- 518 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HÜZNÜN RENGİ NEDİR?
Hava daha tam kararmamıştı. Çok sıkılmıştım. İçimi bir kasvet kaplamıştı. Saat yedi civarıydı sanırım. Uzun yıllardan sonra geldiğim bu ev üstüme üstüme geliyordu. Her yer tozlanmıştı. İçeride bir rutubet havası hakimdi. Bir an nefes alırken zorlandığımı hissettim tıpkı küçükken hissettiğim gibi… Pencereye doğru ilerledim. Yaklaştığımda yağmurun sesini duydum. Cama çarpan her damla şeffaf, tertemizdi. Fakat yere düşen her yağmur damlası kirleniyordu. Gri ile kahverenginin arasında bir renge dönüşüyordu. Daha sonra montumu aldım ve evden usulca çıktım. Yağmurun dinmesiyle toprak kokusu dağılmış yolda yüzüme esen rüzgarın ters yönüne doğru yürümeye başladım. Artık her yer zifiri karanlığa teslim olmuştu. Ağaçların uğultusu kulaklarımı tırmalıyordu. Yere düşen yapraklar sarı bir halıydı sokakta adeta ve benim içimde git gide büyüyen bir boşluk…
Yıllar önce yine böyle bir akşamdı. Çok küçüktüm, hayal meyal hatırlıyorum. Kurstan sonra eve dönmüştük annemle. Kapıyı defalarca çalmıştı annem ama açan olmadı. Çocuk aklıyla pencerenin önünde duran mor menekşe saksısının altındaki anahtarı bulup anneme verdim. Aklımda kalan son şey annemin kapıyı açarken ellerinin nasıl titrediği ve içeri girdiğimizde ki o manzara. Babam artık yoktu. O geceden sonra bende yağmurdu hüznün rengi aydınlıkta bile…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.