- 1159 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
AŞK HAKKINDA
“Her aşığım diyen aşık olmaz.her sevgiden bahseden sadık olmaz. İlahi herkes merd bir aşık olmaz. Sıradan kalplerde aşk derdi bulunmaz!..Sinan Paşa”
AŞKI YAZMAK KOLAY MI?
Kış güneşi İdanın ardından yükselip Edremit körfezinin eteklerine ulaştığında muhteşem bir tablo izlenir,adeta. Usul usul gümüşten bir örtü gibi kıyıya vuran dalgaların sesi, uyandırmıştır huysuz beyaz martıları. Sıcak bir tebessüm yayılır yüzüme. Yüreğim coşar sevgiyle. İşte bu anlarım kalem tutan anlarım olur, genellikle. Aklıma gelen sözcükleri kalemin ucundan damıtırım bir,bir...
Bugün, sizlere aşkı yazmak istedim. Çünkü aşk modası geçmeyen, her yaşta yaşanan ve onsuz olamadığımız bir duygudur. Peki nedir aşk? Biyolojik bir güdü mü, yoksa duygusal bir güvenlik arayışı mı? Belki de, bulduğumuz müthiş bir imaja aşık oluruz. Aşkın gözü gerçekten kör mü? Ama tuhaftır, ilk aşk unutulmaz! Etkisi ise uzun sürelidir. Aldığımız o büyük haz,karşılığı alınmasa bile, unutulacak gibi değildir.Yaşadığımız ve yaşamak istediğimiz bir yoğun tutkudur aşk!
Aşkın o kadar çok çeşitleri ve bir o kadar da hikayeleri vardır. Ya sözleri! Ya şiirleri ve türküleri! Dedim ya aşka doyum olmaz. Aşk tarif bile edilemiyor çoğu kez. Aşk iki kişiliktir. Bazen üçüncü kişi devreye girer. İşte o zaman aşkın içinden çıkılmaz. Adı ihanet olur, çıkar! Bir de Tanrı aşkı vardır. Öyle değil mi?
Aşkın içinde tüm güzel duyguların yanı sıra, bir çok karşıt duyguları da vardır. Acı bekleyişler, paranoyalar, umutsuz ve sabırsız geceler ise aşka hüzünle eşlik ederler. Hüzün ise pusuda bekleyen bir avcı gibidir sanki. Ya sevgiliye duyulan acılı baharat kokan yalnız ve tekinsiz geceler!..O anlarda, hasretin acı lezzeti aşkın alevini daha da, körükler...
AKM de çalıştığım yıllarda sanatçı ve yazarlarla masa sohbetlerimiz çok olurdu. Aklıma o sohbetlerden kalan, damak tadında bir aşk öyküsünü sizlere anlatmak isterim...“ Ünlü Alman besteci, iş adamı olan arkadaşının evine konuk olur. İşleri nedeniyle uzun bir süre kalmak zorunda kalır. Ev sahibinin kızı dünyalar güzelidir. İlk anda aşık olur. Ama güzel kız bestecinin yüzüne bakmadığı gibi bakışlarını hep başka yöne çevirir. Aynı evde kaçar göçer başlar adeta. Yemek masasında yalnız kaldıkları ve evden gitmesine bir gün kala, ünlü besteci genç kıza sorar.’Size bir soru sorabilir miyim?’ Genç kız yine başını çevirmede,’evet,tabi ki!’ yanıtını veriri. ’Evliliğin kutsallığına inanır mısınız?’ Aldığı yanıt,’evet,inanırım.’olunca sözlerine devam eder.
‘Biliyor musunuz?Tanrı biz erkekleri yaratırken, eşlerimizi de bize gösterir. Sıra bana geldiğinde...Gördüm ki,benim eşim; kambur,bir gözü sakat,kısa boylu ve çok çirkindi. Tanrı’ya yalvardım. Ne olur eşimin bu çirkinliğini bana ver. Çünkü bir kadının bu kadar çirkinliği trajedi!’dedim.’
Güzel kız bu konuşmayı ilgiyle dinlerken ilk kez başını kaldırır,bakar. Kambur,kısa boylu ve çirkin besteciye şaşkınlıkla sorar!’Sonra?!’ Besteci ise,’Tanrı bu dileğimi kabul etti!’ dedikten sonra genç kız gülümser ve ellerini karşısında aşkla bekleyen adama uzatır. Ve o tarihten itibaren , onun sevgili eşi olmuş. Bu alman besteci ise, ünlü Mendelson’un babasıymış...”
Sözlerimi değerli şairimiz Özdemir Asaf’ın sözleriyle noktalıyacağım...
“Aşka gönül ile düşersen yanarsın,duygu ile düşersen kavrulursun,akıl ile düşersen çıldırırsın. Aşka düşmez isen,kalabalığa karışır ezilirsin. Sersem sersem durma öyle bir yol seç!..Ö.Asaf”
Yüreğinizden sevgi, gönlünüzden mutluluk, yüzünüzden tebessüm eksik olmasın...
Emine Pişiren/Akçay/2008
YORUMLAR
“Aşka gönül ile düşersen yanarsın,duygu ile düşersen kavrulursun,akıl ile düşersen çıldırırsın. Aşka düşmez isen,kalabalığa karışır ezilirsin. Sersem sersem durma öyle bir yol seç!..Ö.Asaf”
harika bir yazıydı..ustaca güzel yazılmış..konu ise çok güzel...hiç bitmesin istedim okurken..yüreğinize sağlık..kutlarım..sevgilerrrrrrrrrr..
Aşk mı? Var mı, yok mu? Varsa neden bu çılgınca yaşayış? Yoksa nedendir bu aldanış? Aşk varsa, buğusu üstünde bir somunu bölüşememek neden? Neden bir süre sonra akan gözyaşları ne? Mısra mısra dökülüşün ardından bu kavruluş niye? Niçin bedende arayış? Aşk varsa nerede? Niçin bulamayız çoğumuz? Bulduğumuzu zannettiğimiz anda, kısa bir an sonra neden aldatılırız? Bitimsiz ve hesapsız aşk İlâhi aştır bence... Yalnız ve tek gerçek aşk bu... Beşeri aşk ise "bir oyun, bir oyalanma..." Maddenin kıskacında sıkışma... Herşeyimizin tükenişi... Kazanmayıp kaybedişimiz. Güzellikte bulma, çirkinlikle kaybetme bence... Hesapların buluştuğu nokta... Ve hesapların sağlamasının hep yanlış olması... Siz aşkı anlatmada pek ustasınız. Yüreğinizin sesini bence güzel olmayan ve bu gün hükmünü yitirmiş bir örnekle süslemeye çalışmışsınız... Mecnun leylasını ararken Leyla'nın çirkinliğini söyleyene "leyla'yı benim gözümle görün" demesi, aşkın tanımını daha iyi ifade etmemiş mi? Aşk, şimdilerde bir macera değil mi? Menfaatlerin kesiştiği ve öpüşüp geçtiği, dönüp geriye bakmayışın temsili şekli değil mi? Aşk var mı, varsa nerede? Yoksa biz neyin peşindeyiz? Size, seveninizin sadakatli olması temennisi ile saygılar ve sevgiler sunuyorum Efendim. Ne aşksız kalalım, ne de aşkın esiri olalım...Var olduğuna inanmaya çalışalım. Bulunca da bırakmayalım...sevgi ve sağlıkla kalın değerli dostum.
Aşk diye bir şey var ve sarsıcıdır! Akıl askıya alınabilir, dikkat ister.Nasıl tarif edilir derseniz?Ben,damıtılmış sevgi olarak anlıyorum,ve ya, sevgiyi herhangi şey üzerinde zumlamak.Bu çoğu zaman da bilinçli olmaz kendiliğinden. Ayağınız taşa takıldıktan so nradır ki,başınıza geleni anlarsınız.Öncesin de gönyeye gelmeyen bir düzlemi yaşarsınız.Yazınız oldukça iyiydi.Hikaye ise mütiş.Neden oldunuz ,yazdım.Selam,saygı.
hyazici58 tarafından 4/30/2008 11:46:45 PM zamanında düzenlenmiştir.