- 870 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Eski bir aşk hikayesi
Yıllar önce ama on iki eylül günleriydi.
Bir gün genç adam içerde iken bir haber aldı. Okundu olarak mühürlenmiş olan kağıtta onun ismi yazılıydı.
Heyecanla okudu okudu..Cümleler bitsin istemiyordu ama cümleler ve harfler kısa bir sürede bitti. Son cümle ise o zamanlar polisler tarafından en tehlikeli olan kelimelerdi
“Seni seviyorum ve hep bekleyeceğim”
Liseden abisi ve kendisi arkadaşıydı.Aynı duyguları paylaşıyorlardı
Mütavazi bir ailenin kızıydı..Ahım şahım bir güzelliği olmasa bile yürekliydi hani
Abisi ile ne zaman evlerine varsa kızın gözleri ışıldar ne yapacağını şaşırırdı.
Kimi zaman ise hadi artık yeter bana o sözü söyle dercesine yalvarır gibi bakardı
Genç adam anlardı
Ama o zamanlar bir kızla duygusallık yaşamak yasaktı..
Bir gün yine de konuyu abisine açtı. "Siz bilirsiniz" dedi. "Bacımı da seni de tanıyorum çünkü."
Gonca (adı Gonca değil) kendisini çok iyi yetirştirmiş kültürlü bir kızdı.
Genç adam kısa bir süre sonra kendisi içerde iken kızın abisinin ciğerlerinden hastalanıp öldüğünü duydu.
Aile yıkılmıştı. Tabi kendiside..Genç adamda arkadaşının ölmesi öylesine derin yaralar açmıştı ki bu güzel aileye benim zararım olmamalı diye düşündü. Çünkü savcı haklarında otuz altı yıl istiyordu.
Gonca ise mektubunda “Seni seviyorum, bekleyeceğim” diyordu.Buna hakkı yoktu..Bir ailenin ikinci defa yıkılmasını istemiyordu.
Bir gün mahkemenin kararı ile Askeri cezaevine nakledilecekleri haberi geldi. Genç adam bir arkadaşı ile nakile hazırlandı. Tam yola çıkacakları sırada sorumlu başçavuş yanlaıına gelip genç adama şöyle dedi
“Adı Gonca olan ve seninle görüşmek isteyen bir kız var, ne dersin ?”
Genç adamın damarlarındaki kan hızlandı, heyecanlanmıştı. Ve çok da sevinmişti. Fakat..
Fakat aklına otuz altı yıl geldi..Dile kolay otuz altı yıl..Sevinci bir anda buz kesti.Ona kıyamazdı.
Kelepçeli ellerini gözlerine doğru götürdü. Gözleri bir anda nemlendi..
Başçavuşa dönüp kati bir ses tonuyla cevap verdi
“Öyle birini tanımıyorum”
Ve içinde jandarmaların da bulunduğu araba Konya Sıkıyönetim askeri cezaevi’ne doğru hareket etti.
Aradan yıllar geçti.Genç adam ve arkadaşı otuz altı yıl değilde on yıl ceza almışlardı.
İçerden çıktıktan sonra onu sordu. Genç kız onu çok beklemiş ama gelmeyecrğini anlayınca nişanlanmış düğün olmak üzereydi.
Düşündü ve kararını verdi “Sakın dokunma”
Ama dokundu..Ama günah ondan gitmeli vicdanı rahat etmeliydi..
Genç kızın evlerine vardı ve kapıyı çaldı.
Genç kız onun geldiğini penceeden görmüş heyecana kapılmış, saklanmıştı. Öyle ya evlenmek üzereydi.
O gün kapı açılmadı
Ertesi gün genç adama yaşlı biri seslendi.O kadın annesi kadar sevdiği Hatice teyze idi
Hatice teyze tam bir Osmanlı kadınıydı
“Evlat “ dedi “Seni öz oğlum kadar severim bilirsin.Ama Gonca senin artık bacın”
Ve orada o an her şey noktalandı.
Aradan yıllar üstüne yıllar geçti.Adam edebiyatı ve şiiri çok seviyordu. Bir gün bir şiirine hiç tanımadığı biri kod adı bilmem ne diye yorum yapmıştı.Önce önemsemedi..Fakat kafasına takıldı böyle bir isim..
Nedense o ismi unutuverdi.
Aradan bir yıl kadar geçti. Bir gün o şiirini gözden geçirir iken o ismi yine gördü.
Yorum yapan kişi kızlık soy ismini kullanmıştı. Adam elinde olmadan
“Aman Tanrım !” dedi.”Aman Tanrım bu o !”
Evet o idi..Ben geldim demişti. “Ben geldim.”
Ama aradan yıllar mevsimler asırlar geçmişti.Ona dokunsa her şey param parça olacak, hayat duracaktı.
Oysa dünya dönüyordu..
Dönerken inmek ise mümkün değildi artık
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.