POLİTİKLEŞTİRİLMİŞ RENKLERİMİZ
Bazen insanlar kelimelere sığınır/ üşüşür, tıpkı kuşların kışın dallara ısınmak için üşüştüğü gibi.
Ülke gündemi de şu an yolsuzluk dalına üşüşmüş durumda. Yorumun biri bin para. Açlığa , sefalete,üşüyene ,direnene kulak kabartan veya yüreğiyle tarafgirlik olan neredeyse yok. Her yürek kendi imkanıyla direnmekte.
Devletin tüm imkanlarını sonuna kadar kullananlar devletin kendi imkanlarını kendilerine karşı kullanmalarından çok da keyif aldıkları söylenemez. Tam da bu noktada bir sorunla karşı karşıya Türkiye.
Bırakın koltuklarınızdan indirileceğiz korkusuyla yaşamayı. Hepiniz seçimden önce ne vaatlerle çıkıyorsunuz bu insanların karşısına, şimdi nelerle meşgulsünüz.
Hani ilk Ergenekon tutuklamaları yapılırken askeri kanattan bir çok asker öldü/rüldü,intihar etti/rildi. Şimdi aynı olaylar emniyette yaşanmakta ve de yaşanacak çünkü birileri kirli çamaşırların ifşa edilmesinden çok rahatsız olacak.
Daha dün gibi acıları tap taze olan : Roboski, Hatay, Mavi Marmara, Jet’in düşürülmesi… saymakla bitmez yaşananlar ve yaşatılanlar kendi çıkarlarınız uğruna bu masum insanları kendinize hedef seçtiyseniz , tarih ve bu millet bütün bu olanların hesabını sizden mutlaka ve mutlaka soracaktır.
Geçenlerde birileri hala merhum Ahmet Kaya üzerinden kendilerine pay çıkarmaya çalışanlar var. O zaman nerelerdeydiniz şimdi göğsünüzü gere gere ahmet’ten bahsediyorsunuz. Korkaksınız çünkü o dönem ona selam bile veren yanıyordu şimdi de ağzınızdan düşürmüyorsunuz. Geçti kervan geçti devran kendinizi başka yerlere sürün. Şarkılarıyla , fikirleriyle milyonların gönlüne taht kurmuş, inananı, inanmayanı, kürdüyle , türküyle her kesimi kendi rengiyle bir tablonun cümbüşü içerisine oturtan bu ülke sevdalısı adamı bırakın da bari mezarında rahat uyusun. O yerin dibine giresi MGD gecesinde köşeye sıkıştırdığınız, çatal bıçak fırtlattığınız, eşinin yanında aşağıladığınız insanı bırakında rahat uyusun. Tek suçu bu ülkeyi çok sevmekti. Şimdilerde ise bu ülkenin can damarlarını kesen, tarihi birlikteliğini görmezden gelen, tarihi kimliğini yerden yere vuran ne kadar aşağılık insan varsa yerlere göklere sığdırılamamakta.
Gün gelir birlikte ağlarız, gün gelir birlikte güleriz. Çünkü tarih Türklerle Kürtleri etle tırnak misali iki milleti bir tende tek vücut olarak meydana getirmiştir. Anadolu’nun kutsal toprağında aynı topraktan filizlenmiş, aynı gıdalarla büyümüş, aynı karı koca masalları dinlemiş, aynı müziklerle duygulanmış, aynı yağmurlarla ıslanmış, aynı enstrümanların klavyesine dokunmuş, aynı çileleri çekmiş, aynı halaylarda halay başı olmuş bu insanlardan nasıl beklenir birine tunç birine altın denilmesini.
Büyük üstad Aşık Veysel’in dediği gibi:
Beni Hor Görme Gardaşım
Sen Altınsın Ben Tunç Muyum
Aynı Vardan Var Olmuşuz
Sen Gümüşsün Ben Saç Mıyım.
Kadim birlikteliğimizi büyük üstad çok güzel özetlemiş…..meso.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.