarık Akan olduğunu bilmemekte, bu gerçeği öğrenen Tarık Akan ise ’’ Arkadaş ’’ Olarak bağrına bastığı bu insana sonuna böbreğinin birini bağışlamaktadır özetle.
Evet..Tarık Akan - siyasi görüşü ne olursa olsun- Türk sinemasında bir ekol olmuş ve ilk başlardaki salon filmlerini hesaba katmazsak olgunluk dönemlerinde hep ses getiren filmlerde rol almıştır. Mesela Cüneyt Arkın Kara Mutarken de, Battal Gazi ya da Malkoçoğlu iken de saçlarına, favorilerine el sürdürtmezken Tarık Akan rolünün gereği o uzun saçlarını kestirmiş, gerektiğinde sakal bırakmış, gerektiğinde de otuz kırk kilo birden almıştır rolü için. Mesela baş rolünü Meral Orhonsoy ile paylaştığı ’’ PEHLİVAN ’’ Filmi için adam yüz otuz kiloya çıkmıştır.
Pehlivan da güzel bir filmdi. Özellikle de Kırkpınar’a çıkmadan önceki gece yapmaması gereken bir şeyi yapmış ve ve tamamen takatten düştüğü için altın kemeri kaçırmıştı. Ne miydi o yapmaması gereken şey? Karısı Meral Orhonsoy ile sabaha kadar cinsel ilişki tabii ki...İyi de arkadaş, Meral de Meral yani, adam n’aapsın?
Gerçek hayatta polis milletini hiç sevmeyen bir siyasi görüşten olmasına rağmen Tarık Akan, filmlerinde polis bile oldu ve uyuşturucu kaçakçıları ile pezevenklere göz açtırmadı. Bir nevi Sadettin Tantan ya da Hortum Süleyman’dı anlayacağınız rol icabı. Lakin polis olarak oynadığı filmler pek kimsenin aklında kalmazken Hülya Koçyiğit ile oynadığı ’’ DERMAN ’’ Filmi benim unutulmazlarım arasındadır. Adam resmen dondurucu bir kış mevsiminde atlı kızakçıyı oynadı bu filmde. Bıyıklarından, kaşlarından sarkan buzlar hâla gözlerimin önündedir.
Veeee..’’ ADAK ’’ Tarık Akan’ın en ses getiren filmlerinden birisiydi ki konu Hz İbrahim’in , oğlu İsmail’i kurban olarak adaması gibi , yıllardır erkek evlat hasretiyle yanıp tutuşan bir köylünün doğacak çocuğunu Allah’a adak kurban edeceğine dair yemin etmesi, çocuk doğduktan sonra da bir şeyhin ’’ Adağının gereğini yapmalısın ’’ emri ile çocuğunu boğazlaması üzerine bir filmdi. ( Bu filmin konusunun gerçek hayattan alındığı söylendi o yıllarda ) Veee yine çok önemli bir soyal yara olan berdelin işlendiği ’’ BERDEL ’’ de onun efsane filimlerindendir
Devamlı şekilde Cüneyt Arkın’a rakip olarak gösterilen Tarık Akan’ı sonunda Cüneyt Arkın ile aynı filmlerde de buluşturdu yapımcılar. Bu filmler içinde ’’ ALEV ALEV ’’ de rol arkadaşları Gülşen Bubikoğlu, ’’ PARAMPARÇA’’ da ise ’’ Bayan popo ’’ Lakaplı Sevtap Parman idi. Bu iki filmde de Tarık Akan iyi adam, Cüneyt Arkın ise -Resmen aldatıldığı halde- Kötü adamdı.
Hemen bu araya sıkıştırayım: Türk sinemasının Bayan Dudak’ı Türkan Şoray, Bayan Tebessüm’ü Hülya Koçyiğit, Bayan Zarafet’i Filiz Akın,Erkek Fato’su Fatma Girik, ( Piliç gibi hatuna neden erkek derlerdi hiç bilmem. ) Bayan Popo’su Sevtap Parman, Bayan Meme’si ( Göğüs ) Feri Cansel idi. Bayan Bacak ünvanı ise bir ses sanatçısı olan ve şimdilerde sokaklarda kokoreç satarak hayatını idame ettiren o zamanların çok ünlü şarkıcısı, Samanyolu ( Bir Şarkısın sen ) Şarkısıyla gönüllerde taht kurmuş olan Berkant’ın karısı Serpil Örümcer’e aitti. Yine ilginçtir. Türk filmlerinde bayan artizler zaman zaman baldır bacak sergileseler de öyle çırılçıplak, tamamen anadan üryan olmazlardı. Bu geleneği bozan ise yine - aslında bir ses sanatçısı olan - Seyyal Taner oldu.
Neyse konuyu dağıtmayalım. Tarık Akan- Cüneyt Arkın ikilisin baş rol paylaştıkları bir film de ’’ÇARK ’’ Olup buram buram sosyalizm kokan bir filmdi bu.
Cüneyt Arkın ile Tarık Akan arasındaki en bariz fark ise Tarık Akan’ın hiç bir tarihi filmde rol almamış olmasıydı...Son yıllarda yanlış bilmiyorsam bir tarihi filmde 31 Mart ayaklanmasını bastıran Mahmut Şevket Paşa rolünü oynamış ama baş rol değil tabii ki
Konulu filmlere devam......Ve Yasaklı filmler.
YORUMLAR
sami biberoğulları
Bu diziyle birlikte okuyucu sayım azaldı ama olsun..Sırf sen okumuş olsa sadece senin için bile yazardım ve yazmaya devam edeceğim..
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
''Gerçek hayatta Polis milletini sevmeyen bir insan olduğunu bir vesile bizzat kendisi söyleyen Kadir İnanır’ın''
Cümlesini kullandıktan sonra Kadir İnaır için de '' Siyasi görüşü ne olursa olsun '' Demenin bir anlamı var mıdır sizce? Bu memlekette oolisi sevmeyen siyasi görüşün ne olduğunu her kes bildiğine göre malumun ilanına ayrıca gerek var mıydı?
Ayrıca ben sanatçıları siyasi görüşlerine değil sanatçılık vasıflarına göre değerlendiririm ve her ikisi de yani Tarık Akan da Kadir İnanır da büyük sanatçılardır.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Yeni yılın kutlu ve mutlu olsun.
Selam ve sevgilerimle.
hocam gerçekten emek dolu bir yazı dizisi olmuş
geçmişten bu filmleri hafızanızdan tek tek çıkarıp yazmak öyle kolay değildir
emeğe ve paylaşıma teşekkürler
saygılar
sami biberoğulları
Yazdıklarımın dışında daha pek çoğu da yazdıktan sonra aklıma geliyor. Bu arada arkadaşlar da hatırlatıyorlar ''Hocam şu film de vardı diye'' Bu arada merak edip araştırıyorum mesela Türkiye'de sadece bir günde çekilmiş bir film var. Bir bayan aktrist bir senede 300 ün üzerinde filmde oynamış vs...Bunları hep yazacağım ileriki bölümlerde.
İlgine teşekkür ediyorum tekrar.
Selam ve sevgilerimle.
Tv ler çıkıncaya kadar sürdü saltanatları,tebrik ederim hocam saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Kıymetli hocam
sizin bu güzel yazı dizisini okurken birşey dikkatimi çekti yazınızda geçen filimlerin bir çoğunu seyrettim ve her biri insanı içine çeken özellikle oyunculuk kabiliyeti yönüyle şahane filimlerdi.o dönemin artizlerinin oyunculuk ve rol kabiliyetleri, şimdiki jenerasyon genç kuşak artizlerde pek yok gibi acaba o ruhmu kayboldu yoksa o dönemin sınırlı imkanlarından kaynaklanan başarma hırsı vs gibi etkenlerdenmiydi bilemiyorum fakat eski kuşak sinemacılar daha başarılı gibiydi yada bizleremi öyle geliyordu ne dersiniz?
saygı selamlarımla.
sami biberoğulları
Eski filmlerle yenileri arasındaki en bariz fark şu bence: Eski filmlerde topluma bir mesaj verilmek isteniyordu ( O klasik Yeşilçam ve seks filmleri dışında ) Şimdikilerde ise amaç daha çok eğlendirmek, güldürmek, hoşça vakit geçirtmek ama bir mesajı filan yok. Mesela hasılat rekorları kıran Gora, Recep İvedik, Eyvah Eyvah...Bir mesajı olmayan filmler Haaa..Bu arada zamane de arasıra güzel filmler yapmıyor değil tabii ki..Eşkıya, Ejder Kapanı, Issız adam vs gibi.
Selam ve sevgilerimle.