- 1493 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
TEMİZ SEÇİM, TEMİZ SİYASET, TEMİZ TOPLUM!
Türkiye’de yaşayan bir insan olarak yıllardır temiz toplum özlemi çekmediğimi söylersem yalan olur. Ne büyük sosyal feciatlar yaşandı da ülkemizde , çoğunun hesabı görülemedi. Vicdanlarda kanayan yaralar dindirilemedi.
Nice faili meçhul cinayetlere kurban giden masum aydınlarımızdan, bilim adamlarımızdan tutun da, nice rüşvet, vurgun, soygun, usulsüz ihale, Ö.S.Y.M. sınav sorularının çalınması gibi olaylar peş peşe birbirini kovalarken, yargı organı ne yazık ki üstüne düşen görevi lâyıkıyla yerine getiremedi, güvenlik kuvvetleri olayların aydınlatılması için gerekli ve yeterince çabayı ya sarfetmediler, ya da sarfedilen çabalar karanlık odaklarca engellenerek, pek çok olayın üstüne kül ekildi.
’BAĞIMSIZLIK BENİM KARAKTERİMDİR’ diyen, Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk’ün bu sözünün altında, bireyden toplumun kurtuluşuna giden ışıklı bir yol haritası çizilmektedir aslında. O, aldığı tüm kararlarda, ulusunun, devletinin, varlığı, bütünlüğü ve dirliği için ulusun yurtsever güçleri ile işbirliği içinde, kendi öz dinamik güçleriyle seferber olmuş, tüm enerjisiyle gece gündüz demeden ömür boyunca çalışmıştır. Kişisel çıkarlarını hiçbir zaman ülkesi ve ulusun çıkarlarından üstün tutmamış, ön plana çıkarmamıştır. Tüm dünyanın, gücünü, dirayetini ve dehasını kabul ettiği bu büyük önder, halen fikirleriyle geleceğimizi aydınlatmaya devam etmektedir.
TEMİZ TOPLUM NASIL KURULUR?
Temiz toplumun kurulabilmesi için, bireylerin temiz olması gereklidir. Dolayısıyla bireyden devlete varan tüm kademelerde temizlik, vazgeçilmez bir ön koşuldur.
Bu temizlik, çağdaş bilgi ile donanmış olmak ve tüm insanlığın çıkarlarını ulusumuzun çıkarlarıyla ortak bir işbirliği zemininde, karşılıklı çıkarları dengelemekle ancak olur. Bu işbirliğinde ülkenin kaynakları hoyratça yok edilirse, toplumsal refahın olmadığı bir toplumda bireyler arası çıkar kavgaları daha bir ön plana çıkarak, kısır çıkar çatışmalarına dönüşecektir.
Geleceğe at gözlüğü ile bakan politikacıların elinde, BİREYLERİN BİRBİRLERİYLE ÇATIŞMASININ ÖNÜNE GEÇİLEMEYİŞİNİN NEDENİ İSE, BİREYLERİN ALDIĞI EĞİTİMDEN ve TERBİYEDEN KAYNAKLIDIR! BİZZATİHİ BAZI POLİTİKACILARIN, MEYDANLARDA HALKI BİRBİRİNE KARŞI SAVAŞ AÇMAYA DAVET ETMEKTE OLDUKLARINI SON GÜNLERDE MEYDANLARDA VE EKRANLARDA HAYRETLE İZLİYORUZ! Bu çatışmaların tabanda var olan temel nedeni ise, ekonomik ve siyasidir. Üretim araçlarını kullanan ve iş gücü potansiyelini elinde bulunduran en güçlü kesim, yeterince sınıf bilinci almamıştır. Keza sendikal örgütlenme özgürlüğü için de devletin koymuş olduğu yasaklamalar, insanları korku ve yılgınlığa itmekte, dolayısıyla tepeden tırnağa egemen sınıf ideolojisi ve yaptırımları baskın kılınmaktadır. Bu yöntem ile idare etmek ve edilmek toplum için bir kurtuluş sağlayacak reçete değildir. Her şeyin anası özgürlüktür, yapmanın anası ise bilmektir. Özgürlüğün olmadığı bir ortamda düşünceler boy vermez, dolayısıyla toplumsal geri kalmışlık sürer.
Özgür insan, kendine güven duygusu kazanır, kendine yetmesini öğrenir, asalak ruh halini üstünde barındırmaz ve başkalarının özgürlüğü için de uğraş verir. Toplumun aydınlatma meşalesi olan aydınlar, zindanlarda çürütülüyor ise, toplum karanlığa mahkûm ediliyor demektir. GelişmeniN önünde tarihe ayak direyenler, elbette tarihin çöplüğüne atılacaklardır. Bu nedenle özgürlük mücadeleleri, tarih boyunca hep gerici güçler ile ilerici güçler arasında; egemen sınıfın üst yapısını kurumsal olarak oluşturan ruhban sınıfı yandaşları ile bilimden yana olanlar arasında geçmiştir.
TEMİZ SEÇİM:
Temiz seçim, yurttaşların hiçbir baskı ve engellemeye maruz kalmadan korkusuzca seçme hakkı iradelerini sandıkta beyan etmesiyle, sandıkların doğru oy sayımı ve bunun genel sayıma DOĞRU VE GERÇEĞE UYGUN intibak ettirillerek, nihai olarak kendini yönetecek kişileri vekil sıfatıyla parlamento aritmetiğine yansıtmasıyla sağlanır.
Ancak geçmiş seçim dönemlerinde ülkemizde seçmenlerin serbest ve özgür iradelerinin para mukabili satın alınmasına kadar varan olaylara da tanık olduk. Bu elbette ulusal iradenin gerçek anlamda oluşmasının önünde ciddi bir engeldir. Nasıl olur da birileri kalkıp, sahte oy pusulaları üreterek, seçmenden gerçek oy pusulasını geri getirdiği takdire 200. TL para ile ödüllendirir(!) Bunlar oldu , yaşandı ülkemizde, kim ne yaptı buna mukabil? Unutmayalım ki bu sahtekarlığı yapanların bu davranışları, ileride daha büyük sahtekarlıkları yapacak olduklarının emaresidirler.’ Çünkü, ’ Küçük kusurlar, büyük kusurların anasıdır.’
KLONLANMIŞ OY YA DA KLONLANMIŞ SEÇMEN OLUR MU?
Son günlerin en dikkat çekici söylemlerinden birisi benim için, imalı bir mesaj niteliğinde olan, ’Demokrasiye yapılacak tek müdahelenin sandıkta yapılacağı’ söylemidir. Bu nasıl olur, kusura bakmayın, artık bu ülkede olan biten bunca maskaralıktan sonra aklıma hiç de iyi olasılıklar gelmiyor bu hususta ve yine bir vekilimizin aktardığına göre, ’Antalya’da Elli binden fazla seçmenin adı seçmen listelerinde yer almıyor.’ haberinin ardından otomatikman şöyle düşünüyorum: Geçmişte sahte kimliklerle mükerrer oy kullananlar ve seçimi bu yöntemlerle kazanma yarışına girenler, bu kez taktiklerini biraz daha geliştirerek, OY KLONLAMA, SEÇMEN KLONLAMA YÖNTEMLERİNE DE BAŞ VURABİLİRLER!!!
OY KLONLAMA YA DA SEÇMEN KLONLAMA NASIL YAPILIR?
Siyasi parti olarak, kazanma olasılığınızın az olduğu bölgelerdeki seçmenlerin kaydını alır, kazanma olasılığınızın daha yüksek olduğu bir bölgeye takviye oy potansiyeli yaratmak amacıyla kaydırırsınız. Ancak bunu yaparken, kaydırdığınız seçmenlerin sadece kendi partinize kayıtlı seçmenler olması da gerekmez! Bu kaydırılan kişiler adına bir ya da daha çok yeni sahte kimlikler düzenleyerek, kişileri klonlamış olursunuz? Onların kullanacakları oylar da klonlu oy sınıfına girer.
YANİ AÇIKÇA ŞUNU SÖYLEMEK İSTİYORUM: SİZİN ADINIZI TAŞIYAN BAŞKACA BİR ŞAHIS, SİZİN GERÇEK KİMLİK BİLGİLERİNİZ İLE VE GERÇEK T.C. KİMLİK NUMARANIZ İLE SADECE KİMLİKTE Kİ RESİM, KİMLİĞİ TAŞIYANIN FOTOĞRAFI OLMAK KOŞULU İLE SEÇİMLERDE OY KULLANMIŞ OLABİLİR! BUNA KARŞI ALINMASI GEREKEN EN İYİ ÖNLEM ELBETTE SAĞ İŞARET PARMAĞINDAKİ TIRNAĞIN SİLİNMEYEN MÜREKKEPLE BOYANMASIDIR! DEMEKKİ BUNU O BİÇİMDE UYGULAYANLARIN BİR BİLDİKLERİ VARDI Kİ BUNA GEREK GÖRÜLDÜ. BUNU ÇAĞ DIŞI, ARTIK MEDENİYETE YAKIŞMIYOR GİBİ GEREKÇE İLE KALDIRMAK, MEDENİYETE YAKIŞMAYAN YOLSUZLUKLARIN DAVETİYESİ OLACAKTIR!
Elbette bu tür klonlama eylemlerine karşın önlem olarak, bu tür usulsüzlük ve sahtekarlıkları yapanlara karşı çok ağır cezai müeyyideler uygulatmak için, yasal prosedürlerin neler olması gerektiği üstünde yüce parlamentonun onurlu vekilleri bir gayret sarfeder(!)
Oysa bizlerin seçmen olarak görevi, yolsuzlukların tarihini yazmaya hizmet etmek değil, ’geleceğin uygarlık ufkuna yeni bir güneş gibi doğmak’tır.
Yeni bir seçim dönemi yaklaşırken, ne olur seçmen listelerinde adınızın var olup olmadığını kontrol ediniz ve oyunuzu kimseye satmayınız. Bu üke bizim, hepimizin; kardeşçe bir arada ve barış içinde, daha özgürce bir yaşam için!
Ülkem insanlarına en yürekten saygılarımla.
Şaban AKTAŞ
28.12.2013
FOTO: TUNA ÖZDEMİR
YORUMLAR
Çakal işi:
Evet mührü basılmış oy pusulalarının niçin hazırlandığını biliyor musunuz?
"Ben de geçenlerde arkadaşla konuşurken öğrendim; demiştim ki para veya kömür falan gibi şeyler karşılığı nasıl oy veriyorlar yani istiyorsan al verdiklerini ama oyunu kime istiyorsan ona at diyordum ama kazın ayağı öyle değilmiş;
Arkadaş dedi ki sana vadettikleri karşılığında önceden evet mührü basılmış oy pusulası veriyorlar ve sen oy kullanmaya gittiğinde boş oy pusulasını alıp kabine girerek orada boş oy pusulası yerine sana önceden verilmiş olan evet mührü basılı pusulayı zarfa koyuyorsun sonra sende kalan boş pusulayı götürüp sana vadedileni alabilmek için adamlara veriyorsun.
Boş pusula getirmezsen sana vadedileni alamıyorsun. Böylelikle oy satın alma işlemi garantiye alınmış oluyor."
Alıntı
Ey ana muhalefet, ne yapılıp edilip bu
KLONLANMIŞ SEÇMENLER ORTAYA ÇIKARILMALIDIR!!!
YOKSA AĞZINIZLA KUŞ TUTSANIZ HAVA DİYORUM..
Aşağıdaki açıklama Face*oktan alınmıştır...
PAYLAŞALIM
Seçimlerde hile şüphesi . . .
Bir elektrik mühendisi okurum var. Adı bende mahfuz… Bir e-mail yollamış:
“Ben, seçimlerde hile olacağını düşünüyor, tüm partileri uyarıyorum.” diyor ve ekliyor:
“Neden mi böyle düşünüyorum?
Yüksek Seçim Kurulu bu yıl Türkiye’nin seçmen sayısını 54 milyon olarak açıkladı.
Uzun yıllardır incelerim. Her seçim döneminde ülkemizin seçmen sayısı yaklaşık yüzde 3.3 oranında artarken bu dönem birdenbire zıplama yaparak artış yüzde 23.38’e yükseldi.
Böyle bir şey olur mu?
Olması mümkün mü?
Hesap kitap bilen herkes için bu oran şüphe uyandırıcıdır.
4 yıl içinde 10 milyon seçmen artışının nasıl olabileceği, mantıklı, inandırıcı bir şekilde açıklanmalıdır!
Ben hesapladım. Türkiye’nin gerçek seçmen sayısı 54 milyon değil, 47 milyondur.
Açıklanan rakamla bunun arasına 7 milyon fark vardır.
Aklı olan herkesin bundan kuşku duyması “Seçimler de hile mi olacak?” diye şüphelenmesi gerekiyor!
Tüm partilere sesleniyorum. Artık uyansınlar!
1-Şayet seçim günü bir bölgeden diğer bir bölgeye insanlar araçlar ile yoğun biçimde transfer ediliyor ise
2- SAHTE MÜHÜR VE KLİŞELER İMAL EDİLİP, MATBAALARDA SAHTE KİMLİK CÜZDANLARI VE SAHTE OY PUSULALARI BASILIYOR İSE
3-KADINLAR EV EV TOPLANTILAR YAPIYORSA
4- Mevlana ziyareti adı altında insanlar gezilere gönderiliyorsa
Altında mutlaka bir bit yeniği vardır!