- 701 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
PATLAT BAKAYIM SEKİZ KİŞİYE BİR GAZOZ -4-
Sinema dünyasının en en fazla iş yapan filmlerinden bir bölümü de korku filmleriydi. Bizim Türkler her nedense korku filmlerine hiç yönelmediler ya da ben hatırlamıyorum Türk korku filmi...Bir tane var çok ileriki yıllarımda... Ondan bahsedeceğim.
Korku filmi deyince elbette ki yabancı filmler akla gelir ve yine korku filmi denince akla gelen ilk isim Alfred Hitchcok tur. Bu herif yönetmendir ve her yönettiği filmde mutlaka bir kaç saniye kendini gösterir. Bu herifin de üç as oyuncusu vardır: Biri Boris Karloff, Öteki Peter Kuşhing, bir diğeri Athony Perkins...Biri Frankeştayn, öteki Drakula, ve sonuncusu da Sapık
Efendim bu iki manyak da ( Yani Frankeştayn ve Drakula ) insanları korkutmak için olmadık haltlar yaparlar lakin aslında çok korkak olan beni bile öyle çok da korkutamazlardı. Onlar korkutamadığı gibi gelmiş geçmiş en sapık ’’SAPIK’’ olan Anthony Perkins bile öyle fazla korkutmadı beni...Sanırım gittiğim o filmlerden hiç bir halt anlamadığımdan olsa gerek. Adamlar bir tarafta kesiyorlar, biçiyorlar, kan gövdeyi götürüyor, mide, barsak, apandist, dalak ne kadar sakatat varsa ortalıkta sürünüyor,seyircinin ya gözleri fal taşı gibi açılmış, ya altına kaçırmış, ya da öğürüyor bu manzaralar karşısında, ben oturmuş mal mal çekirdek çitleyip gazoz yudumluyorum. O şekil yani.
Daha sonra Bazı hayvanları sürdüler piyasaya sırf ben korkayım diye. Önce Godzilla diye bir kertenkele azmanı arz-ı endam etti. Ama kim takar Godzillayı..Alt tarafı iri kıyım bir sürüngen. Baktılar ki korkmuyorum, bu sefer bir orangutanı sürdüler önüme. Neymiş efendim Kink-Kong imiş. Ulan alt tarafı benim rahmetli pederden biraz daha iri bir yaratık..Nesinden korkacağım onun? Yok ama kafaya koydular ya beni korkutmayı, bu sefer de Doktor Jeykıl diye bir kıl çıktı karşıma. O da bir ilaç var içiyor hayvan oluyor, içiyor insan oluyor. Yahu toplumda o kadar çok ki bir gün insan, bir gün hayvan olan... Doktor Jeykıl biraz etkilese de ondan da o kadar korkmadım..Üstelik de henüz on sekiz yaş altıyım.
Vay sen misin korkmayan ? Sonunda öldürücü darbeyi indirdiler. Ben on dokuz yaşlarındayken filan bir film sürdüler ki vizyona korkmamak için mangal gibi yürek, değirmen taşı gibi popo lazım. Reşit olana kadar öcülerle, hortlaklarla korkutulan ben işte bu film yüzünden -hem de on dokuz yaşında bir delikanlı olduğum halde- Tam bir hafta geceleri kabuslar gördüm ve yorganı kafama çekerek uyudum.
Efendim..Bu film, Baş rolünü Linda Blair’in oynadığı Exorcit, Yani ŞEYTAN filmiydi. Arkadaş olmaz böyle bir şey...Namussuz şeytan, sen gel genç ve dünyalar güzeli bir kızın içine gir. Kız bazen şeytan gibi konuşuyor, bazen yatağı tavana yükseliyor, kızın boynu kendi ekseni etrafında fırıl fırıl dönüyor. Velhasılı kelam kızda her türlü numara var. Hele bir de eline makası alıp mahrem yerine daldırıp daldırıp çıkartması yok mu? Benim tüm saçlar kirpi gibi olmuş, vaziyette ve paçalarımdan asağıya doğru bir sıcaklık iniyor Bakırköy- Bahçelievler ( adını unuttuğum ) Sinemasında. Ve ben on dokuz yaşındayım..Allah kahretsin. Sapıklara, King Konglara, Hatta insanı delik deşik eden KUŞLAR’a direnen ben, basit bir Avrupalı köylü kızı yüzünden ne hallere düştüm. Hele bir de Bakırköy Lisesinde bu filmin ne kadar korkunç olduğunu anlattığım kız arkadaşlarımın ’’ Aaaa..Nesi korkunç ayol, biz gittik, gülmekten öldük ’’ Demeleri yok mu? Hani yer yarılsa da içine girsem evladır.
Yıllar sonra bu Şeytan’ın Türk versiyonu da yapıldı. Baş rolünü Canan Perver’in oynadığı bu filme de gittim ve Bizim Agah Hün bir hoca olarak kızcağızın içindeki şeytanı çıkarmak için uğraştıkça ve Cihan Ünal da ona yardım etmeye çalıştıkça bol bol kahkaha attım. Yıllar önceki Linda Blair’in oynadığı Şeytan’dan neden o kadar korktuğum için de film boyunca kendimi tokatladım durdum.
Ama sizlere tavsiyem..Huuu Ayşe 09 Bacım özellikle sana tavsiyem ( Madem ki bilgisayarı enişte beye kaptırdın, mademki adamcağız kaç gündür Hint Filmi seyrediyor diye bilgisayardan mahrum kaldın...Bak sana harika bir film tavsiye edeceğim. Onu seyrettir enişte bey’e bak bakalım bir daha film seyredeceğim diye senin bilgisayara el koyuyor mu?
Evet efendim.Hem korku hem gerilimi doruklarda yaşamak, film boyunca çığlıklar atmak istiyorsanız size tavsiye edeceğim film ne Şeytan, ne Sapık ne de Kink-Kongtur. Benim nazarımda korku ve gerilim dalında iki film vardır. Tavsiyem ilki olan yani bu alandaki en eskisi olan OMEN yani ’’ KEHANET ’’ İle işe başlayın. Yalnız dikkat edin bu adla çok film vardır. Siz baş rollerini Gregory Peck ve Lee Remick’in oynadığı Kehanet filmini bulun ve izleyin bu 1976 yılı yapımı fimi. Gerilim nasıl bir şeymiş anlayacaksınız. O kesmedi mi? O zaman yakın zamanların en dehşet gerilim filmini tavsiye edeyim ki bunu hepiniz biliyorsunuzdur mutlaka : HANNİBAL....Baş rolünü Anthony Hopkins’in oynadığı bu film de şu yaşımda bile bana oldukça büyük bir korku ve gerilim yaşatmıştır. Hele de Hannibal’ın o kafa tası içersinden oldukça başarılı bir şekilde aldığı beyini uçakta bir çocuğa ikram etmesi sahnesi... Aman Allah’ım...Hatırladıkça tüylerim diken diken oluyor.
Gavur milletinin bizi korkutmaya çalıştığı o yıllarda bizimkiler tam aksi yönde bir yol izleyerek güldürmeye çalıştılar. Daha önceleri Turist Ömer, Küçükhanımefendi , Kezban serisi gibi filmlerle güldürmeye çalışırlarken 1970 li yıllarda piyasaya bir film sürdüler ki evlere şenlik. GÜLLÜ...Türkan Şoray ile Ediz Hun’un başrollerini oynadıkları bu film oldukça gırgır, şamata bir filmdi. Filmin en unutamadığım sahneleri ise birincisi Türkan Şoray’ın evinin damına çıkıp kedi gibi miyavlarken ’’ Ula toreniz batsun, adetunuz batsun ’’ Diye sitem etmesiyle yine Türkan Şoray’ın İmam kılığında evine gelen kanlısı Taka Nuri’nin ( Yani Ediz Hun ) her sözüne ’’ Haklusunuz’’ hoca efendu dedikten sonra. Hoca Efendinin ’’ Anlaşıldıııı..Demek ki neymiş? Kan davası çok günah bir şeymiş..Şimdi ne yapacaksın bakalım? ’’ Sorusuna ’’ Furacağum ha o iti ’’ Diye cevap vermesine gülmekten ölmüştüm.
Güllü filmi bizlere kimi kazandırdı biliyor musunuz? Kemal Sunal’ı. Evet bu filmde sadece bir kaç saniye yüzünü gördüğümüz Kemal Sunal güya Güllüyü öldürecek olan bir kiralık katildi. Güllüyü öldürmek için gelmiş ve bahçe duvarından o sırada Taka Nuri tarafından atış talimi yaptırtılan Güllü’yü seyrediyordu. Güllü yanlışlıkla Kemal Sunal’ı kulağından vurdu. İşte hepsi bu kadar olan bu sahnede Kemal Sunal bir göründü, pir göründü. Herkesin dilinde o vardı. O müthiş komik suratı hiç kimse unutmamıştı.
Bir yıl sonra o müthiş surat karşımıza Hababam sınıfının İnek Şaban’ı olarak çıktı. Ondan sonra - Seyyar Tayyar’ın da dediği gibi- patladı gitti. Bu seride benim bazı arkadaşlarım da rol aldılar ki bunlar içinde Hayta İsmail rolündeki Ahmet Arıman benim okul, kardeşimin ise sınıf arkadaşıydı. ( Daha sonra Münir Özkul- Adile Naşit ikilisinin oynadığı Aile Şerefi, Neşeli Günler, Gülen Gözler gibi filmlerde de rol aldı. )
Hababam sınıfı serisi için bir şey yazmaya gerek yok sanırım. Çünkü 1974 yılından günümüze kadar hâla televizyonlarımızda en çok seyredilen filmlerin başında bu seri gelmektedir. Bu serinin İlyas Salman’lı olan versiyonları da fena sayılmazdı hiç bir zaman ilklerinin yerini tutmasa da... Son versiyonları ise bana göre tam bir rezalettir. ( Mehmet Ali Erbil’li olanları )
Yarın..Türk sinemasının iki kralı ve konulu(!), sosyal içerikli(!), gerçekçi(!) filmler dönemi.
YORUMLAR
Bende kolay kolay korkmam fkorku filmlerinden amma bir film var ki DİĞERLERİ mutlaka izlemelisin. Gerçektende korkudan hopladığım bir filmdir. Kızım Aslıyla izledik ve Aslı korkudan uyuyamadı beraber yattık ve ben uyuyanakadar Felak ve Nas suresini okumuştum. Mutlaka izlemelisin. Bir film daha var korku ve gerilim AYNA yabancı sinema mutlaka izlemelisin. Türk korku filmlerinden ise Musallat, Üç harfliler, Büyü. Ben korku filmi izlemeyi çok severim
Kehanet flmini izledim ama beni fazla korkutmadı. Hele Testere izlediim en iğrenç film mide bulandırıcı hertaraf kan revan içinde. Vambir ve zombi filmlerini sevmem onlarda kan revan içinde. Paranormal Aktivite serisi de korkunç değil bana göre.
Müslüman insan hortlaktan vampirden korkmaz inanmıyoruz öyle şeylere çünkü inandığımız ve görmediğimiz şeylerden korkarız. Ammar gösterime girsin ona da gideceğim.
Güllüyüizlemiştim ve Kemal Sunal'ın oradaki rolünü hatırladım. Kemal Sunal orada çok ciddiydi. Çok güldüğüm bir filmdir.
Yine güzel bir yazıydı tebrikler
Selam ve sevgiler
sami biberoğulları
Korku filmi diye sunulan bol sakatatlı filmleri ben de sevmiyorum. Bu arada o zombi, hortlak, vampir hatta kurt adam filmleri de bana göre değil...Kehanet güzeldi ama Hannibal üzerine korku ve gerilim filmi tanımam. Haaa bu arada çok önemli bir klasik daha var: Halka...İleride yazacağım tabii ki.
Türklerin son zamanda yaptıkları filmlerden büyü de sarmadı benii..Korku filmi konusunda henüz çok geriyiz.
Ammar'ı ben de merak ediyorum.
Selam ve sevgilerimle.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
kız yatıyor yorganın altında bişey kımıldıyor yorganı bir acıyor halkadaki çocuk
o sahnesinde çok korkmuştum.
Birde AYNA diye yabancı bir sinema var korku ve gerilim onuda mutlaka izlemelisin.
Ya sen animasyon filmlerini yamıcan mı
buz devri(en sevdiğim ) şrek, köpek balığı hikayesi,kayıp balık nemo, aslan kral, avatar,
bunlardan da bahset
ah dedim ah ne güzel filimlerdi onlar
ne güzel günlerdi
unutulmaz anılardı
huu kadaş iyi diyyon do benim eş korku gilmi izlemaz ki
bu aralar köre filimleri izlyor birde hint filmine taktı olay bu işte ne dersen de maçlar var varya bazen diyorum patlasın tüm toplar dursun oyunlar
saygımlasınız herdaiam arkadaş
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Bu kez,
hemen hemen tamamını seyrettiğim filmlerin resmi geçidi vardı.
O yerli malı korku filmini hatırlıyorum.
Sinemada bir Allah'ın kulu yoktu, üstüne üstlük, küçük kardeşimi de götürmüştük.
garibim, filmi seyredemeyince, bir güzel uyku çekmişti boş olan sinema koltuklarına uzanıp.
Diğer filmleri de hatırlıyorum.
Güllüyü, Kemal Sunal'ın o sahnesini de.
Hababam Sınıfı ile ilk defa orta son sınıfta Rıfat Ilgaz'ın kitabı ile tanışmıştım.
Kitabı filmden çok daha güzeldi.
Yakın tarihe geldikçe,
hatıralarımız biraz daha canlılık kazanmakta.
Eline sağlık hocam.
sami biberoğulları
İleride unuttuğumuz yerli ve yabancı filmlere dalacağız...Zaten kronolojik sıra takip etmiyorum dikkat edersen...Ama bu bölümde tanıdık bildik filmlere girdiğimden midir, yoksa millet bıktı mı filmlerden anlayamadım. Bir önceki bölüm günün yazsısı seçilmesine rağmen bu bölüm fazla ilgi görmedi nedense.
Neyse...Can sağlığı olsun..Ne diyelim
Selam ve sevgilerimle.