Tanrıya Mektup.
Merhaba,
Ben, senin beni yarattığına inanan bir kulunum.
Seni hiç görmedim ve hiç bir zaman da göremeyeceğim.
Kitaplarında kendinden bahsetmişsin, elçiler göndermişsin.
Bu hayat bir sınav demişsin.
Öyle güzel bir mekanın varmış ki cennet diyorlar adına.
Ve bir de cehennemin.
Adını anınca bile tüyleri diken diken eden.
Düşünüyorum da, acaba bunlar olmadan sana inanamayacağımı mı düşündün?
Ya da şöyle söyleyeyim.
Cennet bir rüşvet, cehennem ise bir tehdit mi?
Bunların hepsine bir cevabın vardır o kesin.
Ben ki şu aciz aklımla yaptıklarında bir kusur bulacak değilim elbette,
Bulabilme ihtimalim varsa bile buna izin vermezsin herhalde.
Bilmem haberin var mıydı önceden ama,
Biz yarattığın insanlar da bir şey yarattık senin dünyanda.
Her dilde farklı söylenen fakat her yürekte aynı hissedilen.
Öyle güzel bir şey ki, tıpkı senin gibi.
Aşk diyoruz adına.
Bazen taptığımız oluyor aşık olduklarımıza,
Lütfen gücüne gitmesin insanız sonuçta.
O kadar çok değer verdiğin israiloğulları gibi, sana söz verip sonra tekrar puta tapmıyoruz en azından.
Ama çok tuhaf olan bir şey var. O da ne biliyor musun?
Kimseyi tehdit ederek aşık edemiyoruz kendimize.
Rüşvet vererek aşık ettiklerimiz ise samimi olmuyor hiç bir zaman.
Biliyor musun, ben seni gerçekten çok seviyorum
Ama platonik bir aşk bu,
Sana secde etmesem, her gün seni anmasam
yalvarıp yakarmasam aşkıma karşılık bulamayacağımı biliyorum.
Öyle yazıyor kitaplarında ve öyle diyor sana ’’inandıklarını’’ söyleyen kulların.
Oysa ben, seni sadece sen olduğun için seviyorum.
Bir kez olsun görmeden, bir kez olsun duymadan.
Sadece seviyorum.
Çıkarsız ve gönülden.
Keşke bir gün sen de beni böyle sevsen..
Takılmasan işte..
İçtiğim bir kadeh şaraba..
Baktığım kadına..
Örtmediğim başıma..
Adına öldürmediğim insana..
Keşke...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.